Karaaslan, bir soru üzerine, Emniyet Müdürlüğünde darbecilere karşı kendilerini desteklemeleri için sivillere silah vermediklerini belirterek, "İhtiyaç duysaydım verirdim ama ihtiyaç duymadık. Fakat sokağa çıkan insanlara yardımcı olmaları konusunda arkadaşlara talimat verdim. Genelkurmay Başkanlığına, TRT'ye girmeleri konusunda talimat verdim." diye konuştu.
Darbe girişimi gecesi yaşadıklarını anlatan Karaaslan, ilk olarak Genelkurmay kavşağından silah sesi duyulduğu yönünde haber aldıklarını ancak bunu normal bir asayiş olayı gibi değerlendirdiklerini söyledi.
Silah seslerinin artması ve Genelkurmay Başkanlığının içinde çatışmaların olduğunu öğrenince dönemin Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar'a darbe girişimi ile karşı karşıya kaldıklarını söylediğini aktaran Karaaslan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine giderek, kriz masası oluşturduklarını, Başbakan Binali Yıldırım'ın da bilgisi dahilinde tüm personeline sert bir şekilde silahla karşılık vermeleri konusunda talimat verdiğini kaydetti.
Sokaklara çıkan vatandaşları da toplanacakları yerler konusunda yönlendirdiklerini anlatan Karaaslan, gözaltıların başlamasıyla karşı tarafın moralinin bozulduğunu belirtti.
Darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını ilk dakikalarda anladığını söyleyen Karaaslan, şu değerlendirmede bulundu:
"30 yıldır emniyet teşkilatını nasıl ele geçirdiklerini biliyoruz. Komuta kademesinin de yakın çevresinin FETÖ tarafından ele geçirildiğini biliyorduk. Böyle bir potansiyellerinin olduğunu değerlendiriyordum. 'Şu adam FETÖ'cü, şu değil' diyemem ama kendi teşkilatımızda yaşadıklarımızdan yola çıkarak bunu yapabileceklerini değerlendirmiştim. Eğer devleti hedef alıyorlarsa sadece emniyet teşkilatını ele geçirerek bunu başaramayacaklarını biliyorlar. Bize ne yaptılarsa diğer kurumlara da aynısını yaptılar."
Darbe girişimi gecesi talimat verdiği personelinden talimatına uymayanların olup olmadığına yönelik soruya Karaaslan, açık bir şekilde emrine karşı çıkan olmadığını söyledi. Ancak bazı müdürlerin, "Asker güçlüdür, asker karşısında zarar görmeyelim, teslim olalım" gibi ifadeler kullandığını öğrendiğini dile getiren Karaaslan, "Bunların hepsini gözaltına aldırdık. Şu anda hepsi tutuklu. Organize şekilde emrime karşı gelme söz konusu olmadı." dedi.
Karaaslan, kendisinin FETÖ ile yeterince mücadele edip etmediği yönündeki soruya, "üzerine düşeni yaptığı" cevabını verdi.
FETÖ ile mücadele eden 5 kişi varsa birinin mutlaka kendisi olduğuna işaret eden Karaaslan, "90'lı yıllarda bu yapının istihbarat daire başkanlarına sızdığı konusunda amirlerimizi uyardık, bir nebze başarılı olduk ki bizi attılar. 2001 yılında oradan ayrıldım, bizim yerlerimiz de hep Fetullahçılar tarafından dolduruldu." diye konuştu.
- "İŞTE GELDİĞİMİZ NOKTA BU..."
Karaaslan, 1994 yılında bir kişinin kendisine, "Fetullah Gülen'den ne istiyorsun? Türk kültürünü dünyaya tanıtıyor" dediğini ve kendisinin de devleti ele geçirerek kendi yönetim şeklini getirmek istediğini aktardığını anlattı. "Bir gün gelse, Genelkurmay Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, MİT Müsteşarı Fetullahçı olduğunda o devleti ele geçirmek için silah kullanmaya gerek olur mu?" dediğini belirten Karaaslan, "Arkadaşım da bana, 'sen kafayı yemişsin' demişti. İşte geldiğimiz nokta bu. Herkesin yanıldığı nokta bu, 'Zamparadan Fetullahçı olur mu, Aleviden Fetullahçı olur mu' dedik. İşte örnek: Recep Güven. Şimdi de Fetullahçı kesimin bittiğini söyleyemem ama son kararnamelerle azalma oldu, ihraç edilenler ve açığa alınanlar için söylüyorum, vicdanen altına imzamı atarım." ifadesini kullandı.
Karaaslan, terörle mücadele konusunda FETÖ yapısının özellikle doğudaki operasyonları çok ciddi sekteye uğrattığını belirtti.
Kendisinin Van'da Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde çözüm sürecinin yaşandığını dile getiren Karaaslan, "Ben yasaları sonuna kadar uyguladım, müdahale edilecekse ettim ama yaptıklarım nedeniyle hiçbir amirimden bir uyarı ya da aksi bir talimat almadım. Tam tersine övgüler aldım. Ama 2014 yılında Jandarma kırsalda ısrarla operasyon yapmadı. Valilik tarafından yazılı talimat olduğu halde operasyon yapmadı. 2015'te komuta kademesi değişti ve operasyon öyle başladı. Terörle mücadelede görevi sekteye uğratmamış olsalardı daha başarılı olunurdu. Zaten o dönemin komuta kademesi şu anda tutuklu." açıklamasında bulundu.
Neden darbe girişiminde bulunulduğu sorusuna ise Karaaslan, "Benim kanaatim; ülkeyi bir kaos ortamına sürükleyip, bir savaş çıkarmaktı. Bunun kime ne fayda sağlayacağını ise herkes biliyor, kime hizmet ettiklerini herkes biliyor. Bölgemizdeki uluslararası gelişmelerin devamı olarak görüyorum." diye konuştu.
Darbe girişimi sonrası gözaltına alınanlarla ilgili fotoğrafların kamuoyuna yansımasının işkence iddialarını ortaya çıkardığının belirtilmesi üzerine Karaaslan, bin 800 civarında kişiyi gözaltına aldıklarını ve bunlara yer bulmanın oldukça zor olduğunu ifade etti. İlk gün spor salonlarından faydalandıklarını dile getiren Karaaslan, ileriki günlerde sorunun aşıldığını kaydetti.
Karaaslan, başka bir soru üzerine, Emniyet Müdürlüğünde darbecilere karşı kendilerini desteklemeleri için sivillere silah vermediklerini belirterek, "İhtiyaç duysaydım verirdim ama ihtiyaç duymadık. Fakat sokağa çıkan insanlara yardımcı olmaları konusunda arkadaşlara talimat verdim. Genelkurmay Başkanlığına, TRT'ye girmeleri konusunda talimat verdim." diye konuştu.
"Bu darbenin sivil ve siyasi ayağına yönelik bir tespitiniz var mı?" sorusuna Karaaslan, "Yok, bir tespitim olsa hemen işlem yaparım" cevabını verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Akıncı Üssü'nde 15 Temmuz gecesi yaşanan görüntülerin istenmesini talep etti.
AA