Makat bölgesinde kullanılan krem ve merhemler, değişik maddeler içerebilmektedir. Bu nedenle kesinlikle doktor önerisi olmadan kullanılmamalıdır. Bu tür merhemler sıklıkla, Deri Hastalıkları Uzmanları ve Genel Cerrahi Uzmanları tarafından önerilir. Makat çatlağı için krem önerileri arayanlar için Prof. Dr. Korhan Taviloğlu, detaylı bilgiler verdi.
Özellikle, nitrogliserin içeren kremler kan yolu ile yayılarak, vücutta genel etkilere yol açabildiklerinden, eldiven ile uygulanmaları veya tahta bir çubuk (spatül) yardımı ile sürülmeleri yararlı olabilir. Krem ve merhemlerin ortalama olarak günde 2-3 kez, özellikle dışkılama ve oturma banyosu sonrasında makatın etrafını kaplayacak boyutta sürülmeleri, tuvalet kağıdı ile makat bölgesinin silinmemesi ve bunun yerine su ile temizlenmesi yararlı olur.
Benzocaine, tetracaine, lidocaine, diperodon, dibucaine veya pramoksin türü lokal anestezik kremler makat bölgesinde özellikle ağrı ve yanma yakınmalarını rahatlatmakta yararlıdır. Bu tür kremlerin makatın dışındaki deriye uygulanması uygun olur, makat içine uygulandıkları takdirde, bağırsak yolu ile hızla emilerek; bulantı, kusma ve kasılmalar gibi zehirli (toksik) etki yaratabilirler.
Fenol, mentol, borik asit ve oksikinolin türü antiseptik (mikrop durdurucu) kremler makat bölgesi sorunlarında gerek bakteri ve gerekse de mantarların sayılarını azaltarak etki gösterirler.
Bizmut subgallat, Hamamelis virginiana (witch hazel), tannik asit, çinko oksit ve Peru balzamı bu anlamda yaygın olarak kullanılırlar. Derideki ödemi alarak ve dokuları sıkılaştırarak etki ederler. Bu tür kremler özellikle pıhtılaşmış (tromboze) hemoroid veya basur olgularında damarları büzme etkileri ile gayet etkilidirler.
Bu tür kremler makat bölgesinde sorunlu olan yeri korur ve özellikle makatta kaşınma ile yanma gibi yakınmaları ortadan kaldırır ve makat bölgesini kayganlaştırarak dışkılama eyleminin daha az sorunla gerçekleşmesine olanak sağlarlar. Bu grupta tercih edilen maddeler; çinko oksit, alüminyum hidroksit jel, kalamin, kakao yağı, balık yağı, gliserin, kaolin, lanolin, mineral yağı, vazelin ve nişastadır.
Efedrin, fenilepinefrin gibi maddeler içeren kremlerin damarlarda büzüşme yaparak kanamayı durdurdukları bilinmektedir, ancak aynı gerçeğin hemoroid kanamaları için de geçerli olduğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bu tür maddelerin, baş dönmesi, bulantı, kusma, terleme, susuzluk hissi, çarpıntı, yüksek tansiyon, göğüs ağrısı, ritim bozukluğu, işeme bozukluğu, kas güçsüzlüğü ve uykusuzluk gibi yan etkilere yol açabildiği bilinmektedir. Kalp hastalığı, şeker hastalığı (diyabet), göz tansiyonu (glokom), yüksek tansiyon (hipertansiyon) ve hipertiroidi sorunları olanların bu tür ilaçları doktor onayı ile kullanması uygun olur.
Yara iyileşmesini hızlandıran ve doku onarımını arttıran bu tür kremlerden sık olarak yararlanılmaktadır. Balık yağı, Peru balzamı, A ve D vitamini bu amaçla kullanılan maddelerdir.
Tüm dünyada kortizon içeren kremler, makat bölgesi yakınmalarında ve özelllikle de makatta kaşıntı yakınmalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Buna karşın, bilimsel olarak kortizon içerikli kremlerin hemoroid (basur) veya makat çatlağının (makat yırtığı, anal fissür) iyileşmesine katkıda bulunduğu veya ağrısını ortadan kaldırdığına ait bilimsel bir kanıt yoktur. Bu tür ilaçlar; merhem, fitil, lavman veya köpük olarak bulunabilmektedir.
