Marmara'nın "ayçiçeği" Karadeniz'in "soyası" Güneydoğu'yu sevdi

Genellikle yağı ve tohumu kullanılan, Türkiye'de daha çok Marmara Bölgesi'nde yetiştirilen ayçiçeği ile Karadeniz'de üretimi yaygın olan soyanın Siirt Üniversitesince kentte yapılan deneme üretiminden olumlu sonuçlar alındı - Siirt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Erman: - "Hastalıklara dayanıklılığı, erkenci olması ve bölgemizde dekara 350-400 kilogram ürün vermesi önemli. Bu bakımdan ayçiçeğini yörede yaygınlaştırmak, çiftçilere ve üreticilere benimsetmek en önemli hedeflerimizden" - Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Arslan: - "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bu tarımın yapılması, Türkiye tarımının ve yağ sanayicilerinin lehine olacaktır"

SİİRT (AA) - ALİ TEPE - Türkiye'de daha çok Marmara Bölgesi'nde yetiştirilen ayçiçeği ile Karadeniz'de üretimi yaygın olan soyanın Siirt Üniversitesince kentteki deneme üretiminden olumlu sonuçlar alındı.

Bölge çiftçisine yüksek gelir getirecek alternatif ürün temin etmek için Siirt Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyelerince yürütülen çalışmalar meyvelerini verdi.

Öğretim üyelerince Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünden temin edilen, "Günebakan", "Gündöndü" ve "Günçiçeği" diye de bilinen ayçiçeği çeşitleri adaptasyon çalışmalarının ardından gübre sıra aralığı gibi aşamalardan geçti.

Reklam
Reklam

Deneme koşullarında 4 yıldır süren çalışmalar sonucu dekara yaklaşık 400 kilogram verim alındı.

Yağlı tohum olan soya üzerinde de 6 yıldır çalışma yapan öğretim üyeleri, bu bitkinin bölgenin iklim ve toprak koşullarına oldukça uyumlu olduğunu belirledi.

Bu kapsamda bir dönüm sulu tarımın yapıldığı tarlada yaklaşık 500 kilogram verim sağlandı.

- "Ayçiçeğini yörede yaygınlaştırmak en önemli hedeflerimizden"

Siirt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Erman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yağlı tohumlu bitkiler ayçiçeği ve soyanın yöre için çok önemli alternatif bitkiler olduğunu söyledi.

Sulama imkanının olduğu tarlalarda çiftçinin daha karlı ve Türkiye için elzem olan yağ bitkilerine yönelmesinin önemine işaret eden Erkan, bu bakımdan ay çiçeğinin yağ bitkileri içerisinde istisnai bir yeri olduğunu belirtti.

Erman, "Hastalıklara dayanıklılığı, erkenci olması ve bölgemizde dekara 350-400 kilogram gibi bir verim vermesi önemli. Dolayısıyla çiftçilerimiz için alternatif bir ürün oluşturma özelliği var. Bu bakımdan ayçiçeğini yörede yaygınlaştırmak, çiftçilere ve üreticilere benimsetmek en önemli hedeflerimizden." dedi.

Reklam
Reklam

Sadece ayçiçeğinin değil, bölgede yer fıstığı, susam ve soya gibi çiftçinin yetiştirmeye alışkın olmadığı ürünlerden de çok iyi sonuçlar aldıklarını ifade eden Erman, adaptasyon, ekim zamanı ve gübre çalışmaları gibi yetiştiricilikle alakalı temel birtakım çalışma süreçlerinin akademisyenler tarafından tamamlandığını aktardı.

Erman, ayçiçeğinin Türkiye'de önemli bir yağ bitkisi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Türkiye'de bitkisel yağ açığı 400 bin ton civarında. Toplam ihtiyacımız 900 bin ton. Ancak biz bunun 500 bin tonunu karşılayabiliyoruz. Geri kalan 400 bin tonu ithal ediliyor. Bu da ülkemize ekonomik açıdan önemli problemleri beraberinde getiriyor. İşsizliğin de ülkemizde azaltılmasına katkı sağlayabilecek ayçiçeği tarımının yaygınlaştırılması hem bu bitkisel yağ açığını azaltmada hem de Türkiye ortalaması olan 200-250 kilogramın en az 100 kilogramını yani yüzde 50'den daha fazlasını alma imkanını bize sağlayan yöre iklimi ve toprak koşullarının avantajlarını değerlendirmede önemli olacak."

Reklam
Reklam

- "Yeni iş olanakları oluşturacaktır"

Aynı verimin çiftçi, üretici koşullarında da alınabileceğini düşündüklerini dile getiren Erman, çalışmaların bundan sonraki süreçte devam edeceğini ifade etti.

Erman, "Bir yandan döviz açığımız kapatılırken, diğer taraftan ayçiçeği yağ sanayisi için ve tarla koşullarında emek isteyen bir bitki olması nedeniyle yeni iş olanakları oluşturacaktır. Yeni iş olanakları çerçevesinde de işsizlik sorununa çözüm getirebilecek bir bitki özelliği taşımaktadır." diye konuştu.

- "Bölgede bu tarımın yapılması sanayicilerin lehine olacaktır"

Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Arslan, soya bitkisinin üretimini bölgede 6 yıldır denediklerini dile getirerek, soya bitkisinden bölgede özellikle Siirt'te uygun şartlarda oldukça uygun verim alındığını aktardı.

Siirt'teki bu potansiyeli harekete geçirmek için çalışmaları sürdürdüklerini anlatan Arslan, çalışmalarla soyanın bu bölgeye rahatlıkla ekilebileceğini gördüklerini belirtti.

Arslan, bu doğrultuda üreticilere ulaşmaya çalıştıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

"Çiftçilerin bu konuda bize ulaşıp, bilgi almaları lehlerine olacak. Soya, Türkiye'nin yağ açığının kapatılmasında önemli bir yere sahip. Aynı zamanda proteinli bir bitki. Bu bitkiyi ilimizde sulu tarım alanlarında yaygınlaştırırsak yağlı tohumlu bitkilerin ithalatını azaltmış oluruz. Dışa bağımlı durumdayız ve ciddi miktarda döviz ödüyoruz. Bunu minimum seviyeye indirmemiz için de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bu tarımın yapılması, Türkiye tarımının ve yağ sanayicilerinin lehine olacaktır."

- "Ülkemizin yağ açığı kapanmış olur"

Dr. Öğretim Üyesi Ali Beyhan Uçak da, ayçiçeği ve soyanın deneme üretiminde su ihtiyacını su sayaçlarıyla belirlediklerini, buna ilişkin çiftçilere de eğitim vereceklerini belirtti.

Tarım ve Orman Bakanlığınca yağ bitkilerine 1,5 lira teşvik verildiğini ifade eden Uçak, "Ülkemizde yağ fabrikaları hammadde bulamıyor. İlimizde ve bölgemizde nem olmadığı için yağ bitkilerinde hastalık da olmuyor. Fakülte olarak böyle araştırmalar yaparak, üreticilere faydalı olmaya çalışıyoruz. Bu yağ bitkilerini üreticilerimizin yetiştirmesini sağlarsak ülkemizin yağ açığı kapanmış olur, çiftçiler de bu işten kar sağlar." şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: