Manuel terapi elle yapılan terapi anlamına gelir. İçinde birçok teknik barındırır. Birçok teknik içerisinden hastaya uygun görülen teknikler bir araya getirilir ve uygulanır. Tamamen elle yapılır, hiçbir şekilde cihaz kullanılmaz. Manuel terapi tamamen kişinin yeteneklerine bağlı bir tekniktir. Çünkü elinizin altında ne olduğunu hissetmeniz çok elzemdir. Hiçbir cihaz kullanılmadığı için dokunulan bölgedeki problem kolaylıkla belirlenebilir.
Manuel terapi aslında çok risksiz bir yöntemdir. Birçok durumda uygulanır. Birinci olarak tabii ki kişinin eğitimi ve yetenekleri ön planda olan bir tekniktir. Eğer ki hastanız yaşlıysa çok dikkatli uygulama yapılması gerekir. Özellikle manipülasyon hareketleri gibi aşırı basınç ve itme gerektiren hareketler yapılmamalıdır.
Osteoporoz gibi bir risk varsa, kemikte dejenere veya kırılma oluşabileceği için yine risklidir. Dikkatle uygulanması gerekir.
Hamilelerde çocuğun ve annenin konforu için çok dikkat edilmesi gerekir.
Manuel terapide madde ya da cihaz kullanılmadığı ve yan etki oluşmadığı için, genel olarak herkese rahatlıkla uygulanabilir. Çocuklar, yaşlılar ve genel sağlık durumlarında problem olanlar kişiler için dikkatli gitmek gerekmektedir.
Manuel terapi, Türkiye'de şu anda eğitimi olan bir bölüm değildir. Avrupa'da ve Amerika'da farklı alanlara bölünmüş durumda ve üniversitede lisans eğitimi verilmektedir. Fakat Türkiye'de şu anda fizik tedavi bölümü mezunlarının lisans bittikten sonra farklı eğitimler alarak kendilerini yetiştirdikleri bir alandır. Üniversitede bununla ilgili birkaç ders verilmektedir.
Bunlar uygulama için yeterli değildir. Lisans sonrasında farklı kurslar alınabilir. Alınan eğitimler doğrultusunda hastaya uygun tekniklerin uygulanması gerekir. Manuel terapi Türkiye'de fizyoterapistler tarafından uygulanan bir tekniktir.
Manuel terapinin birçok uygulanma şekli vardır. Öncelikle başvuran kişinin detaylı oalrak değerlendirilmesi gerekir. Değerlendirme sonucunda çıkan birçok problem olabilir. Bulunan problemlere karşı, ritmik hareketlerle o eklemdeki kilitlenme açılabilir. Kasta eğer bir problem varsa, kası gevşetme teknikleri uygulanabilir.
Solunum egzersizleriyle beraber gevşeme elde edilebilir. Eklemleri normal yerine getirmek için bazı manipülasyon teknikleri uygulanabilir.
Manuel terapi, kişiye özel yapılan bir protokoldür. Günden güne bile değişebilir, hastada farklı uygulamalar yapılabilir.
Manuel terapinin etkileri seans sırasında hissedilmeye başlar. Seans sırasında bazı teknikleri uygularken biraz ağrı ve acı olabilir. Seans sonrasında da kişide derin bir rahatlama hissedilebilir.
Kaslarda bir problem varsa sonuçları hissetmek daha kolaydır. Sinir sistemlerinde problemler varsa buradaki sonuçları almak daha uzun sürebilir. Dolayısıyla sonuçların ne kadar sürede ortaya çıkacağı yine kişiye bağlıdır.
Manuel terapinin uygulama alanı aslında çok fazla geniştir. Ortopedi ve fizik tedavinin alanına giren bütün yaralanmalarda, ağrı şikayetlerinde, mekanik bozukluklarda, duruş bozukluklarında çok yaygın olarak kullanılır. Bel ve boyun fıtığında gerçekten çok etkilidir. Omuz yaralanmaları, sıkışma sendromu, donuk omuz varsa manuel terapiden çok net bir şekilde sonuç alınabilir. Tenisçi dirseği, golfçü dirseği, karpat tünel sendromu, kamburluk, skolyoz, kalça ağrısı, dizde menisküs yaralanmaları, ayak bileği burkulmaları, tendon kopmaları gibi problemlerde uygulanabilir.
Manuel terapi, engelli çocuklarda da kullanılır. Özellikle aşırı spazmı olan çocuklarda, oturma dengesinin sağlanması için çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
Manuel terapi hastayla birebir kontak kurulan bir tedavi protokolüdür. Hastayla sürekli temas halinde olunması hastaya güven vermektedir. Dokunmanın da yatıştırıcı ve gevşetici bir etkisi vardır.
