Göbekli mangalcı
Bir mangal organizasyonunun demirbaşı, elbette ki göbekli mangalcı kişidir. Titizlikle mangalını konumlandıracağı en doğru yeri seçer. Mangalını kurar, üç beş gazete kağıdıyla ustalıkla ateşini yakar. Mangal onun için bir yaşam biçimidir, ciddiye alır. Organizasyon boyunca mangalın başından kalkmaz. İlk posta etler pişer, sofradan “Hadi sen de gel artık” denir ama o mevzisini terk etmez. “Siz yiyin, ben burada kendim doydum zaten” der gururlu yüz ifadesiyle. Yellemekten asla bıkmaz, masadan gelen övgülerle çalışır. Kanatların içi çiğ kalırsa kahrolur.
Koşturan çocuklar
Mangalın olmazsa olmazların da biri de, mangalın kurulmasından kaldırılmasına kadarki süreçte etrafta koşuşturan çocuklardır. Top oynarlar, saklambaç oynarlar, kovalamaç oynarlar. Hiçbir şey bulamazlarsa bir çubuk bulup toprakla oynarlar. Bu arkadaşların mangalla ilişkisi, içi alınmış yarım ekmek arası köfteden ibarettir. Yarım ekmek köftelerini gömüp sonsuz enerjilerini sarf etmeye devam ederler.
Topluluktan uzakta takılan depresif ergen
Her mangal organizasyonunda bir adet zorla getirilmiş, herkesten tiksinen ve orada olmamak için bir böbreğini, pankreasını vermeye hazır depresif bulunur. Bu arkadaşlar mangalla ve mangal topluluğuyla aralarına belli bir mesafe koyarlar. Kenarda köşede bir yerde müzik dinler, mesajlaşır, kitap okurlar. Bu mesafe, etraftaki insanlara verdikleri “Ben buraya ait değilim aslında” mesajıdır.
Mızmızlanan yaşlı
Mangal olur da mızmızlanan yaşlı olmaz mı? Elbette olur. "Burası soğuk beni niye getirdiniz, bu çocuklar çok gürültü yapıyor bunları susturun, her yer duman oldu nefes alınmıyor, bu etleri benim dişim kesmiyor…" Şikayet ettikleri konuların ucu bucağı yoktur. Siz onlara herhangi bir şey verin, onlar şikayet etsin. Bütün bu şikayet nöbetlerine rağmen aslında orada bulunmaktan çok mutludurlar. Onların orada oluşu da bizi mutlu eder, iyi ki varlardırlar. Varlardırlar, ben buldum bu kelimeyi.
Her şeyi öven avantacı kişi
Mangalcının her zaman bu tipte bir yancısı olur. Kah arkadaşı, kah bacanağı, kah komşusu olabilir. Bu arkadaşların görevi, avantaları karşılığında her şeyi övmektir. Tüm gün kenarda oturup, ne var ne yok överler. "Vay hava çok güzel, of burası süper yermiş, ay etler şahane oldu şahane, oy abi ellerine sağlık şık şık iki dakkada yaktın ateşi, hay yenge salata müthiş…" Övmen diyebiliriz bu insanlar için.
Altın dokunuşlarla mangalı mangal yapan anne kişi
Mangalda aslan payını mangalcı erkek alsa da aslında perde arkasındaki kahraman daima onun eşidir. Mangal organizasyonu lider erkeğin, sürüsüne liderliğini kanıtladığı bir ayin gibi geçtiğinden kelli, anne kişi çok ön plana çıkmaz. Gösterişsiz ama çok etkili bir performans sergiler. Erkeğin ateş yakıp et pişirme oyununu ağırbaşlılıkla karşılar, he der benim toromanıma, aslanıma benim. Kadınlar, kadınlarımız…
Mangalcının yancısı çocuk
Mangal ateşinin yakılmasından, mangalın sonuna kadar mangalcının yanında takılır. Onu dikkatle izler, ondan fırsat bulduğu boşluklarda mangalı yellemeye çalışır. Çoğu atağı mangalcı tarafından “Bırak oğlum ateş dinlensin, yakacaksın bak etleri” sözleriyle savuşturulur. Bu arkadaş bir an önce büyüyüp mangalcı olmak ister. Çocuk bedeninde bir orta yaşlıdır o. Doblo sahibi olmak, salon takımı taksidine girmek ister. Çok erken yaşlarda nişanlanır bu tipler genelde.
Mangal hakkında ahkam kesen uyuz kişi
Genelde mangalcının akrabalarından biridir. Elini bir şeye sürdüğü görülmemiştir. Ama mangal boyunca konuşur, kendince püf noktalar verir. “Bak o kanadı pişirmeden evvel ızgara biraz süt döksen tadından yenmez” der. “Bu köftelere biraz kuyruk yağı atsaydınız keşke, kuru olmuş biraz” der. Der oğlu der, sabır sınar.
Mangalın ardından közde demlenen çayı öven kişi
Her mangaldan sonra, artan közün üstünde güzel bir çay illaki demlenir. Açık havada yemek yemiş olmanın rehaveti, mangalın damakta bıraktığı lezzet, ateşte pişen çayı daha da bir keyifli kılar. İşte mangal organizasyonuna katılanlardan biri muhakkak coşkuyla o çayı övmek zorundadır.
Kendi mangalını yakamayıp, yan tarafın mangalından köz alan tip
Mesire yerlerinde gerçekleşen mangal organizasyonlarında, kendi mangalını yakmakta muvaffak olamayan bir mangalcı illa ki bulunur. Tabi ona mangalcı denebilirse. Mangalcılığın yüz karaları insanlar… Neyse, sinirlenmiyorum. Gelir, ezile büzüle ateşini harlamış keyfine bakan gururlu mangalcıdan köz ister. Közünü alır gider ya, o mangal o kişi için artık bir kahıra, çileye dönmüştür bile.
Organizasyon boyunca etrafta dolanan tip
Bu arkadaşlar bildiğiniz kediler. Düz kedi. Mangal boyunca etrafta miyavlarlar, heyecanlı çocukların attıkları bir iki parça elbette kendilerini kesmez. Mangaldan arta kalanlar, onlar için dev bir ziyafettir. Mangalı güzelleştiren, mangalı mangal yapan detaylardan biridir kediler. Kedileri sevin, her mangalda onları da hatırlayın. Haydi afiyet olsun :)