Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2014’te iç piyasanın daralacağını ancak ihracatta yüzlerin güleceğini ve cari açığın düşeceğini söyledi.Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Bakan Mehmet Şimşek, “Türkiye’de siyasi istikrar tehlikede mi, herkes bunu konuşuyor. Ülkemiz bir yıl içerisinde 3 tane seçim geçiriyor. 30 Mart yerel seçimleri, ağustosta cumhurbaşkanlığı ve gelecek yıl genel seçimler olacak” dedi.Bakan Şimşek, değişik 6 ayrı kamuoyu firmasının son anketlerini göstererek, “Türkiye’de siyasi istikrar tehlikede değil. Yüzde 40 ile 50 arasında iktidar partisine bir teveccüh var. Bundan siyasi istikrarın tehlikede olmadığı sonucunu çıkarmak mümkündür. Bu son dönemdeki siyasi gelişmeler, yolsuzluk iddiaları, tartışmaları Türkiye ekonomisini nasıl etkiliyor? Tüketici güven endeksine bakarsanız iyi değil. Orada bozulma var. Diğer reklamlar, sanayi üretimi, kapasite kullanımı, reel kesim endeksi, satın alma, hangi göstergeye bakarsanız bakın, ekonomide çok ciddi bir yavaşlama yok gibi görülüyor. Muhtemelen iç talep yavaşlıyordur diye düşünüyoruz. Para politikasını sıkılaştırdık. Makro ihtiyati tedbirler aldık. Zaten bizim tarzımız iç talebi yavaşlatmaktı. İş adamlarımız yanlış anlamasın Ama bizim bazı hız limitlerimiz var. Makro ihtiyati tedbirlerin amacı sürdürülebilir makul bir büyümedir. Bu olaylar gelişmeden öncede biz zaten 2014’e ilişkin ekonomide yeniden dengelenme sürecini başlatmak istiyorduk. 2014’te global sermaye musluklarının bir miktar daha kısılacağını dikkate alacak kısmın içerisine girdik. Türkiye de küresel krizde bir resesyondan geçtik Ama bizim temeller sağlam olduğu için bir çıkış yaptık. Özeti budur” diye konuştu."ŞANSIMIZ DÖNDÜ. DIŞ TALEP GÜÇLENİYOR"“Biz Avrupa bölgesindeyiz. Gelişmekte olan Avrupa ülkelerine göre çok ciddi bir performansımız söz konusudur” diyen Şimşek şunları söyledi:“Kriz öncesi 100 isek, şu anda 120 civarındayız. Avrupa’nın gelişme oranları 108 olarak seyrediyor. Gelişmekte olan ülkeler, son 10 yılın ortalamasının altında büyüyor. 2013 de herkes 10 yılın ortalamasının altında büyüdü. Genel kanaat şudur, önümüzdeki 10 yıl geçmiş 10 yıl gibi iyi olmayacak. Emtia fiyatları artmayacak. Bütün gelişmekte olan ülkeler için kötü, Türkiye için iyi bir haber. Geçmiş 10 yıldaki gibi batıdakiler kredi kullanıp tüketmeyecekler. Geçmiş 10 yıldaki gibi küresel likidite, gelişenlere para akışı güçlü olmayacak. Önümüzdeki 10 yıl geçmiş 10 yıl kadar iyi olmayacak. Yeni dönem daha mütevazi bir büyüme diye tanımlayacağımız bir dönem olacak. Reformları yaparsanız, siz pozitif yönde ayrışırsınız. Temeller sağlamsa, demografik yapı iyi ise başkalarına göre göreceli bir performans gösterirsiniz. 2014 yılında büyümeyi aşağı çeken faktörler var. Seçimler var. Gürültülü ortam demek. Bu biraz aşağı yönlü etkiler. Esas belirleyici olan para politikasındaki sıkılaştırmadır. İç talebi etkileyecek. Uzun süredir şanssızdık. Şansımız döndü. Dış talep güçleniyor. AB’deki iç talep resesyondaydı. Büyüme bildiğimiz anlamda değildi. Bizim mallara talep getirmiyordu. AB resesyondan çıkıyor. AB 5 yıldır bizi aşağı çekiyordu. 