'Maviler'in elenmesi devlet sorunu oldu

Fransa Milli Futbol Takımı'nın Dünya Kupası'na erken vedasının yankılarını Paris'ten gazeteci Sabetay Varol aktarıyor.

Sabetay Varol

Paris

Güney Afrika’nın tarihi George kentinin havaalanından havalan Fransız posta idaresine ait sarı renk yolcu uçağı iki aktarmadan sonra Fransa başkentine yaklaşırken yolcuların ağzını bıçak açmıyordu.

Bir gün önce ev sahibi Güney Afrika karșısında yenilgiye uğrayıp tek bir maç bile kazanamadan geri dönen 23 futbolcunun her birinin kafası kuşkusuz son derece karışıktı. Ama içlerinden biri Elysee Sarayı’nın altın varaklı süslemeli salonunda biraz sonra Cumhurbaşkanı ile ne konuşacağını düşünüyordu.

Reklam
Reklam

G-20 hazırlıkları olmasa da olur Uçak piste indiğinde futbolcuların biri-ikisi kendilerini bekleyen özel jetlerle yeni ufuklara yönelirken 32 yașındaki Thierry Henry Nicolas Sarkozy’nin gönderdiği zırhlı otomobile alındı ve eskort eșliğinde devletin zirvesiyle görüşmeye oturuldu.

Ne konuştukları devlet sırrı gibi saklandı en azından buluşma sonrası iki üç gün.

Sarkozy’nin Kanada’daki G-20 zirvesi için sivil toplum örgütleriyle planlanan toplantılarını iptal edip Barcelona takımında top koşturan bu futbol şöhretiyle hemen bir araya geleceği basına sızmıştı.

Gazeteci ordusu Elysee’nin ana kapısında bekleye dursun Fransız milli takiminin golcü oyuncusu yan kapıların birinden içeri alındı ve Cumhurbaşkanının yanına götürüldü. General De Gaulle, Georges Pompidou ya da Mitterrand gibi seleflerinin tersine küçük yaștan beri futbol düşkünü olduğu bilinen Sarkozy dizginleri ele alacaktı.

Güney Afrika’da sırasıyla milli futbolcuların, milli antrenör Raymond Domenech’in, federasyon başkanının, spor bakanının ve bu alanda akla gelebilecek herkesin adının bulaştığı bir milli trajedi cereyan ediyordu dünyanın gözü önünde.

Reklam
Reklam

Anelka küfürbazlıkta tek mi? Aralarında Fenerbahçe’nin de olduğu 9 kulüp değiştirip halen Chelsea’de top koşturan Nicolas Anelka bir taktik ihtilafı yüzünden Domenech’e ana avrat küfretmişti.

Küfür bu ișleri yakından bilenlerin dediğine göre futbol aleminde pek o kadar yadırganan bir alışkanlık değil.

Ama kim olduğu saptanamayan bir ispiyoncu olayı basına sızdırmış, hezimete uğrayacağı zaten ayan beyan ortada Milli takımda sinirler iyice gerilmiș, Nicolas Anelka takımdan ihraç edilerek Fransa’ya geri postalanmıştı. Söylendiğine göre bașını Franck Ribery’nin çektiği 4 oyuncu bu duruma kazan kaldırmış, son maç öncesi oyuncular antrenmanı boykot etmişti.

'2006 dünya şampiyonu İtalyanlar da elendi' dedi Paris’e oturup hayatini futbol transferleriyle kazanan bir Türk. 'Ama devletin her kademesinin karıştığı bir rezalet bugüne kadar yaşanmadı' diye ekledi.

Nicolas Anelka’nin Fenerbahçe’de oynarken Aziz Yıldırım’a da küfürlü laflar ettiğini ama tercümanının ortalık iyice karışır korkusuyla bu sözleri cevrim ekten imtina ettiğini anlattı. Hemen ekleyelim akla yakın olsa da bütün bunlar gerçek olmayabilir. Ama insan ister istemez 'ya oradakilerden bir basına sızdırsa ne olurdu?' diye düşünmeden edemiyor doğrusu.

Reklam
Reklam

Çocuk yaştaki multi-milyonerler Bir milli takım düşünün ki, Güney Afrika’ya götürülen 7 oyuncusu İngiltere liginin ilk üç sırasını paylasan takımlarda, iki oyuncusu İspanya şampiyonu Barcelona’da, bir üçüncüsü bu yıl ligde 4. sıraya yerleşen Sevilla’da top koştursun.

Bavyera’nın başkenti Münih’e gelindiğinde, orası artık herkesin o kendine özgü unutulmaz profiliyle tanıdığı Fransa varoşlarının yaramaz çocuğu Franck Ribery’den sorulsun.

Marsilya, Lyon ve Bordeaux gibi Fransa liginde ilik sıraları paylasan kulüplerde oynayanları saymıyorum bile.

Bu haliyle tek seçici Raymond Domenech’in Güney Afrika’ya seçip götürdüğü 23 oyuncunun tümü çok genç yașlardan itibaren mültimilyoner denecek düzeyde varlık sahibi demektir.

Fransızlara özgü dramatizasyon alışkanlığını da eklersek böylesi bir hezimet ardından daha kötü şeyler olmadığına şükretmek gerekiyor galiba!