Kendisi İsveçli bir müzisyen olmakla birlikte; Backstreet Boys, Britney Spears, Céline Dion, Kelly Clarkson, Pink, Avril Lavigne, Jessie J, Katy Perry, Taylor Swift gibi sayısı sonsuza yakınsayan aşırı popüler sanatçıların kariyerinde can alıcı öneme sahip insanlardan. Kendisinin hak ettiği kadar tanınmıyor oluşundan rahatsız olduk ne kadar süper bir insan ve başarılı bir prodüktör olduğunu birkaç şarkısını sıralayarak göstermek istedik, buyurun:
Katy Perry’nin ikinci albümünün yapım aşamasında birlikte Max Martin’le yaptığı iş birliğiyle popülaritesinin pik yapışının aynı zaman zarfına denk geliyor olması bir tesadüf olamaz.
Kendisi gibi İsveçli Robyn’in henüz 16 yaşındayken çıkardığı -ve kalplerimizi ilk kez çaldığı- ilk albümü Robyn Is Here’ın en başarılı şarkısı olan Show Me Love’ın da prodüktörlüğünü Max Martin üstlenmiş.
Albümün 3 kişilik çekirdek kadrosunda bulunan Max Martin’in 1989’daki birçok şarkıya eli değmiş bulunuyor, Taylor Swift’le ortaklıkları I Knew You Were Trouble ve We Are Never Ever Getting Back Together ile başlamıştı.
Bu da mı diyeceksiniz, evet bu da. Kariyerlerinin hemen başında hemen Max Martin’le çalışmışlar ne büyük şans diye düşünülebilir, bir de acaba Max Martin işin içinde diye mi henüz kariyerlerinin başındayken kendilerinden bu kadar haberdarız diye düşünmek lazım.
Evet inanmak zor ama Max Martin’in sihirli elleri bu şarkıya dokunmuş.
Britney Spears’ın Max Martin’le Crazy’le başlayıp Oops, I Did It Again’lere kadar uzanan ilişkisi zirve noktasına Hit Me Baby One More Time ile ulaşmıştı.
Backstreet Boys ve Max Martin ortaklığı iki taraf için de -pek öyle duyulmasa da- bir başlangıç aslında.
American Idol’ın ilk kazananı olduktan sonra çıkardığı albümünde yer alan bu şarkıyı Kelly Clarkson çok sevmemiş olsa da dünyanın geri kalanı sevdiği için üzerine söylenecek bir şey yok bizce.
P!nk de kariyerinin en parlak noktasında Max Martin’in desteğini arkasına almıştı.
Maroon 5’ın beş hafta Billboard’un Top 100 listesinde ilk sırada kalan şarkısının da prodüktörlüğünü Max Martin üstlenmiş.
Max Martin’in dehasına daha da yakın bir zamandan bir örnek vermek gerekirse de aklımıza şu sıralar her yerde duymakta olduğuuz Can’t Feel My Face geliyor.