2014 de bizi yukarı çekecek. Arap baharı büyük ümitle başladı, hayal kırıklığı ile bitti. Göreceli bir istikrar var. Bazı ülkelerde iç savaş yok. Lira değer kaybetti. Bir miktar rekabet gücünün artması fena olmadı. Liranın değer kaybetmesi, biraz rekabet gücü kazandırdı. Önümüzdeki dönem en büyük sıkıntı, istihdam oluşturma sıkıntısı olacaktır. Siyasiler için önemli bir sıkıntıdır. Son yıllarda Türkiye muazzam bir performans ortaya koydu. Bunu Dünya Çalışma Örgütü söylüyor. 'Dünyada birinci sıradayız' desek abartmayız. Önümüzdeki dönem bu kadar kolay olmayacak.”"HEDEF CARİ AÇIĞI AZALTMAK"Enflasyonu da değerlendiren Şimşek, “Enflasyon bildiğiniz hikayedir. Liradaki değer kaybından yukarı trende girdi. Orta vadede aşağı doğru enflasyonist eğilimler güçlenecek. İç talep zayıflıyor. Potansiyelin altında büyüyeceğiz. Atıl kapasite var. Emtia fiyatları eskisi gibi artmayacak. Enflasyonu yukarı olarak çıkaracak faktör yok. Geçici lira değer kaybı sınırlı kalacak. Merkez Bankası tahminleri ortaya koydu. Lira son 10 yılın en zayıf noktasındadır. Biz şöyle yapsaydık, bu endeksi biraz sofistike yapıp verimliliği hesaba katsaydık. Son 15-20 yılın en düşük seviyesindedir. Bu böyle devam etmez. İlanihaye dönecektir. Türkiye’ye yatırım yapma dönemidir. Orta, uzun vadeli bir perspektifle. Çıktı açığı büyüyor. Kredi hacminde çok ciddi genişleme oldu. Şimdi yavaşlıyor. Yüzde 15’lere düştü. Ekonomi bir miktar soğuyor. Sıcaklığını artık korumuyor. Bu da bizim politika neticesi öngördüğümüz bir sonuçtur. Yeni bir döneme giriyoruz. Sürdürülebilir yüksek büyümeyi tutturmamız en önemlisidir. Fazla hız yapacak durumda değiliz. Aşırı hız iyi değildir. Yapılan reformlarla bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruyacağını düşünüyorum. Hane halkının israfa kaçmasını engelleyeceğimizi, tasarrufları yükseltip, yatırımlara yönlendirebileceğimizi söylerdim. Maliye politikası Türkiye’nin en güçlü tarafıdır. Reklam olarak algılamayın. Maliye politikasında manevra alanlarımız var. Başka ülkelere göre iyiyiz. 2014’te de ipin ucunu bırakmayacağız. Türkiye’nin en önemli çıpası budur. Bunu tutturmak lazım. Elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bütçe açıkları, küresel krizi hariç çok güzel performans gösterdi. Geçen yıl OECD ülkelerinin 5'te biriydi, şimdi 4'te biri olacak. O ülkeler içerisini düzenliyorlar. Milli gelire oran olarak o ülkelerin yarısı kadar açık vereceğiz. Gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırsak da iyi olacak. Bu seneki açık hedefimiz yüzde 1.1’dir. Bütçe performansını etkileyecek unsur var mı? Var, iç satış azalıyor. Hedefi tutturursak memnun olmanız lazım. Hedef bütçe gelirlerini artırmak değildir, cari açığı azaltmaktır. Amerikalılar para politikalarını kendi ekonomileri, çıkarları çerçevesinde şekillendirecekler. Amerika’da momentum var. Para basmaya son verecekler, piyasaların ön gördüğünden daha önce faizleri arttırabilirler. Onlar gelişen ülkeleri düşünmezler. Hep koordinasyon, birliktelik diyorlardı. Şu anda onları konuşmuyorlar. Kendi çıkarlarına bakıyorlar. 