"Mahkumların hepsi bize emanet ve hepsi kardeşimizdir"

Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Nedim Elbistan: - "İnsani olarak zorlu bir görevi ifa ediyoruz. Üzerimizdeki yükle beraber bu durumun hem vicdani hem de hukuki bir sorumluluğu var. İnşallah bu tarafta karşılığını almasak da ahirette sevabını alırız diye düşünüyoruz çünkü mahkumların hepsi bize emanet ve hepsi kardeşimizdir" - "Onların buradaki zamanlarını en iyi şekilde değerlendirip, dışarıya çıkmaları ve ailelerine kavuşmalarını sağlamak amacımızdır. Burası insanlar için yapılmış ve buraya düşmem diyen insan yalan söyler ama bir gelen bir daha gelmesin" - Kadın mahkum E.D: - "Dışarıdaki kadınlar, ellerindeki imkanlarını en iyi şekilde değerlendirsinler ve her şeye sahip oldukları için şükretsinler. Bir anne için çocuklar için her şeye değer. Çocukların hiçbir suçu olmadan bir şekilde burada yaşamaya devam ediyor. Onlar için en azından bir şeylerin yapılmasını istiyoruz" - Kadın mahkum M.D: - "Kadınlar asla kendini ezdirmesinler. Benim tek şansızlığım o zamanlar köy hayatı yaşadığım için jandarmayı, polisi ve adaleti bilmememdi ama yine de dosyam şu anda Yargıtay'da ve ben suçsuz olduğuma ve çıkacağıma inanıyorum"

İSTANBUL (AA) - AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Nedim Elbistan, yaptıkları zor görevin hem vicdani hem de hukuki sorumluluğu bulunduğunu belirterek, "İnşallah bu tarafta karşılığını almasak da ahirette sevabını alırız diye düşünüyoruz çünkü mahkumların hepsi bize emanet ve hepsi kardeşimizdir. Onların buradaki zamanlarını en iyi şekilde değerlendirip, dışarıya çıkmaları ve ailelerine kavuşmalarını sağlamak amacımızdır. Burası insanlar için yapılmış ve buraya düşmem diyen insan yalan söyler ama bir gelen bir daha gelmesin." dedi.

Reklam
Reklam

Elbistan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008'den bu yana hizmet veren kurumun, fiziki yapı ve teknik özellikleri bakımından dünyanın en modem Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olduğunu söyledi.

Eğitim faaliyetleri kapsamında kurumda 23 farklı branşta Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve İSMEK tarafından ortaklaşa organize edilen meslek edindirme kurslarının devam ettiğini anlatan Elbistan, hükümlü ve tutukluların aşçılık, kuaför, takı tasarımı, giyim, resim, tiyatro, müzik, bilgisayar ve benzeri alanlarda eğitim alıp sertifika sahibi olduğunu belirtti.

Elbistan, kurumda iş yurdu faaliyeti olarak bir şirket tarafından kurulan tekstil atölyesinde 80 tutuklu ve hükümlünün sigortaları ve maaşları ödenerek istihdam edildiğini anlatarak, burada üretilen emtianın direkt yurt dışına ihraç edildiği bilgisini verdi. Elbistan, "Bunlar hem kendilerine hem bize kazanç sağlıyor, böylece içeride disiplinli bir şekilde cezalarını daha rahat bir şekilde geçiriyorlar." diye konuştu.

Ceza İnfaz Kurumu'nda annelerinin yanında kalmakta olan 0-6 yaş arası 93 çocuk bulunduğunu anlatan Elbistan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"Bu çocukların ana okulu çağında olanları kurumumuz içinde bulunan Adalet Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığımızın ortak projesi olan Adalet Anaokulu'na devam etmektedir. Bu anaokulu dünyada tek ve alanında en iyi anaokulu konumundadır. Bu okulda kurumda annelerinin yanında kalan 2-6 yaş arası çocuklarla çalışan personel çocukları eğitim görmektedir. Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenleri gözetiminde saat 09.00-17.00 arası 40 çocuk eğitim görmektedir. Ayrıca annelerinin yanında kalan 0-2 yaş arası çocukların psikososyal ve bilişsel gelişimlerinin desteklenmesi ve farklı materyalleri tanımalarını sağlamak amacıyla kurum içerisinde oluşturulan oyun alanında Maltepe Üniversitesinden gelen öğretim görevlilerinin de desteğiyle ortalama her hafta 25 çocuk faydalanmaktadır."

Elbistan, kurum mutfağında günlük 3 öğün yemeğin normal, diyet, vejetaryen ve veganlar için dört ayrı yemek listesi hazırlandığını anlatarak, "Aynı zamanda İSMEK'le yürüttüğümüz yemek kursuna katılıp oradan da eğitimlerini alıyorlar. Aşçı ve pastacılık kursumuza giriyorlar ve buradan sertifikalarını alanlar, kurum mutfağında çalışmaya hak kazanıyor." bilgisini verdi.

