MB, döviz alım ihalelerine başlayabilir

ANKARA (İHA) - Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin, dün gerçekleştirilen TOBB Sanayi Odaları Başkanları Toplantısı'nda Aralık ayında Türkiye'nin AB üyeliği perspektifinin netleşmesi ile TL'nin bir miktar daha değer kazanmasının beklendiğini, bu durumda Merkez Bankası'nın da yeniden döviz alım ihalelerine başlayabileceğini ifade ettiği belirtildi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sanayi Odaları Başkanları toplantısı; TOBB Yönetim Kurulu Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu'nun başkanlığında, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Sanayi Odalarının Yönetim Kurulu Başkanları ve TOBB Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla, 2 Kasım 2004 Salı günü TOBB Merkez Binası'nda gerçekleştirildi.

Reklam
Reklam

Toplantıda, Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti, Hazine Müsteşarı İ. Çanakçı ekonomideki gelişmeler hakkında bilgi verirken, BDDK Başkanı T.Bilgin de bankacılık sisteminin durumu hakkında açıklamalarda bulundu.

Toplantıda varılan ortak görüş şu şekilde bildirildi:

"Türkiye'nin iktisadi toparlanma sürecini, özel sektörün dinamizmi sayesinde başarıyla tamamladığı, ekonomideki yapısal değişim sayesinde de üç yıl arka arkaya, ulaşılamaz denilen büyüme oranlarının gerçekleştirildiği, başlayan bu değişim sürecinin yarıda bırakılmaması için eksik kalan yapısal reformların (başta sosyal güvenlik, vergi sistemi ve idaresi, kamu mali yönetimi, hukuk ve idari usul kanunu reformları olmak üzere) hemen tamamlanması gerekli olduğudur. Merkez Bankası Serdengeçti, Aralık ayında Türkiye'nin AB üyeliği perspektifinin netleşmesi ile TL'nin bir miktar daha değer kazanmasının beklendiğini, bu durumda Merkez Bankası'nın da yeniden döviz alım ihalelerine başlayabileceğini ifade etmiştir.

Sanayiciler ise, önümüzdeki dönemin önceki 3 yıldan daha farklı olacağına, artık eskisi gibi atıl kalan kapasitelerin devreye girmeyeceğini, mevcut verimlilik artışının da, büyümeyi sürdürmek için tek başına yeterli olmayacağına değinerek, ekonominin ve ihracatın bundan sonra büyümeye devamının üretim kapasitesini geliştirmeye yani yatırımların artmasına bağlı olduğunu, üstelik de istihdam oluşturan bir büyüme için, alışkın olduğumuzdan daha hızlı büyüme oranlarının yakalanması gerektiğini belirtmişlerdir."

Reklam
Reklam

Ağırlıklı emek-yoğun çalışan Türk sanayisinin küresel rekabet ortamında teknoloji-yoğun üretime kaymak durumunda olduğu, ancak teknolojinin yoğun yatırımların geri dönüşünün daha uzun olmasından dolayı da, Türk sanayinde bu teknolojik yenilenmeyi gerçekleştirmek için başta uzun vadeli yatırım kredileri olmak üzere, yeni finansal kaynaklar gerektiği belirtilen açıklamada, "Bu noktada da sanayiciler, mali piyasalardaki yapısal reformların tamamlanarak hem bankacılık hem de sermaye piyasalarının asli fonksiyonlarına dönmesinin önemine işaret etmiştir. Sanayiciler finansman konusundaki sıkıntıların sadece vadeyle değil aynı zamanda faiz oranıyla da ilgili olduğunu ileterek, reel faizlerin yüksek olmasının hala ekonomideki en büyük kırılganlık unsuru olduğunu belirtmişlerdir. Bu noktada varılan ortak kanaat, yapısal reformların tamamlanmasıyla risk priminin düşeceğidir. Ayrıca kamunun mali piyasalar üzerindeki tahakkümü de azalacağından, şirketler kesiminin kullanımına sunulacak fon miktarı artacaktır" denildi.

Reklam
Reklam

Açıklamada, Aralık ayında üyelik müzakerelerinin başlaması yolunda çıkması muhtemel olumlu kararın Türkiye'ye giren yabancı sermaye miktarının artmasının beklendiği belirtilerek, "Bu durum bir taraftan (doğrudan yatırım + kısa vadeli portföy yatırımı-sıcak para şeklinde) fon girişini ve sabit yatırımları artırırken, diğer taraftan şirketlerimiz için artan rekabet ortamı anlamına gelecektir. Artacak rekabet ortamında kendi şirketlerimizin ayakta kalması da, yapısal reformların tamamlanarak, ekonominin kurumsal altyapısının güçlendirilmesine bağlıdır. Sanayiciler ayrıca, enflasyonla ve kayıt dışıyla mücadelede kendilerine de önemli sorumluluklar düştüğünü, bu kapsamda daha verimli çalışmanın yollarını aramak, sermaye yapısını güçlendirmek, teknoloji kullanımına önem vererek, katma değeri yüksek üretim yapmak durumunda olduklarını vurgulamışlardır" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın sonunda, Hazine Müsteşarı ve BDDK Başkanı, 2007'den sonra uygulamaya geçmesi planlanan Basel-II sistemi hakkında bilgi verildiği, özellikle mali sektör-reel sektör ilişkilerini önemli ölçüde etkilemesi beklenen Basel-II'nin reel sektöre daha iyi tanıtılması ve şirketler kesiminin Basel-II ile başlayacak yeni döneme hazırlanmaları amacıyla BDDK, TOBB ve Bankalar Birliği'nin işbirliğine gideceği kaydedildi. Açıklamada ayrıca, tek bir kritere dayalı mevcut yatırım teşvik sisteminin, aslında bir yatırım kararında en önce gelmesi gereken yatırımın verimliliği hususunu ikinci plana atmasından dolayı, kaynakların heba olmasına ve ayrıca iller arasında da haksız rekabete yol açtığı, üstelik bu haliyle bile teşvik sisteminin çalışmadığı, enerji teşvikinin aradan 8 ay geçmesine rağmen, kamu kurumları arasındaki koordinasyonsuzluk sebebiyle hala işlemediğine değinildiği belirtildi.

Reklam
Reklam