2014’ü tasarlarken böyle olacağını ön gördük. GSYİ hasıla yüzde 10 artacaksa da bütçe gelirlerini mütevazi, temkinli tuttuk. Bu sene inşallah bütçe hedeflerini tuttururuz. Bütçe iyi olunca borçlar azalıyor. Kamu borcu düşmeye devam ediyor. Türkiye kredi notu, risk primi açısından önemlidir. Enflasyonun yüzde 8 olduğu yerde faizi yüzde 11 de tutmak büyük bir başarıdır. Maliye politikasının güçlü olmasına dayanıyor. Hedef tutturursak, brüt kamu borcunun oranı yüzde 33 olacak. Gelişmekte olan ülkelerle baş başayız, diğer OECD ülkelerine göre iyiyiz. Vergi gelirlerinin yüzde 86’sını faize harcayan devlet şimdi yüzde 15 faize veriyor. Mali disiplini devam ettirmek siyaseten de doğru bir durumdur. Kırılganlığımız cari açığımızdır. Şu anda sürdürülemez durumdadır. Geçen sene açıkta altının etkisi büyük. Çok altın ithalatı yaptık. Avrupa krizi bizim cari açığı yükseltti. Bizim en büyük ticaret ortağımız krizdeydi. Oraya satışımız kötü gitti. Enerji fiyatları inanılmaz düzeyde arttı. Çin bozdu. Arap baharı vardı. Bu faktörler cari açığını çok öteye taşıdı. Şimdi bu faktörlerdeki düzelmeler, hiç beklemediğimiz yere indirebilir. Avrupa Birliği resesyondan çıkıyor. İç talep yavaşlıyor. Lira değer kaybetti. Orta Doğu biraz daha istikrarlı. Altın ithalatı düşecek. Turizm çok iyi gidiyor. Bütün bu faktörler cari açık çok çok daha yönetilebilir noktaya gelecek. Sorun olmaktan zaman içerisinde çıkacak. Türkiye’nin dışarıdan 210 milyar dolar kaynak bulması lazım. Özel sektörün döviz açığı var. Kamunun net bazda dış dünyaya borcu yok. Türkiye dünyadan alacaklı. Rezervlerle borçları karşılaştırınca rezerv daha fazla” diye konuştu."ENDÜSTRİYEL TASARIMLARDA DÜNYA SAHNESİNE ÇIKTIK"Bankacılık sektörünün nötr durumda olduğunu anlatan Şimşek, “Özel sektörün 174 milyar dolar pozisyon açığı var. Bunun 18 milyar doları bir yıllıktır. Ne kadar varlık var, ne kadar yükümlülük var. Pozisyon budur. Hane halkına bakıyorsunuz. 190 milyar dolardan fazla döviz ve altın fazlası var. Gelelim reel sektöre, hane halkının dövizle alakalı bir sıkıntısı yok. Hane halkına dövizle borçlanmayı yasakladık. İyi ki yapmışız. Bankacılık ve devlette sıkıntı yok. Reel sektörün sıkıntısını da çözeriz. Onlara kayıtsı kalmıyoruz. Bu bizi çok ilgilendiriyor. Öncelikle Türkiye’deki firmaların 9 bin 500 bilanço düzenli merkez bankasına veriliyor. Biz de Merkez Bankasının verilerini analiz ettik. Yüzde 71'e denk gelen firmalardır. Reel sektörün yüzde 63 ünün hiç döviz borcu yok. 3'e 2'si döviz borcu yok. Yüzde 25'inin döviz borcu var ama ihracatı var. Bu da doğal bir sigortadır. Diğer döviz geliri olmayıp da borcu olanların oranı ise yüzde 12’dir. KOBİ’lerin döviz borcu yok. Büyük şirketlerin borcu var. Ama çok ciddi döviz gelirleri var. Net açık pozisyon 18 milyar dolar ise, döviz gelirleri ile, mal ve hizmet satışlarımız ile ben şahsen rahatım. Bu para yatırımlara gitti. Sıkıntı yoktur. 2002 ye kadar reel sektör yatırım yapmamış. Sonra yatırımlar geldi. Bu yatırımlar doğru yapıldı ise, biz böyle inanıyoruz. Bunda bir sıkıntı yok. Bu fırtınada ekonomimiz rahatça yoluna devam eder. Katma değeri artırmamız gerekiyor. Sermaye piyasalarını derinleştirmemiz lazım. Kayıt dışı ekonomi ile güçlü mücadele etmek gerekiyor. Altyapıyı güçlendirmeliyiz. Söylemesi kolay, yapması zor. Ar-Ge yi artırmamız gerekiyor. İş alemine diyoruz ki, bir patentiniz var ise bunu ticarileştirin, oradan elde ettiğiniz geliri vergiden indirin. Faydalı bir iş yapıp ticarileştirirseniz ikinci indirimi de vereceğiz. Doğru düzenlemeler yapmayı sürdüreceğiz. Endüstriyel tasarımlarda dünya sahnesine çıktık. Avrupa’da tasarımda 3. olduk. Yukarı çıkıyoruz. Daha gidilecek çok yol var. Hükümet güçlü destek veriyor. Özel sektörün farkındalığının artması lazım. Siz emtia ve sıradan mal üretirseniz kar düşüktür, farklılık yapın diyoruz. Askeri ekipmanın yüzde 70’ini ithal ediyorduk. Şimdi yüzde 45’e indi. Bazı askeri ürünleri ihraç ediyoruz. Ar-Ge teşvikleri ile oldu. Global finans endeksinde 72. Sıradaydık. Şimdi 47 deyiz. 