TBMM yerleşkesinde, yeni milletvekili odalarının inşası için yapılan temel kazısında ortaya çıkan manzara şaşkınlığa neden oldu.
Yapılan incelemede, deri parçalarına benzeyen yüzlerce buluntuların yeni doğan çocuklara ait “göbek bağları” olduğu belirlendi. Meclis yetkilileri, “Kazı bölgesinin hemen Meclis duvarının yanında olması nedeniyle vatandaşların yeni doğan bebeklerinin göbek bağlarını yoldan bahçeye attıkları anlaşılıyor” yorumunda bulundular.
Türkiye’de geçmişten gelen bir inanışla yeni doğan bebeklerin göbek bağları, ailesi tarafından ilerde olmasını istedikleri bir meslek ya da mevkiinin bulunduğu yere atılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye'de yaygın olan batıl inanışları kendi internet sitesinde derledi. Yüzyıllardır süregelen batıl inançlar hayatın her noktasında etkisini gösteriyor.
Bakanlığın internet sitesindeki açıklamada, batıl inanışların ilk insanın var oluşundan günümüze kadar sürüp geldiği bildirildi. Çoğunun bilimsellikle, akılla, çağdaşlıkla ve dinsel inançla bir ilgisi olmadığı belirtilen incelemede, bu tür inanışların ne yazık ki insan oğlunun gönlünden, beyninden, vicdanından sökülüp atılamadığı vurgulandı.
İşte Türklere ait bazı batıl inançlar...
Ayakkabının ters gelmesi hastalığa işarettir.’ Ocak ayının birinci günü görülen kimse sana iyi gelirse o yıl yaşarsın, iyi gelmezse hasta olursun. Cuma günü ana rahmine düşen çocuk bilgili olur. Pazartesi başlanan işler ağır gider.
Bir erkek iki kız arasından geçerse köse olur. Bir adam iki kadının arasından geçerse sözü geçmez.
Odanın ışığını evin erkeği yakarsa o ev daima nur içerisinde ve bereketli olur.Kadının yolda erkeğin önünü kesmesi uğursuzluktur. Bir kadın iki erkeğin arasından geçerse çocuğu olmaz.
Yarım çay içen kadın dul kalır. Ava gidecek kişinin önünden kadın geçerse avlanamaz. Bundan dolayı o kişi ava gitmekten vazgeçer. Ava giden kişinin arkasından karısı süpürge atar.
El yıkanırken önce sağ elden başlamalı, önce sol elden başlamak uğursuzluk getirir. Çorap giyilirken ayağın Kıble'ye doğru uzatılması doğru değildir. Sağ avuç kaşınırsa para gelir, sol avuç kaşınırsa elden para çıkar.
Akşam tırnak kesilmez. Akşam sakız çiğnenmez, akşam çiğnenen sakız ölü etidir. Hamile kadın aş ererken neye bakarsa doğacak çocuk ona benzeyecektir. Gece gizlice ay ışığında, gölgede yıkananlar ay gibi parlak olur.
Yıldız kaydığında bir insan ölür. Dolunayda doğan çocuk uğurludur, geleceği ışıklıdır. Dolunayda doğan kızlar ay gibi parlak ve güzel olur. Gece aya doğru tükürmek, sövmek uğursuzluk getirir. Güneş güzele vurur.
Kırklı kadın evden fazla uzaklaşmaz. Kırklı çocuk yalnız bırakılacağı zaman başucuna bıçak, soğan, sarımsak bırakılır.
Hıdrellez günü dikiş dikilmez, ağaç, bitki kesilmez, canlı öldürülmez. Bunlar yapılırsa yeni doğacak ne varsa anasının karnında hıdırellez eğrisi olur.
Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur. Gece ıslık çalmak günahtır. Akşam kapının önü süpürülmez. Bayram günü tıraş olunmaz. Arife ve bayram günü ağaç kesilmez. Gece göle girmek iyi dğildir. Geceleri cinler, peri kızları gölde yıkanırlar. Geceleri su üzerinden atlanmaz. Kaynayan suya bıçak sokulmaz. Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.
Bir kişi gerdeğe girmeden önce yanlışlıkla kediye basarsa başarısız olur. Köpeğin vakitsiz gece havlaması, horozun vakitsiz ötmesi, öküzün gece böğürmesi kötü şeylere işarettir. Köpek havaya doğru bakarak havlarsa kan dökülecek demektir. Tavuğun horoz gibi ötmesi uğursuzluktur, öten tavuk kesilir. Kediyi Hz. Ali sıvazladığı için hiçbir zaman sırtüstü düşmez.
Ev yılanı o evin bekçisidir. Kurtlar uluyunca inekleri yemesinler diye gökten ağızlarına yiyecek düşer. İlk yaylaya çıkışta sığırların ortasından bir yabancı geçerse sığırlar hamile kalmaz, doğum yapmazlar. Çakal uluyunca yere tükürmek gerekir, yoksa insanın başına bir yıkım gelir.
Bıçakla ekmek kesilmez, evin bereketi kaçar. Ekmek kırıntılarını yere atmak, ayakla çiğnemek evin bereketini götürür. Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır. Bismillah demeden yemek yiyen kişi doymaz. Şeytan da onunla birlikte yemek yer.
Kapının önünde oturan kişi iftiraya uğrar. Duvar dibinde uyumak iyi değildir, insan çarpılır. Evin içerisi temiz olmazsa oraya melekler değil şeytanlar gelir. Nisan yağmuru zemzem suyu gibidir, uğurludur. Nisan yağmurunda ıslanmak insana sağlık verir.
Gökkuşağının altında bir erkek geçerse kız, kız geçerse erkek olur. Dolu ilk yağdığında birkaç tane yemek sağlığı iyi gelir. Beş taş oynamak kuraklığa işarettir. Şimşek çaktığında yere bıçak saplanır.
Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir. Sabah evinden başkasına ateş verenin ocağı söner. Tencerede su boşuna kaynarsa düşmanlar çoğalır. Hastalanan hayvanları ateşten geçirmek iyidir. Külün üstüne su dökülmez, işenmez. Karaağaçtan beşik, sandık yapılmaz. İncir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür
Tarlada zina yapılırsa bereket olmaz. Üzümün tanesini, karpuzun sap kısmındaki kabuğunun içini yiyenler yetim kalır. Ekin ekili tarlada işenmez, cinsel ilişkide bulunulmaz. Çocuğun bezleri yabani ağaca asılırsa çocuk yabani olur.