1975’te Portekiz’den bağımsızlığını kazanana kadar şehir Lourenço Marques olarak anılmaktaydı.
Şehrin tarihi 16.yy’a, Portekizli denizcilerin bölgeyi keşfetmeye başladıkları zamana kadar gitmekte. Santo Nehri’nin kaynağında yer alan Swaziland, şehrin 50 km batısında, Güney Afrika sınırı ise şehrin 100 km güneyinde yer alıyor. Maputo, Mozambik’teki en büyük limana ev sahipliği yapıyor.
Nereyi ziyaret ettiğinize bağlı olarak, şehri "çekici" şeklinde tarif etmek biraz zor. Şehir, Pelesenk Ağaçları ile sıralanmış geniş bulvarlara, yeşil parklarla ve sömürge dönemi binalarına sahip (Tren İstasyonu gibi). Bazı sahilleri de neredeyse muhteşem olarak değerlendirilebilir. Fakat yine de şehrin büyük bir kısmı "Sovyetler Tarzı" olarak adlandırılabilecek, mükemmellikten uzak çimento yapılara, büyük billboardlara ve kötü bir trafiğe sahip.
Tamamen çekici olmasa da Maputa yine de keyifli bir şehir. Canlı ve renkli pazarlardan bir tanesini keşfedin (cumartesi günleri Xipamine Market veya balık, meyve ve baharatlardan ev eşyalarına kadar her şeyi bulabileceğiniz Mercado merkezi gibi) veya yerel kahvenizi yudumlayıp saatlerce konuşabileceğiniz canlı kafelere gidin; ne demek istediğimizi anlayacaksınız.