CHRIS BEVAN
BBC Spor muhabiri
Şampiyonlar Ligi maçı için İstanbul'a vardığında Manchester United'ın 19 yıl önceki dehşetli manzaralarla karşılaşma ihtimali düşük görünüyor.
1993-94 Şampiyonlar Ligi ikinci tur maçında Manchester United'ın uğradığı yenligiye sevinenler sadece fanatik Galatasaraylı taraftarlar değildi.
Manchester United'lı oyuncular, Galatasaray maçından sonra İngiltere liginde Manchester City maçına çıktıklarında tribünlerden sahaya atılan Türk lokumlarıyla karşılaşmıştı.
İstanbul'daki maçta ise ManU'lu oyuncular lokum paketlerinden daha fazlasıyla baş etmek zorunda kalmıştı.
Oyuncular, Ali Sami Yen Stadı'nın soyunma odasına dönerken değil sadece, stat dışında da tacize maruz kaldı.
Sahadaki polisin Manchester'lı oyunculara vurduğu, Eric Cantona'nın maçın son düdüğüyle birlikte oyundan atıldığı maça varışlarında United, İstanbul'daki havalanında "Cehenneme Hoşgeldiniz" pankartıyla karşılanmıştı.
Ferguson, o maçla ilgili hatıraları için Manchester'daki ilk maçta durum 2-0'ken daha sonra 3-3'e dönmesiyle ilgili olarak "kontrollu saldırı planını bırakıp kendimizi galibiyetin sarhoşluğuna kaptırdık" cümlesini yazacaktı.
İstanbul'daki maç, Manchester'daki o 3-3'lük maça kıyasla futbol olarak üzerinde konuşulacak fazla bir iz bırakmadı aslında.
Manchester'daki ilk maçta Arif'in 25 metreden attığı bir gol fişeklemişti Galatasaray'ı; Kubilay Türkyılmaz'ın iki golü Galatasbaray'ı galip konuma getirmişti.
Cantona maçın bitimine 10 dakika kala o golü atmasaydı Manchester United Avrupa maçları tarihinde evinde ilk yenilgiyi alacaktı.
Arif, o akşamın kendisini için bambaşka olduğunu söylüyor.
O zaman 21 yaşında sahaya çıkan Arif, daha sonra Galatasaray için 400 kere daha forma giydi; 60 kere milli oldu; yedi lig bir de UEFA kupasını omuzlarının üzerine kaldırdı.
Arif, Manchester'da 1993'ün Ekimi'nde yapılan maçla ilgili olarak, "Oynadığım en büyük oyundu." diyor.
Arif, BBC Spor'a yaptığı açıklamada "United takımının çoğu oyuncusunu tanıyordum; büyük oyunculardı ve ünlülerdi ve şansımızın olmadığını düşünüyorduk" dedi.
Arif devamla, "Ama 2-0 yenik düştükten sonra rahatladık ve takım olarak iyi oynamaya başladık ve büyük fırsatı o zaman yakaladım." diyor.
"Dünyanın bir numaralı kalecisi Peter Schmeichel'a gol atmak inanılmaz birşeydi. Benim açımdan muhteşem ve güzel bir goldü."
Manchester'da alınan bu sonuç Galatasaraylı oyuncuların, iki hafta sonra İstanbul'da yapılan maçta United kadrosundan çekinmeyecekleri anlamına geldi.
Ferguson'ın öğrencileri ise sahada sergiledikleri başka türlü bir saflığın bedelini ödeyeceklerdi.
Evet belki, Manchester bilinmeyen bir yere gidiyordu ama bu kısmen kendi hatalarından kaynaklandı.
Leicester City'nin eski hocalarından Gordon Milne, İstanbul'un aynı yakasındaki Beşiktaş'ta yedi yıllık başarılı bir çalışmasını tamamladığı o günlerde Manchester'ın farklı bir kültürü tecrübe edeceğini hesaba katmadığını söylüyor.
Milne, "United, maçtan üç hafta önce Türkiye'ye adamlarını gönderip, Galatasaray'ın evinde ve deplasmanda yaptığı maçlarını izletti, bunlar Galatasaraylı oyuncularla ilgili kendi dosyalarını oluşturdu." diyor.
Milne, devamla, "Ama hesaba katmadıkları bir şey vardı. Türkiye liglerinde top koşturan takımların maç öncesinde alışkın oldukları muameleden başka birşey değil bu."
Milne, Trabzonspor maçıyla ilgili bir anısını şöyle anlatıyor: "Trabzonspor'a Beşiktaş'la giderken otobüsümüz taşlanırdı... Hem girişte, hem de çıkışta. Tribünlerde ateş yakılırdı, öyle şeyler."
"Bu muameleye yerel ligde mücadele eden takımlar maruz kalırdı. Avrupa ve uluslararası maçlara gelen yabancı takımlar ise bu hoşgeldin muamelesinin bir kısımını görürdü."
Milne'in bahsettiği başka muameleye havalimanında ifade edilen ölüm tehditleri de dahil. Gerçi oyuncular bu sözlerin morallerini bozmasına izin vermemişti.
O günkü resimlere bakıldığında, Manchester'lı oyuncuların, karşılama komitesi üyeleriyle birlikte ilerlerken gülümsedikleri görülüyor.
Ne varki, söz konusu olan Ali Sami Yen Stadı'ndaki tesis koşulları söz konusu olduğunda, zorluklarla o kadar iyi başedemedikleri biliniyor.
Milne'e göre, Ali Sami Yen'e cehennem denmesinin tek sebebi stadı dolduranların öfkeyle karışık karşılamaları değil.
Milne, stad için "İlkeldi." diyor.
Beşiktaş'ı çalıştırdığı yıllarda üç şampiyonluk kazandıran Milne sahayla ilgili olarak şunları söylüyor:
"Demir parmaklıklarla çevriliydi tribünler; soyunma odasına dehliz gibi bir tünelden gidilirdi; sizin soyunma odasına gitmenizi engellemek isteyen taraftarlarla sizi ince demirparmaklıklar ayırırdı."