2023 hedefimiz ise 25. Sıraya gelmektir. Bireysel emekliliğe verdiğimiz bir destek başarılı oldu. 100 lira tasarruf edin faizini düşük olduğu bir zamanda 25 lira veriyoruz devlet olarak. Kayıt dışı istihdam yüzde 52’lerden yüzde 35’lere düştü. Uluslararası çalışma kayıt dışı çalışmanın milli gelire oranında iyi mesafe kat ettik. AB ortalamasının üzerindeyiz ama onlara yaklaşıyoruz. Kayıt dışında başarılı olursak, 5 ile 7 yıl arasında yakalayacağız. Hiçbir vergi oranıyla oynamadan, milli gelirin yüzde 3 ü kadar kasamıza para girecek. Bunları Ar-Ge'ye aktarırsak muhteşem olacak. Altyapıya öncelik verdik. Yolları ve demir yollarını yapıyoruz. Havalimanlarını artırdık. İkinci fasılda beşeri sermayemiz var. Batman’da nüfusun yüzde 60’ı 24 yaşın altındadır. Bu nüfus nitelikli mi deseniz. Danimarka kişi başına 42 bin dolar geliri beşeri sermaye ile yakaladılar. Tayvan kumunu dahi ithal ediyor. Dünyanın en önemli sanayi üretim üsleridir. İsrail aynı şekilde. İsviçre, aynıdır. En temel unsur beşeri sermayedir. Bizim nüfusun yüzde 39 u öğrencidir. Vergi gelirlerinin yüzde 23’ünü eğitime harcıyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde benzerini göremezsiniz. Okullaşmada inanılmaz artış var. Herkesi üniversite mezunu yapacağız. Ama devlete almayacağız. Bu beklentinin içine girmeyiniz. 25 yaş üstü nüfusun eğitim süresi 6.5 yıldır. Orta okul terkiz. OECD ülkelerinde bile 11.5 yıldır. Bu ülkelerle yarışıyoruz. Nasıl yarışacaksınız. Eğitim onun için önemlidir. Bizim milli gelir seviyemiz 9.5 yıllık eğitim düzeyi ile eş değerdir. Bu ne kadar beğenmeseniz de Ak Parti’nin iktidarları ile oldu. Biz eğitimi 12 yıla çıkarttık. Türkiye’nin önü çok parlak. 20 ile 30 yıl sonra bugün yaptıklarımızın neticesini göreceksiniz. Hiç kaygılanmaya gerek yok. Uzun vadeli düşünün Türkiye hala çok iyi noktaya gelecek. Eğitimde kaliteyi arttırıyoruz. Sağlık ihracatı yapın vergide yüzde 50 vergi indirimi sağlayacağız. İş gücü piyasası maalesef iyi durumda değiliz. İşe alıp çıkartma kolay olsa, iş gücü piyasası çok daha güzel olur. Bunları çözeceğiz. Böylece daha rahat işgücü sirkülasyonu olacak. Nükleer enerjiyi kullanacağız. Avrupa elektriğinin yüzde 35 ini Fransa yüzde 70 ini nükleerden elde ederken, biz kenarda duramayız. İyi teknolojiyi kurup bizde bu imkandan yararlanacağız. Bu yıl kuraklık oldu, Hidroelektrik santrallerimiz 3 de bir kapasite ile çalışıyor. Ne olacak nükleere girmezsek? Avrupa ile Amerika ile arayı kapatıyoruz. Gelecekte belirleyici olan demografik yapı, kurumların durumudur. AB müktesebatı önemlidir. Bütün alanlarda ilerleme var. Yolsuzluk algı endeksinde birçok ülkeden gerideydi. Bugün 124 ülkeden daha şeffaf ve hesap verebilir durumda, yolsuzluk algısı daha düşük. Bunu ben söylemiyorum. İngiliz şirketi söylüyor. İş yapma kolaylığı endeksinde ilerleme var. Bütün verilerimiz iyiye gidiyor. Yatırımcılar geliyor, çalışacak nüfus artıyor. Küresel yatırımcı sayısı 3 bin 200 den 37 bine çıktı. 150 bine çıkacak. Rekabet için, medya için reklam gelecek, know how için iyi olacak” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz