Maluliyet Tespit Yönetmeliği'ndeki Değişiklik

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Maluliyet Tespit Yönetmeliği'nde değişiklikle her şeker hastasına maluliyet maaşı bağlanacak gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirterek, "Kamuoyunda yanlış anlaşılıyor. 'Ben şeker hastasıyım. Şekere baktırdım, 150-200. Dolayısıyla ben hemen gideyim maluliyet aylığı bağlatayım' diye bir yaklaşım doğru değil" dedi. Kurban Bayramı tatilini geçirmek üzere Bursa'ya gelen Bakan Çelik, gazetecilere yaptığı açıklamada, malullük yönetmeliğinin 1970'li yıllarda çıktığını ve bugüne kadar bu yönetmelikte bir değişiklik olmadığını söyledi. Özelikle tıbbi bölümde değişiklikler olmadığı için bazı sıkıntıların yaşandığını belirten Çelik, "Örneğin vatandaşımız organ nakli oluyor, hayati öneme haiz bir organ nakli. Karaciğer, böbrek nakli oluyor. Bu alanlarda teknoloji anlamında, tedavi ve sağlık anlamında ciddi önemli gelişmeler var. Bu değişim ve gelişime malullük yönetmeliğimizi uydurma adına bir değişiklik yaptık" diye konuştu. Çelik, yapılan değişiklikle, hayati öneme haiz organ nakli olan vatandaşa maluliyet maşının bağlanmış olacağını dile getirerek, şöyle devam etti: "Bugüne kadar nasıldı? Kişinin kendisi sürekli takip ediliyordu. Belli periyotlarla onu 'organ uyum sağladı mı, sağlamadı mı?' diye kontrol ediyorduk. Belli bir süre kendisine maluliyet maaşı ödeniyordu. Belli süre sonra bakıyorsunuz, 'organ uyum sağladı' diyor ve maluliyet aylığını kesiyorduk. Fakat netice itibarıyla bir hayati öneme haiz bir organın nakli söz konusu. Bunu çalışma hayatıyla baş başa bıraktığınız zaman daha büyük komplikasyonlara neden olma ihtimali veya neden olduğu görüldü. Bundan dolayı hayati öneme haiz organ nakillerinde maluliyet aylığını vatandaşlarımıza bağlamış bulunuyoruz." - Kamuoyunda yanlış anlaşılma Yapılan değişikliğin ardından kamuoyunda her şeker hastasına maluliyet aylığı bağlanacak gibi algının oluştuğunu, bunun da yanlış olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti: "Şeker hastalığı diyelim ki; yüksek düzeyde seyrediyor vatandaşta. Üç organında bir tahribat oluşmuş, yani hayatını etkileyecek bir tahribat. Diyelim Allah korusun şeker hastalığı nedeniyle ayağı kesilmiş, gözünde görme bozukluğu başlamış, böbreklerinde sıkıntı oluşmuş. Bu tıbben tespit edildiğinde bu şekildeki şeker hastalarımız maluliyet aylığı hakkı kazanmış olacaklar. Şimdi 'ben şeker hastasıyım, maluliyet maaşı bana bağlanacak' gibi bir durum söz konusu değildir." "Şeker hastası kişiye, hayati fonksiyonlarını sürdüremez üç organında meydana gelen sıkıntının bir neticesi olarak maluliyet aylığı bağlanıyor" diyen Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü çalışamaz artık. Çalışamayacağına göre sosyal devlette güvencesi de yok. Bu şekilde maluliyet aylığı ile sorunu çözmüş oluyoruz. Bunun bir şartı var, bu şekilde müracaat eden vatandaşımızın 10 yıl çalışmış olması, bin 800 gün sigortalı olması lazım. Siz gittiniz, bin 700 sigortanız var, olmuyor. Bin 800 gün sigortalı olacaksınız ve 10 yıl çalışma süreniz olmanız gerekiyor. Üç organında bu tespit edilecek, bu neyi gösterecek. Şeker rahatsızlığı vücuda yayılmış, artık onun çalışma şansı kalmamış ve yakın gelecekte kalmayacak anlamında bir bakış açısı bu. Doğrusu da budur. Bir organında olabilir, vatandaşın ayaklarında sıkıntı olabilir, bu tedavi edilebilir bir rahatsızlık, o süreçte. Ama üç organına sirayet etmiş, orada görme bozukluğu başlamış, ayağı kesilme durumuyla karşı karşıya kalmış, böbreklerinde ciddi sorunlar meydana gelmişse bir hastada, artık bu hastayı çalışmaya zorlamak son derece sosyal devlette yanlıştır düşüncesiyle bu değişiklikler yapıldı. Kamuoyunda bu bilgiler yanlış ve eksik veriliyor. Sanki 'Ben şeker hastasıyım. Şekere baktırdım, 150-200. Dolayısıyla ben hemen gideyim maluliyet aylığı bağlatayım' diye bir yaklaşım doğru değil. Maluliyet Yönetmeliği’ndeki değişiklik son derece önemli, günümüze uygun, olması gereken bir değişiklikti."