ANKARA (ANKA) -DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a “Meclis’in ‘alkolmetre’si misiniz ki, Sayın Soysal için ‘sarhoş gibi’ ifadesini kullandınız?” diye sordu.
Yağız, Meclis Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, 2 Şubat’ta Meclis’te Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu’nun odasına girerek ‘talimat’ vermesi nedeniyle yaşanan tartışmaları gündeme getirdi. Mumcu’nun Arınç’a ‘baskı, şiddet’ uygulamakla suçladığını hatırlatan Yağız, Arınç’ın ‘sarhoş gibi’ dediği CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın ‘Ben alkol kullanmıyorum ama Arınç ne kullanıyor bilmiyorum” dediğini belirtti.
Yağız, Arınç’a şu soruları yöneltti:
“TBMM Başkanvekili ve CHP İzmir Milletvekili Sayın Güldal Mumcu’yu, odasına izin almadan girip uyarmanız baskı ve şiddet değil midir? Böyle bir şeye hakkınız ve yetkiniz var mıdır? Tutumunuz ayrıca, ‘yürütmenin yasamaya baskısı’’ olarak değerlendirilmiştir. Baskılarınızı bundan sonra da sürdürecek misiniz? Bu tutumunuz, kamuoyunda, ‘adeta bir kabadayı tavrı’ olarak da değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeyi nasıl karşılıyorsunuz? İki dönem TBMM Başkanlığı yaptığınıza ve ‘Meclis İçtüzüğü’nü çok iyi biliyorum’ dediğinize göre, Meclis Başkanvekillerinin uygulamalarının nerede tartışılacağını bilmiyor olamazsınız. Buna karşın, neden böyle bir yolu tercih ettiniz? Siz, Meclis’in ‘alkolmetre’si misiniz ki, Sayın Soysal için ‘sarhoş gibi’ ifadesini kullandınız?Bundan sonra da milletvekillerinin alkollü olup olmadığını gözetlemeyi ve tespit etmeyi sürdürecek misiniz? Kimin ne içip içmediği sizi neden bu kadar ilgilendirmektedir? Böyle bir şey üstünüze vazife midir?
Yoksa siz, zaman zaman bakan ve milletvekili olduğunuz unutup, kendinizi, fetva veren ‘ulema’dan biri olarak mı görüyorsunuz? Solcu bir milletvekili için, ‘sarhoş gibi’ ifadesini kullanarak, kamuoyuna, ‘Solcular alkol kullanılır’ mesajını mı vermek istediniz? Din üzerinden olduğu gibi alkol üzerinden de siyaset yapmayı, çağdaş siyasetin etik kurallarıyla bağdaştırabilmek mümkün müdür?” (ANKA)