Maktulün eşi cinnet geçirdi

İSTANBUL (İHA) - Sarıyer'de 32 yerinden bıçaklandıktan sonra cesedi ormanda yakılmış olarak bulunan borsacı Hakkı Ünal'ın katil zanlılarının yargılanmasına başlandı. Davanın ilk duruşmasında hazır bulunan maktul Ünal'ın eşi Şükran Ünal, sanıkların olayı namus meselesine dönüştürmek istemesi üzerine cinnet geçirdi. Sanıklara saldırmak isteyen ve sinir krizi geçiren Şükran Ünal'ı polis güçlükle sakinleştirdi.

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Koçak, Güllühan Demirci, Umay Tokay, Tuncay Kurt, Nurettin Ateş, Durmuş Yılmaz, Erol Şabudak, Şenol Yıldız, Ali Osman Kurt ile maktul yakınları Şükran, kardeşleri Salim Ünal ve Ayşe Ünal katıldı. Sanık Mehmet Koçak ifadesinde, iki çocuğunun annesi Güllühan Demirci ile dini nikahlı olduklarını belirterek, "Cezaevinden yeni çıkmıştım. Güllühan, Hakkı Ünal'ın bayan arkadaşı ile dost olduklarını, birlikte yemeğe gittiklerini söyledi. Eve küfürlü telefonlar geliyordu. Bu telefonlar yüzünden eşimi dövdüm. Hakkı Ünal'la ilişkisinin olduğundan şüphelendiğim Güllühan'a 'Beni onunla yüzleştir' dedim. Güllühan'dan Hakkı Ünal'ı arkadaşım Ayşe Umay'ın evine getirmesini istedim" dedi. Hakkı Ünal'ı karşısına görünce kendini kaybettiğini söyleyen Mehmet Koçak, "Senin bu kadınla ne işin var dedim. Bana tepki gösterdi. Tartışmaya başladık. Güllühan diğer odaya gitti. Elime geçirdiğim bıçakla Hakkı Ünal'ın üzerine yürüdüm. Öldüğünü anlayınca çamaşır ipi ve çarşafla bağladım. Daha sonra cesedi büyük bir koliye koydum" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Maktulün cesedini nakliyecilik yapan Durmuş Yıldız'dan temin ettiği bir araca koyduğunu ve Tuncay Kurt ile birlikte ormanlık araziye götürdüklerini söyleyen Mehmet Koçak, "Yolda iki bidon benzin aldık. Tuncay kolinin içinde önemli evrak var zannediyordu. Cesedi yaktım. Daha sonra Erol Şabudak'a getirttiğim maktule ait arabayı ateşe verdim. Erol Şabudak'a kaskodan para almak için arabamı yaktığımı söyledim. Maktulü parası için öldürmedim" şeklinde ifadesini tamamladı.

Daha sonra söz alan Güllühan Demirci ise "Mehmet'le televizyon izlerken şarkıcı Sevda Demirel'i gördüm. 'Arkadaşımın birlikte olduğu Hakkı Ünal da bu kadınla çıkmış' dedim. Mehmet 'Senin bunlarla ne işin olabilir' diyerek beni dövdü. Hakkı Ünal'la ilişkim olduğunu sandı. 'Beni onunla yüzleştir' dedi. Hakkı Ünal'ı ailevi bir mesele için evde görüşmeye çağırdım. Olayın böyle gelişeceğini bilmiyordum. Ben maktulün sadece evli olduğunu biliyordum. Ne iş yapar, ne kadar parası vardır bilmiyordum" diye konuştu. Demirci polisteki ifadesinde, "Mehmet Koçak, cinsel ilişki için eve getirdiğim Hakkı Ünal'la beni yatakta basacaktı. Para karşılığı gitmesine izin verecekti. Ama kendine hakim olamadı" demişti. Diğer sanıklar, ifadelerinde olayla ilgilerinin bulunmadığını söylediler.

Reklam
Reklam

"BORSACI OLAN KOCAMI PARA İÇİN KAÇIRDILAR" Maktul Hakkı Ünal'ın eşi üç çocuk annesi Şükran Ünal, sanıkların eşini parası için öldürdüğünü belirterek şöyle konuştu:
"Eşim evine bağlı birisiydi. Hafta sonları bile evden çıkmazdı. Kötü alışkanlığı yoktu. Cinayetin tek kişi tarafından işlendiğine inanmıyorum. Eşim boylu poslu bir adamdı. Tek kişi onu deviremez. Sanıklar borsacı olan kocamı parası için kaçırıp öldürdüler. Cezalandırılmalarını istiyorum."

Maktul Ünal'ın eşi Şükran Ünal, sanıkların olayı namus meselesine dönüştürmek istediklerini iddia ederek tepki gösterdi. Sanıklara saldırmak isteyen ve sinir krizi geçiren Şükran Ünal'ı polis güçlükle sakinleştirdi. Polisin araya girmesiyle uzaklaştırılan Şükran Ünal, "Katiller, kocamı parası için öldürdünüz. Şimdi de olayı namus meselesine dönüştürmeye çalışıyorsunuz" diyerek gözyaşlarına boğuldu.

Sanık Güllühan Demirci ise kendisini görüntüleyen basın mensuplarına, "İki çocuğum var. Ne olur doğruları yazın" açıklamasını yaptı.

Reklam
Reklam

İstanbul Cumhuriyet Savcısı, mütalaasında, iddianamenin anlatımı itibariyle sanıkların bir kısmının gasp maksadıyla maktulü kaçırdıkları anlatılıyor. Ancak gasp suçundan herhangi bir davanın açılmadığının anlatıldığı mütalaada, "adam öldürme" suçuyla gasp suçunun birbirinden bağımsız olarak işlendiğini belirtilerek, sanıklar Ayşe Umay Tokay, Mehmet Koçak ve Güllühan Demirci hakkında, TCK'nın 499/1. maddesi uyarınca ek iddianame hazırlanmasını istedi.

Mahkeme heyeti, maktulün konulduğu belirtilen koliler taşınırken cesedinin içinde olup olmadığının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar veren mahkeme heyeti, sanıkların tahliye talebini reddederek dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Mahkeme heyeti ayrıca ek bir iddianame hazırlanması talebini de kabul etti.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Mehmet Koçak hakkında TCK 450/4-son maddesine göre "taammüden adam öldürmek" suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırılması istendi. Mehmet Koçak'ın sevgilisi Güllühan Demirci hakkında ise "adam öldürmek suçuna doğrudan katılmak" suçundan müebbet hapis, sanık Umay Tokay için de "suç faillerine yardım etmek" suçundan 16 yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Diğer sanıklar Tuncay Kurt, Nurettin Ateş, Durmuş Yıldız, Erol Şabudak, Şenol Yıldız, Ali Osman Kurt için ise TCK 296 maddesinde yer alan "suç faillerine yardım etmek, cürüm delillerini gizlemek" suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptırılmaları istenmişti.

Reklam
Reklam