Malatya Valisi Ulvi Saran, iç sularda canlı varlığının yaşamını sürdürmesi için hidroelektrik santrallerine (HES) üzerine kuruldukları suyun en fazla yüzde 65’ini kullanma, yüzde 35’ini tabiata bırakma zorunluluğu getirdiklerini belirtti.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’na atanan Malatya Valisi Ulvi Saran, bir araya geldiği gazetecilerle helalleşti. Sedat’ın Yeri isimli kır lokantasında düzenlenen programda Vali Ulvi Saran, medya mensuplarıyla sohbet etti. Kentin kalkınması için kültürden sanata, ekonomiden tarıma birçok projeyi hayata geçirdiklerini anlatan Vali Saran, bununla birlikte doğal yaşamın korunması için yoğun çaba harcadıklarını ifade etti. Hidroelektrik santralleri için sıkıntıya da girerek belirli koşulların yerine getirilmesini sağladıklarını anlatan Saran, nehir, çay, dere gibi su kaynaklarındaki canlı varlığının korunması için “Malatya’da iç sularda, enerji üretmek isteyen HES’ler için akan suyun yüzde 35'ini tabiata bıraktıktan sonra en azami yüzde 65'ini kullanma zorunluluğu getirdik.” dedi.
Bu uygulamanın sadece Malatya’da olduğunu vurgulayan Saran, “Ne yazık ki, iç su kaynakları çok zengin değil, giderek küresel ısınma nedeniyle kuraklık yönünde de ciddi değişimler var. Genellikle iç sularımız dar vadilerde ve küçük debilerde akıyor. Malatya’da, dağların ve vadilerin arasında bir su varsa orada esaslı bir yeşillik, bir hayat kaynağı, bir eko sistem var. Gerek biyoloji mikroorganizmalar gerekse de bitkisel yapılar burada hayat buldu. Bunların korunması için çok hassas davranmak zorundayız, bir taraftan da ülkenin enerji açığını kapatmak üzere potansiyel oluşturan her noktada, su kaynağının enerjiye dönüştürülmesi yönünde bir politika geliştirildi. Bu iki yapıyı birbiriyle çelişmeyecek bir biçimde uygulamak zorundayız.” diye konuştu.
Para kazanma hırsıyla bu işlerin yürütülmemesi gerektiğinin altını çizen Saran, “Önce bilimsel ölçütlere riayet edilmelidir. Bu konuda Malatyalıların içi rahat olsun. Suyu kullanarak enerji üreteceğiz. Samimiyetle sürdürdüğümüz tutum diğer illere örnek oluyor. Diğer ilerde de bizdekine benzer uygulamalar belirmeye başladı. Bu oran daha önce yüzde 10’du. Akan suyun çevresinde, canlı hayat yoksa bile yüzde 10.dan aşağı olamaz yönünde bir kriter vardı. Tüm santrallerde yüzde 10’u su bırakılırsa kafidir anlayışla hareket edildi. Sıkıntı burada yatıyor, biz yüzde 10 gibi asgari oranın her yerde geçerli olmayacağını bunun üzerine gidildiğinde yüzde 50’ye kadar çıkartılabileceğini gösterdik. Değerlendirme sonunda şehir için yüzde 35 kabul görüldü.” ifadelerini kullandı.
Karakaya Baraj Gölü üzerindeki Fırat Demiryolu Köprüsü’ne karayolu inşa etme projesini çok istediği halde hayata geçiremediğini anlatan Saran, "Malatya ile Elazığ'ın Baskil ilçesi arasındaki ulaşımı sağlayacak Fırat demiryolu köprüsü üzerine yapmayı planladığımız karayolu köprüsü, istediğimiz düzeyde gitmedi. Karayolları kendi standardında olmadığı için yapmadı. İl Özel İdaresi imkanları ile yapalım dedik. Kalkınma Bakanlığı’ndan ödenek istedik. İnşallah gelişmeler olur.” dedi.
Beydağı Ağaçlandırma Projesi’nin ülkedeki en iyi ağaçlandırma projesi seçildiğini anımsatan Saran, kayaları oyarak 300 bin fidan diktiklerini, dikilen fidanların yüzde 90’ının tuttuğunu kaydetti.
Kentte hali hazırda devam eden projelerin devam etmesini arzuladığını vurgulayan Saran, bu konuda sivil toplum ve medya kuruluşlarının sahip çıkması gerektiği söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz