Eski motosikletçi, bugünün AK Parti Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu, Posta Gazetesi'nden Alev Gürsoy'a konuştu, yaşanan süreci anlattı.
İşte o röportaj:
Sizi ‘asfaltları ağlatan adam’ diye tanıdık. Nereden çıktı milletvekilliği fikri?
Aklımda olan bir şey değildi. Sözleşmelerim devam ediyor. Ama yarışları bıraktım, sadece markanın reklam yüzü olarak devam ediyorum.
- Nasıl gündeme geldi vekillik?
Aday listelerinin açıklanacağı gün Cumhurbaşkanımızdan telefon geldi, “Razılığın varsa seni listelerimize koymak istiyoruz” dedi. “Efendim nasıl isterseniz, sizin için kabul ederim bu teklifi” dedim. Ona olan sevgim, saygım çok büyük. O kadar kibar bir lider ki, “Kenan seni koyuyorum” demedi. “Razılığın var mı?” diye sordu. Birkaç saat içinde resmi başvurum yapıldı ve 3. sıradan aday oldum. Hamdolsun milletvekili seçildik. AK Parti olarak Sakarya’da büyük başarı sağladık. Önümüzde zorlu bir yol var.
- Yollara yabancı değilsiniz ama...
Yollar sorun değil. Hiç bilmediğim bir kulvarda buldum kendimi bir anda. Ama etrafımda AK Partililerin olması, o teşkilatın içinde olmak işimi kolaylaştırıyor.
- Cumhurbaşkanı neden sizin milletvekili olmanızı istedi?
Kendi takdiridir. Yıllar boyu her zaman yanında olduk. Ama karşılığında beklentimiz yoktu. Bu görevi sırf Cumhurbaşkanıma destek olmak için yapıyorum.
- Kendisini koşulsuz sevdiğinizi söylemiştiniz...
Evet. Yoksa, güzel bir kariyeri geride bırakmış bir sporcu olarak, hayalim vaktimi öncelikle ailemle ve yetiştirdiğim sporcularla geçirmekti. Stressiz bir hayat yaşayacağım derken, böyle zorlu bir göreve geldim. Oysa tatil planlarımı bile yapmıştım. Hepsini elimizin tersiyle ittik. Zorlandığımı saklamıyorum. Artık, nasıl faydalı olabilirim, neler yapabilirim düşünceleri içerisindeyim.
- Ankara’da milletvekilleri arasında olmak garip geliyor mu?
Benim için zor burada olmak. Vekillikten önce de tanınan biriydim, Meclis’te de herkesin ilgisini çekti bu durum. Güzel bir şey. Bırakın AK Parti’yi, CHP’den, hatta HDP’den bile fotoğraf çektirmek için geldiler. Spor vesilesiyle bana saygı duymaları çok hoşuma gidiyor. Beni sporcu olarak tanıyıp, AK Parti ile birlikteliğime kızanlar da oldu. Onların takdirini kazanmak için mücadelemi vereceğim.
- Tatil planlarınızı iptal edince eşinizin tepkisi ne oldu?
Eşim memnun değil durumdan açıkçası. Tam rahat edeceğiz derken, böyle bir yola girmek eşimi üzdü. Ankara’ya da gelemeyecek. Haftanın bir kısmını burada ailemden ayrı geçireceğim.
-Yollarda hız rekorları kırıyordunuz, Meclis’teki rekorunuz hangi alanda olacak?
Tabii sporda. Daha fazla spor organizasyonunun ülkemize gelmesi ve ülkemizden daha çok sporcu çıkması için uğraşacağım. Avrupa ve dünya şampiyonalarında daha rahat yarışmaları konusunda planlarım var. Türkiye’de futbol dışında sporcuların sponsorluk sıkıntısı var. Madalya kazanmış sporcular için bir kanun çıkarılması için de mücadele vereceğim. Spordan maddi kazanç sağlayamayanların sesi olacağım. “Gençlerin, sporcuların vekil abisi” sloganını buldum kendime.
- “Maaşıma dokunmayacağım” demişsiniz, kutlarım.
Milletvekili maaşımı almayacağım, ihtiyaç duyulan yerlerde kullanacağım. Milletvekilliğim boyunca da böyle olacak.
- “Millet 1600 lira asgari ücret alırken, milletvekili 2 milyonluk araçla meclise geliyor” dediler...