Reklam
Reklam

Ceza infaz kurumunda bin 352 hükümlü ve tutuklu olduğunu belirten Elbistan, şunları kaydetti:

"Bunun 300'ünü 51 ülkenin vatandaşları oluşturuyor ve böylece kurumda 27 ayrı dil konuşuluyor. İnsani olarak zorlu bir görevi ifa ediyoruz. Üzerimizdeki yükle beraber bu durumun hem vicdani hem de hukuki bir sorumluluğu var. İnşallah bu tarafta karşılığını almasak da ahirette sevabını alırız diye düşünüyoruz çünkü mahkumların hepsi bize emanet ve hepsi kardeşimizdir. Onların buradaki zamanlarını en iyi şekilde değerlendirip, dışarıya çıkmaları ve ailelerine kavuşmalarını sağlamak amacımızdır. Burası insanlar için yapılmış ve buraya düşmem diyen insan yalan söyler ama bir gelen bir daha gelmesin."

- "Dışarıdaki kadınlar, ellerindeki imkanlarını en iyi şekilde değerlendirsin"

Kadın mahkum E.D. 2017'den bu yana cezaevinde bulunduğunu ve 2 yaşında bir çocuğu olduğunu belirterek, burada geçirdiği zamanların özgürlüğü kısıtlandığın için zor olduğunu fakat kurum yönetimi ve personelin özverisi nedeniyle yaşadığı zorluğun daha kolay hale geldiğini anlattı.

Reklam
Reklam

Çocuğunun eğitimi ve kendisi için gerçekleştirilen çalışmalara katıldığını anlatan E.D, şöyle devam etti:

"Kurumda açılan kreşe ve psikologların öngördüğü çalışmalara katılıyoruz, bir şekilde hayata devam ediyoruz. Cezamın dolmasına 11 sene var ama ben burada laborant bölümünü okuyorum. Üniversiteyi bitirdikten sonra dışarı çıktığım zaman sağlık kuruluşlarında çalışmayı istiyorum. Cezaevine girmeden önce direksiyon öğretmenliği yapıyordum, dışarı çıktığımda da sağlık sektöründe çalışmak istiyorum. Dışarıdaki kadınlar, ellerindeki imkanlarını en iyi şekilde değerlendirsinler ve her şeye sahip oldukları için şükretsinler. Bir anne için, çocuklar için her şeye değer. Ben çocuğumu aileme versem, anne-babadan ayrı büyümek zorunda kalacak fakat çocuklu annelere en azından belli bir yaşa kadar ya da belirli bir şekilde izin doğrultusunda bir şeyler yapılmasını isterim. Çünkü çocuğumla bir yaşa gelene kadar hiçbir etkinlik yapmamış olacağım. Mesela onu salıncakta hiç sallamamış veya kaydırağa bindirmemiş olacağım ve bu tarz şeyler içimde bir ukde olarak kalacak. Devlet büyüklerimizden bunların giderilmesini isterim."

Reklam
Reklam

- "Tek şansızlığım jandarmayı, polisi ve adaleti bilmememdi"

Kadın mahkum M.D. ise bebeğini doğurduktan 5 ay sonra cezaevine geldiğini söyleyerek, "Kreşimiz açıldığından beri çocuklarımızın kreş ortamında oyuncaklarla ve eğitimcilerle beraber büyümesi bizim için çok güzel bir şey oldu. Emeği geçen müdürlerimize ve görevlilerin her birine çok teşekkür ediyorum." dedi.

Hapishaneye gelmeden önce yaşadığı zorluk ve sıkıntıları anlatan D, şunları kaydetti:

"Ben şu an yattığım suçtan berat etmiştim ve buraya geleceğimi bilmiyordum daha sonra tekrar içeri alındım. Fakat beraat aldığım süreçte evlenmiş ve çocuk yapmıştım. Tekrar içeriye gireceğimi bilseydim çocuk yapmazdım diye düşünüyorum çünkü çocukla hapishane ortamında olmak çok daha zor. Kreşin açılmasından dolayı çok mutluyum, Allah emeği geçen herkesten razı olsun. Kreş konusunda memurlarımız ve müdürlerimiz noktasında gerçekten çok şanslıyız. Cezamın bitmesine daha on senem olduğu için şu an için ileriye dönük herhangi bir hedef göremiyorum ama çıktığım zaman çocuğuma güzel bir gelecek sağlamak için çalışacağım. Burada İSMEK bağlantılı meslek edindirme kursları veriliyor ama çocuğum daha iki yaşında olduğu için onu bırakıp eğitimlere katılamıyorum bu nedenle de sadece kreş imkanından faydalanıyoruz, bu da bizim için çok önemli bir ayrıntı."

Reklam
Reklam

M.D, kadınların her an özgürlüğün tadını çıkarması gerektiğini dile getirerek, "Kadınlar asla kendini ezdirmesinler. Benim tek şansızlığım o zamanlar köy hayatı yaşadığım için jandarmayı, polisi ve adaleti bilmememdi ama yine de dosyam şu anda Yargıtay'da ve ben suçsuz olduğuma ve çıkacağıma inanıyorum." dedi.