Yan etkileri: Bu tür ilaçlar bırakıldığında yakınmalar aynen başlayabildiğinden uzun süreli kullanımları gerekebilmektedir. Bu tür ilaçların aylar veya yıllar boyunca kullanılması sonucunda, kaslarda küçülme ve güçsüzlük (atrofi) ve telanjiektazi adı verilen bazı damar bozuklukları gelişebilir. Bu tür ilaçlar, vücutta yerleşen uyuz ve şerit (solucan, tenya) gibi hastalıkları baskılayabilir ve geç tanı konulmasına neden olabilir. Kortizonlu kremlerin aşırı miktarlarda kullanılmadıkça, emilerek vücutta genel bir yan etki yapmaları beklenmez. Hamile kadınlarda uzun süreli kullanılmamaları gerekir.
Fitiller dışkının çıkışı esnasında makat kanalının ağzında kayganlığı arttırarak, dışkılama eyleminin kolaylaşmasına yardımcı olurlar. İçerdikleri aktif maddeyi eridikten sonra dışarıya bırakma özelliğine sahip olduklarından geç etki gösterirler. Kortizon içeren fitil veya suppozituvarlar kalın bağırsağın makata yakın olan son 10-15 cm’lik kısmı olan rektum’un ‘rektit’ adı verilen iltihaplarında etkilidir. Özellikle, rektum veya makat kanseri nedeniyle ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanan hastalarda, radyasyonun yan etkisini veya ‘radyasyon rektiti’ adı verilen sorunun tedavisinde kortizonlu fitillerin yararı vardır. Yan etki olarak bu tür fitiller, makat kanalında ülserlere ve hatta darlığa neden olabilirler.
Bu gruptaki ilaçlar; hidrokortizon veya prednizolon maddelerini içerirler.
Kortizon içeren lavman veya köpükler; ‘rektit’ adı verilen kalın bağırsağın son kısmı olan rektum’un iltihaplarında ve ‘ülseratif kolit’ adı verilen iltihabi bağırsak hastalığı durumlarında etkilidir. Hastalar tarafından köpük tedavisi günlük yaşamı kısıtlamadığı için daha çok tercih edilir. Cann ve Holdsworth köpüklerin makat yolu ile uygulanması durumunda emilerek kana karıştıkları ve böbreküstü bezini baskılayabildiklerini belirlemişlerdir. Ancak, lavman yolu ile yapılan tedavi ile tablet veya iğne şeklinde olan kortizona göre çok daha az emilim olduğu bilinmektedir.
5-Amino-salisilik (ASA) asit içeren lavmanlar veya fitiller
5-ASA grubundaki lavman veya fitil şeklindeki ilaçlar ‘rektit’ adı verilen kalın bağırsağın son kısmı olan rektum’un iltihaplarında tercih edilirler.
Özellikle, makat çatlağı (anal fissür), anismus (dışkılama sırasında makat kaslarının gevşememesi) ve hemoroid (basur) gibi sorunların varlığında nitrogliserin kremlerin iç makat kasını (internal anal sfinkter) gevşetme konusunda çok yararlı olduğu bilinmektedir. Loder ve ark. % 0.2’lik Gliseril trinitrat kremin, uygulamayı takiben 20 dakika içinde makat kası basınçlarını % 27 oranında düşürdüğünü belirlemişlerdir. Gorfin özellikle pıhtılaşmış (tromboze) hemoroid ve makat çatlağı (anal fissür) olgularında % 0.5’lik Gliseril trinitrat krem uygulaması sonrasında, makattaki ağrının belirgin şekilde azaldığını belirlemiştir. Nitrogliserin kremlerin, krem olarak uygulansalar bile kana karışarak tansiyon düşüklüğüne neden oldukları ve bunun sonucu olarak ta baş ağrısı ve baş dönmesi gibi yan etkiler oluşturdukları bilinmektedir, bu nedenle migren, kronik baş ağrısı, düşük tansiyon ve vertigo hastalarında bu ilacın kullanımının sorun yaratabileceğini bilmekte yarar vardır.
SORU VE GÖRÜŞLERİNİZ İÇİN: drkorhantaviloglu@mynet.com