Gelebilen gelsin. Milyonlarca euroyu, her şeyi bir kenara bırakıp, millete karşılıksız hizmet etmeye çalışan biri var, onu düşünsünler. Onlar yapabilirler miydi acaba? Bu da benim sorum.
Kaç aracınız var?
Arabalarımız da var, motorlarımız da. Kimseden çekincem yok. Yarın öbür gün yine Lamborghini’mle geleceğim. Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yapmadım. Alnım ak, başım dik. Ben sporcuyum, bana yakışıyor böyle bir araca binmek. Cumhurbaşkanımızın özel uçağı var, kendi aracıyla geziyor diye milletin derdini anlamaması söz konusu değil. İmkanın varsa en iyisini alacaksın, en iyisini yapacaksın.
- Babanız hayatta olsaydı ne derdi size?
34 yaşındayım. Babamı 7 yıl önce kaybettim. Görse gurur duyardı. Babam AK Parti’ye de Cumhurbaşkanımıza da hayrandı.
- Evlat acısı da çektiniz...
Oğlum Hamza’yı kaybetmek bizi çok üzdü, çok yordu. Doğacak çocuğumuzda da Hamza’nın hastalığının olma ihtimali yüksek. Ama bizi korkutmuyor bu risk. Allah nasip ederse 6 çocuğumuz olsun isterim. Evimi 6 çocuğa uygun yaptım.
- Ülke gündemimizde son zamanlarda hep kaybolan, öldürülen, tecavüze uğrayan çocuklar var. Onlar için ne yapacaksınız?
Kaybetmenin ne olduğunu iyi bilirim. İçimdeki yangın kaç yıldır sönmüyor. Ama hangisine yanacağımı şaşırdım. Söylemeye dilimin varmadığı şeylerin çocuklara yapılması nasıl kabul edilebilir? İnsanımız idam istiyor, hak veriyorum. Ama idamı getirdiğimiz anda Avrupalılar öyle bir yaygara koparacak ki, “Türkiye’ye artık gitmeyin, yanlış yaparsanız sizi idam ederler” diye. Bize sataşmak için fırsat kolluyorlar.
- Türk olduğunuz için sizi Avrupa’da ötekileştirdiler mi?
Küçümsendiğim oldu. Ancak ülkemizin büyümesi ve güçlenmesi her şeyi değiştirdi.
- “Vergi vermemek için arabasını eşinin üzerine yaptı” yorumlarına ne diyorsunuz?
Art niyetli konuşmalar... Kanuna aykırı davranışım varsa karşıma çıksınlar. Üstelik çok yüksek vergi ödediğim bir araç bu. Değeri 2.5 milyon lira. Vergiler de üzerinde olsaydı 5 milyon liraydı. Yabancı vatandaşlara tanınan haktan yararlandım sadece. Hakkı olan gidip alsın, kimsenin konuşma hakkı yok.
- Keyif için yarışır mısınız?
Yarışı bıraktım, Cumhurbaşkanımıza da söz verdim. Motosikletimle parkurlarda antrenman yaparım, özlerim sonuçta ama yarış defterini kapattım.
- “Kırılmadık kemiğim kalmadı” demiştiniz...
20 yılın üzerinde yarıştım, yüzlerce kazam vardır. Kırıklarım da 30 civarındadır.
- Vekillikte risk daha az...
Vekilliğin de zor tarafları var. Şimdiden üzerimize gelmeye başladılar, alnımızın teriyle kazandığımız arabaya laf ettiler. Sorun yok, yıllarca Avrupalı’nın, Amerikalı’nın eleştirisini almış bir sporcuyum. İnşallah güzel işler yaparak eleştirenlerin de takdirini kazanmak istiyorum.
- Eşiniz yabancı uyruklu. Tayyip Bey’e bakışı nasıl?
Cumhurbaşkanımıza olan aşkımı bildiği için, ona saygısı büyük. Evimize geldi sonuçta. Avrupa’da Cumhurbaşkanımızın üzerine çok gidiliyor. Haberleri eşim bana söyleyince bazen sinirlerime hakim olamıyorum, tartışıyoruz.
- Muhafazakar yanınıza eşiniz ayak uydurabildi mi?
Evlenirken her şeyi açık açık söylemiştim. Giyim tarzına çok dikkat ediyor, her şeye özen gösteriyor. Eşimin saçı açık. Ben görüşümü söylerim, karar onundur. Eşimle hamdolsun hiçbir sorunumuz yok. En büyük derdimiz evlat kaybımız.