Bir diğer avantajı hızlı sonuç vermesidir. Bir seanstan 10 seansa kadar değişir. Akut vakalarda problem yeni oluşmuşsa tek seansta bile çözümleme yapılabilir. Kronik vakalarda ise 8-10 seans arasında çözülebilmektedir.
Seanslar 20-40 dakika arasında sonuçlanır. Zamanı yönetmek açısından çok ciddi bir artıdır. Cihaz kullanılmadığı için, kalp pili ya da osteoporoz gibi problemlerin olduğu durumlarda da çalışma şansı vardır.
Bel fıtığı, en yaygın çalışılan hastalık grubudur. Yapılan araştırmaya göre manuel terapi gören hastalar, özellikle ağrıdan çok daha hızlı bir şekilde kurtulmuşlardır. Günlük yaşam aktivitelerini çok daha rahat ve hızlı bir şekilde yerine getirmeye başlamışlardır.
Patlamış bel fıtığı olan kişilerde bile manuel terapi uygulanmıştır. Bazı hastaların fıtığı tamamen ortadan kaybolmuştur.
Dünyada şu anda manuel terapi ile ilgili çok fazla uygulama vardır. Öncelikli olarak omurgadaki mekanik yüklenmeleri ortadan kaldırmak gerekir. Çünkü omurga havada asılı durmaktadır. Omurgayı düzgün bir pozisyona getirmezsek eğer, binen yükler çok ağır olduğu için kişinin ağrıları ortadan kalkmaz. Önce mekanik düzeltme yapılır. Dönen omurlar varsa eski yerine getirilir. Çok fazla sıkışma varsa omurların arası açılır. Yumuşak doku çalışması yapılır, kaslar gevşetilir. Kasta yaralanma varsa, bu yaralanmaların kendilerini yenilemeleri sağlanır. Onun haricinde deri ve deri altı dokusu da gevşetilir. Sinire binen bir yük varsa mümkün olduğunca sinirin üzerinden yük kaldırılmaya çalışılır. Geri kalan kısımlarda kişinin şikayetlerine göre değerlendirme yapılır.
Manuel terapi birçok boyun probleminde çok etkilidir. Boynun omurga problemlerinde mekaniğe bakılır. Manuel terapinin en etkin olduğu kısım mekaniğin düzeltilmesidir. Boyun düzleşmesi veya omurganın kavisinde bozulma varsa ağrılar artar. Çünkü normal formu bozulmuştur. Bu gibi problemlerin giderilmesine çalışılınır. Aynı şekilde boyun fıtığında, duruş bozukluklarında yapılmaktadır.
Yapılması gereken yumuşak dokunun gevşetilmesidir. Boyun çok fazla yük binen bir bölgedir. Özellikle bilgisayar başında oturuyorsanız, gün içerisinde aktifseniz, boynu çok fazla kullanıyorsunuz demektir. Bu yüzden de çok fazla ağrı olur. Mutlaka gevşetilmesi gerekir. Orada gerginlik sürdükçe ağrı da hiç bitmeyecek demektir. Boyun ağrısından dolayı da baş ağrısı hiç bitmez gibi bir kısır döngü vardır.
Mutlaka egzersizler yapılmalıdır. Yapılan şeyin sabitlenmesi ve geri dönüşünün olmaması için egzersiz yapılması çok elzemdir.
Diz problemleri çok yaygın bir konudur. Ön çapraz bağ, menisküs operasyonları çok fazla gündemde olan konulardır.
Kişi cerrahiye hazırlanıyorsa, öncelik kasları kuvvetlendirmek ve mümkün olduğunca çevre dokuları sağlıklı hale getirmektir. Böylelikle kişi cerrahiye girdikten sonra toparlanma sürecinin hızlı olması sağlanır.
Cerrahi sonrasında oluşan fonksiyon kayıplarını bir an önce yerine koymak için de yine manuel terapi uygulanır. Eğer ki alçı durumu varsa, diz uzun süre sabitlendi ise, o limitleri açmak için biraz dirençli yöntemlerle çalışılır. Kişinin dizini tam olarak açması sağlanır.
Yaşla beraber gelen bazı diz problemleri vardır. Özellikle diz ekleminin arasındaki sıvı kayıplarının olması kişileri çok fazla ağrıya sürükleyebilir. Manuel terapi ile, çevre dokuları, yan bağları, öndeki büyük kası veya yaralanmaları ortadan kaldırırız. Çevre dokuların rahatlatılmasıyla kişinin ağrılarının azalması sağlanır.