Masallardan fırlamış gibi görünen bir doğa harikası: Grand Prismatic Spring

Dünya üzerinde gezginler keşfetmek için kendilerine ait bir rota belirlerler. Dünyanın pek çok bölgesinde görülmeye değer pek çok yer bulunuyor. Bunlardan biri de Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Yellowstone Ulusal Parkı’nda bulunan Grand Prismatic Spring’tir. Gökkuşağı renkleriyle bu alan görenleri adeta büyülüyor.

El değmemiş doğanın eşsiz güzelliklerini gözler önüne seren bu yerler özellikle şehirlerin karmaşasından kaçmak isteyenlerin ilk adresi oluyor. Dünyanın pek çok yerinde kendine hayran bırakan birbirinden güzel alanlar var. Bunlardan biri de; ABD’de Yellowstone Ulusal Parkı’nda bulunan Grand Prismatic Spring. Grand Prismatic Spring rengarenk görüntüsüyle dünyada gezilecek yerlerden biridir. Bu kaplıca gölüne rengarenk görüntüsünü veren nedir?

Masallardan fırlamış gibi görünen Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Yellowstone Ulusal Parkı’nda bulunan Grand Prismatic Spring dünyanın ilk ulusal parkı olma özelliği taşıyor. Yellowstone, Amerika Birleşik Devletleri’nin Idaho, Montana ve Wyoming eyaletlerinin kesiştiği noktada yer alıyor ve doğasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Büyüklüğü yaklaşık 9 bin kilometre olan parkın yüzde 96’sı Wyoming’de, yüzde 3’ü Montana’da ve yüzde 1’i ise Idaho eyaletinde bulunuyor.

Reklam
Reklam

Parkın içerisinde yüzlerce gayzer ve şelale yer alıyor. Dünyadaki sıcak su kaynaklarının yarısı Yellowstone Ulusal Parkı’nda bulunuyor. Rengarenk görüntüsüyle büyüleyen bu kaplıca gölü; ABD’nin en büyük, dünyanın en büyük üçüncü kaplıca gölü olma özelliğini taşıyor. 112 metre çapındaki kaplıcanın 10 katlı bir binadan daha derin ve bir futbol sahasından daha uzun olduğu söyleniyor.

Dünyanın en büyük üçüncü kaplıcası olan Grand Prismatic Spring’in su sıcaklığı ise 71 derece olarak biliniyor. Gökkuşağı renkleriyle bir ressamın elinden çıkmış gibi görünen bu alanın görünüşünün bilimsel bir açıklaması var. Bu açıklamaya göre çoğunlukla bakteri ve arkea olmak üzere çok katmalı bir mikroorganizma tabakası mikrobiyal matlar gökkuşağı renklerini veriyor. Tek hücreli, bakteri benzeri organizmalardan oluşan bu tabakada, farklı türler farklı sıcaklıklarda toplanıyor, böylece birkaç farklı renk ortaya çıkıyor.

Gölün merkezine doğru sıcaklık değerleri değişkenlik gösteriyor. Farklı türdeki bakterilerin değişken sıcaklıklarda toplanmasıyla gökkuşağı görüntüsü oluşuyor. En sıcak yerlerde toplanan bakteriler mavi renk verirken; mevsimler farklara göre suyun ısısı ve renkleri değişiyor.

Reklam
Reklam

Uzmanlara göre, Grand Prismatic Spring benzersiz bir oluşum değil. Bu renk değişimi durumu dünyanın pek çok bölgesindeki göllerde kendini gösteriyor. Ancak bölgede ışığın yayılma şekli, gölün etrafında ağaçların olmaması ve tamamen ışık alması da onu benzersiz kılıyor.

Anahtar Kelimeler: