MB/Uysal: Kredi büyümelerinde ılımlı bir canlanma görülmeye başlanmıştır (2)

Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, Çarşamba günü ekonomik görünüme ilişkin yaptığı sunumda, “Kredi büyümelerinde ılımlı bir canlanma görülmeye başlanmıştır” dedi.

(Ayrıntılar ve grafikler ile güncellendi)

İstanbul, 25 Eylül (DHA) - Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, Çarşamba günü ekonomik görünüme ilişkin yaptığı sunumda, “Kredi büyümelerinde ılımlı bir canlanma görülmeye başlanmıştır” dedi.
Uysal, Çarşamba günü Ankara Sanayi Odası Meclis Toplantısı’nda “Ekonomik Görünüm ve Merkez Bankasının Reel Sektör Çalışmaları” başlığıyla yaptığı sunumda, makroekonomik gelişmeleri de değerlendirdi.
Küresel ticari belirsizliğin para politikalarına yansımalarına değinen Uysal, şunları söyledi:
“Artan ticaret gerilimlerinin, küresel büyüme ve para politikaları üzerinde belirgin yansımalarının olduğu bir konjonktürden geçiyoruz. Bu durum, ticaret ve sermaye akımları kanalıyla, Türkiye de dâhil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde önemli etkiler oluşturma potansiyeline sahip. Nitekim son dönemde küresel büyümedeki yavaşlama eğiliminin belirginleştiğini ve bu ivme kaybının en önemli dış ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği ülkeleri için daha belirgin olduğunu görmekteyiz. Bu yavaşlama Avrupa Birliği’yle yaptığımız ticareti etkilese de firmalarımızın pazar ve ürün çeşitlendirme esnekliği ve rekabet kazanımları sayesinde ihracatımızdaki güçlü seyir devam etmekte. Diğer taraftan, küresel enflasyonun ılımlı seyri genişleyici para politikası adımlarıyla risk iştahını ve gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarını destekliyor. Ancak, gerek ticaret anlaşmazlıklarına ilişkin belirsizliklere gerekse jeopolitik gelişmelere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı ve zayıf bir seyir izlediğini görüyoruz. Dış finansman koşulları ekonomimizi risk primi, kur ve beklenti kanalı üzerinden etkilediğinden küresel gelişmeler ve sermaye akımları üzerindeki etkilerini yakından takip ediyoruz.”
İç piyasalara yönelik değerlendirmesine de, Türkiye ekonomisinin bir “dengelenme sürecinde” olduğunu belirten Uysal, söz konusu sürece en büyük katkıyı net ihracatın yaptığını ve söz konusu katkının “tarihsel olarak en yüksek düzeylerine ulaşarak iktisadi faaliyetteki yavaşlamayı önemli ölçüde sınırladığını” vurguladı. Uysal, şunları söyledi:
“İçinde bulunduğumuz dönemde, reel kurun düşük seviyelerde seyrediyor olması Türkiye’nin küresel ticaret pazarında sahip olduğu rekabet gücünü, dolayısıyla da dış ticaret dengesindeki iyileşmeyi desteklemekte. Rekabet gücü kazanımları, dış şoklara karşı ihracat potansiyelimize önemli bir dayanıklılık ve esneklik kazandırmakta, böylelikle ekonominin daha dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme patikasına yönelmesinde önemli rol oynamakta. Nitekim son aylarda ekonomideki yaşanan toparlanma sürecine rağmen cari dengenin ana eğiliminde bir bozulma olmadığını görüyoruz. Turizm gelirlerindeki güçlü artışın da katkısıyla 2019 yılının geri kalanında cari işlemler dengesindeki iyileşmenin devam etmesini bekliyoruz.
“Tüketici enflasyonunda 2018 yılının Ekim ayından bu yana belirgin düşüş görüyoruz. Sıkı para politikası ve koordineli politika çabaları neticesinde birikimli döviz kuru etkilerinin azalması ve iç talebin ılımlı seyri enflasyondaki düşüşün temel sürükleyicileri olarak öne çıkmakta. Bu faktörlerin katkısıyla enflasyondaki iyileşme eğiliminin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini öngörüyoruz.
“Daha önce de belirttiğim gibi, son dönemde enflasyon dinamiklerinde iyileşme gözlemliyoruz. Küresel gelişmelerin de etkisiyle para politikasında oluşan hareket alanının önemli bir bölümünü Temmuz ve Eylül aylarında önden yüklemeli bir şekilde kullanmayı tercih ettik. Bu kararı alırken hedeflediğimiz dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olan bir para politikası duruşu hedefledik. Gelinen noktada para politikası duruşunun enflasyondaki düşüş sürecini destekler nitelikte olduğunu değerlendirmekteyiz.
“Öte yandan, Türkiye’de enflasyon gelişmekte olan ülke grubuna kıyasla halen yüksek seviyelerde. Enflasyondaki düşüşü kalıcı hale getirebilmemiz için para politikasındaki temkinli duruşumuzu sürdürmemiz gerekmekte. Bu çerçevede, parasal sıkılığın düzeyini enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirleyeceğiz.
“Merkez Bankası olarak aldığımız kararların kredi piyasası üzerinde etkili olduğunu görmekteyiz. Temmuz ve Eylül aylarındaki faiz indirimleri ile birlikte mevduat ve kredi faizleri geriledi. Kredi faizlerindeki gerilemeyi hem firma hem ihtiyaç kredilerinde gözledik. Ayrıca, kredi büyüme hızı, tüketici kredilerinde daha belirgin olmak üzere yükselişe geçti ve kredi büyüme oranlarında ılımlı bir canlanma gözlendi. Parasal aktarım mekanizmasının gecikmeli etkilerine bağlı olarak önümüzdeki dönemde kredi piyasasındaki canlanmanın daha belirgin hale geldiğini görebiliriz.” (Grafik)

Reklam
Reklam