Salih Sağlam tarafından hazırlanan tezde, komisyonların neden işlevsel kaldıkları üzerinde duruluyor. Özellikle devlet sırrı kavramının, araştırma komisyonlarının önündeki en büyük engellerden biri olduğuna dikkat çekiliyor.
Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan) ulaştığı tez, dört bölümden oluşuyor. Birinci bölümde genel anlamda Meclis araştırmasına yer veriliyor. İkinci bölümde ise araştırma önergesi ve önerge üzerine yapılan öngörüşme bulunuyor. Üçüncü bölümde, araştırmanın komisyon aşaması yer alırken, dördüncü bölümde de Avrupa Birliği'ne üye bazı ülkelerdeki araştırma komisyonlarının işlevleri hakkında bilgi veriliyor. Çalışmanın sonunda, Meclis araştırmasının işleyiş prosedürü ve 1924'ten bu yana Meclis araştırması önergeleri ile komisyonlara ilişkin ekler bulunuyor.
Tezde, devlet sırları ve ticari sırlara dikkat çekiliyor. 1973 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 105. maddesinde öngörülen devlet sırları ile ticari sırların çalışmaları sınırladığı ifade ediliyor. Devlet sırlarının Meclis araştırmasının kapsamının dışında kaldığının belirtildiği tezde, devlet sırrının tanımı, hangi bilgi ve belgelerin sır olduğu ve buna karar vermeye hangi kamu otoritesinin yetkili olduğu gibi hususların tartışılması gerektiği ifade ediliyor.
"ŞEMDİNLİ KOMİSYONUNA BANKALAR TİCARİ SIR DEYİP BELGE VERMEDİ"
Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılması amacıyla kurulan komisyon raporunda, bu sınırlamanın içtüzükten çıkarılmasının teklif edildiğinin hatırlatıldığı tezde, uygulamada defalarca dile getirilen bu hususun yeniden düzenlenmesi için içtüzük değişikliği teklifi de verilmesine rağmen herhangi bir gelişmenin olmadığının altı çiziliyor. Belçika Parlamentosu'nda devlet sırlarının ve ticari sırların araştırmanın kapsamının dışında bırakıldığına dair bir düzenleme bulunmadığı belirtiliyor.
22. Dönemde görev yapan ve Hakkâri merkez, Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde meydana gelen olayların araştırılması amacıyla kurulan araştırma komisyonunun, inceleme konusuna ilişkin bazı özel bankalardan talep ettiği bilgi ve belgelerin ticari sır, banka sırrı veya müşteri sırrı olduğu ileri sürülerek bu bankalar tarafından reddedildiği ifade ediliyor.
Tezde, hükümetin ise özel kişilere ait sırların korunması sorumluluğunu geniş yorumladığı ve hatta diğer denetim araçlarını da kapsayacak şekilde genişletme eğiliminde olduğunun görüldüğü kaydediliyor. Bu konuda da yasal düzenleme yapılması öneriliyor.
Özel hayatında Meclis araştırmasına konu olmayacağının anlatıldığı tezde, yargı organına intikal etmiş bir olaya ilişkin Meclis araştırması istenip istenemeyeceği ve başlamış bir Meclis araştırmasının konusunun yargıya intikal etmesi karşısında ne yapılacağının tartışılması gerektiği vurgulanıyor.
DEVLET SIRRI ŞEFFAFLIK AÇISINDAN SAKINCALI
Tezin sonuç bölümünde ise "Meclis araştırması, bilgi edinmek amacıyla sınırlı tutulduğundan, bu amacın dışında kalan, örneğin yargısal nitelikte bir araştırma yapılması kurumun niteliği ile bağdaşmayacaktır. Bu nedenle Mustafa Güngör cinayeti, gazeteci Metin Göktepe cinayeti gibi konularda yapılan Meclis araştırmalarını konu unsurundan sapma olarak görmekteyiz. Öte yandan içtüzüğün 105. maddesi ile getirilen devlet sırları ve ticari sırların Meclis araştırmasının kapsamının dışında bırakılması, öğretide ve uygulamada şeffaflık, açık toplum ve bilgi edinme hakkı açısından sakıncalı görülmekte; yoruma açık ve muğlâk bu kavramların Meclis araştırmasının etkinliğini azalttığı kabul edilmektedir. Devlet sırları açısından halen taslak halinde olan Devlet Sırları Kanunu Tasarısı, herhangi bir çözüm öngörmemektedir. Öte yandan 22. dönemde verilen 2/818 esas numaralı Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nde Değişiklik Yapılması Hakkında İçtüzük Teklifi'nin kabul edilmesi halinde devlet sırları ve ticari sırların Meclis araştırmasının kapsamına alınması mümkün olacaktır. Ancak teklifte özellikle üçüncü kişilerin söz konusu hükümlere aykırı hareket etmesi durumunda herhangi bir yaptırımın öngörülmemiş olması bir eksikliktir. Kanaatimizce konunun üçüncü kişileri bağlamayan içtüzük yerine, kanun ile düzenlenmesi gerekmektedir." deniliyor.
Hazırlanan tezde, şu bilgilere de yer veriliyor: "20. dönemde verilen 313 Meclis araştırması önergesinin 69'u (yüzde 22); 21. dönemde verilen 294 önergenin 44'ü (yüzde 14); 22. dönemde verilen 434 önergenin ise 89'u (yüzde 20) görüşülebildi. Meclis Başkanlığı'na 20. dönemde 6 bin 950, 21. dönemde 8 bin 240; 22. dönemde 22 bin 994 adet yazılı soru önergesi verildi.
9 ile 22. dönem arasında çeşitli konularda 158 Meclis Araştırması Komisyonu kuruldu. Bu komisyonlardan yalnız 109'u çalışmalar sonucu raporunu hazırladı. 37 komisyon çalışmalarını tamamlayamadı. 12 komisyon da çeşitli sebeplerden işlevsiz kaldı. Komisyonların hazırladığı raporların kimi ise Meclis Genel Kurulu'nda dahi görüşülmeden arşive alındı.