Görüşmelere Silivri'deki Ergenekon duruşmasında yaşanan olaylar ve çözüm süreciyle ilgili tartışmalar damga vurdu.
''Ergenekon'' davasında duruşma salonundaki konuşmaların kaydedildiğini belirten CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, "Duruşma salonunda olanları kamuoyuna açıklamayan şerefsizdir, namussuzdur" diye konuştu.
'ORASI MAHKEME DEĞİL'
Özgündüz, mahkemede milletvekillerine saygısızlık yapıldığını, ayakta bekletildiklerini ileri sürerek, "Orası mahkeme değil, hukuka uymayan yer mahkeme olamaz. Yarın da oradayız, yüreğiniz varsa gelin oraya. Orada hukuksuzluk devam ettiği sürece, sizin yaptıklarınızı bütün dünyaya göstereceğiz" dedi.
Savcılık yaptığı dönemde cumhuriyetin savcısı olduğunu, belli yandaşların savcısı olmadığını ifade eden Özgündüz, kendisine laf atan AK Parti'li milletvekiline, "sen sus, sen konuşma" dedi.
ERGİN: MAHKEME ZORBALIĞA GÖZ YUMMAZ
Adalet Bakanı Ergin, Özgündüz'ün, "Bu tasarı insan hakkı ihlallerine yönelik hazırlanan bir tasarıdır ama içeriği öyle değildir" dediğini ifade ederek, tasarının, CHP'nin komisyonda verdiği önergeyle eklenen maddesi hariç, her maddesinin AİHM'den kaynaklı hak ihlallerini gidermek için hazırlandığını bildirdi.
CHP'li Özgündüz'ün, "Mahkeme heyetinin tuttuğu tutanağın Bakanlar Kurulu'nda görüşüldüğü" iddiası ile ilgili olarak Ergin, "Bu yalan bir ifadedir. Oraya emniyet birimlerinin, İçişleri Bakanlığı'nın görgüleri getirilmiştir. İçişleri bürokratlarının getirdiği bilgiler paylaşılmıştır. Mahkemenin tuttuğu tutanağı şu ana kadar ben bile görmüş değilim. Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri, zorbalığa ve dayatmaya pabuç bırakmazlar" şeklinde konuştu.
Silivri'de yaşanan olaylara ilişkin fotoğrafları gösteren Bakan Ergin, "Şu tabloya müsaade etmezler. Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri şu resimdeki zorbalığa asla göz yummaz. Şu resimde görülen kamunun malını, jandarma ve polisi tepeleyerek mahkeme salonuna girmeye çalışanlara kamu görevlileri müsaade etmez. O salon 450 kişilik bir salon. O salonun içine 15 bin kişiyi koyamazsınız. O salonda duruşmanın salimen yapılmasına yetecek kadar misafir ve görevliler, taraflar olur. Her kurumun bir kuralı var. İlgililer de bu kurallara uymak zorundadır. Milletvekili olmak, o kuralları çiğneme hakkını kimseye vermez" diye konuştu.
'SUS, ALLAH'IN BELASI'
Sataşma gerekçesiyle CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce kürsüye geldi. İnce, ''Eğer bu ülkede, o mahkeme heyetinin vicdanı, ahlakı, namusu varsa...'' sözlerinin AK Parti sıralarından laf atılarak bir kaç kez kesilmesi üzerine, ''Bir sus be, Allah'ın belası adam" diye bağırdı.
İnce, başta AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan ve Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç olmak üzere AK Parti'lilerin laf atmalarının devam etmesi üzerine, Başkanvekili Sadık Yakut'a, ''Susturacak mısınız?'' dedi.
'YALAN KONUŞURSAM BİR DAHA KÜRSÜYE ÇIKMAYAYIM'
Silivri'de o gün yaşananları anlatmak istediğini belirten İnce, "Yemin ederek söylüyorum, bir harfini yalan konuşursam, ben bir daha bu kürsüye çıkmayayım" dedi. İnce'nin bu sözü karşısında, AK Parti sıralarından "amin" sesleri yükseldi.
Duruşma salonunda yaşadıklarını anlatan İnce, ''Hiç bir zorbalık, ahlaksızlık, dayatma yok. Mahkeme Başkanı gülerek, orayı boş tutacağını söyledi. Sonra bizi arada çağırdı. Mahkeme heyetinin odasına gittik, bize çay söylediler, sohbet ettik. Başkana, 'sizden talebimiz şu dedim: Milletvekilleri olarak çok kötü koşullarda duruyoruz, bize saygı göstermiyorsunuz' dedim. Ben oldu zannettim. 'Ben size haber vereceğim' dedi. Haber bekledik ama haber vermedi'' diye konuştu.
'MAHKEMEYE DİRETMEDİK'
Mahkeme başkanının mahkemeyi açtığını ve daha sonra da duruşmayı kapattığını belirten İnce, ''Mahkemeye diretmemiz yok. Bunun haricinde dışarıda bir Allah'ın kuluyla dalaşmamız olmadı. Tek talebimiz boş olan yere oturmaktı. Bir gün siz de hukuk, adalet diye bağıracaksınız" dedi.
'BEN DUVARA YAZARKEN, SEN BEBEK BEZİ KULLANIYORDUN'
İnce, konuşması sırasında kendisine laf atan AK Parti'li Turan'a, "Boyundan çok sesin var. Ben duvarlara yazı yazarken sen ultra prima kullanıyordun" karşılığını verdi. Bu sırada, AK Parti ve CHP'li milletvekilleri karşılıklı olarak birbirlerine laf attı.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, tartışmanın uzaması üzerine birleşimi ara verdi.
'SİLİVRİ'DE NE VARSA, İMRALI'DA O VAR'
Öncesinde ise Adalet Bakanı Sadullah Ergin, milletvekillerinin '4. Yargı Paketi'ne ilişkin sorularını yanıtladı.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Ergin'e terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın mektuplarından bahsederek, bu mektuplara diğer mahkumların mektuplarında olduğu gibi "görüldü" damgası vurulup vurulmadığını sordu.
Bakan Ergin, İnce'nin sorusunu, "İmralı'daki uygulamaların tamamı, 370 ceza infaz kurumundakilerle bire bir aynıdır. Mektuplarda, yazışmalarda kontrol olmadan hiçbir işlem yapılmaz. Oraya gidenler de kontrol edilir, çıkanlar da kontrol edilir. Görüşmeye gidenler kendileri cevapları getirmezler, notları götürmezler. Silivri'de, Sincan'da, İzmir'de ne varsa, İmralı'daki F tipi cezaevinde de o var. Farklı bir uygulamamız yok" diye cevapladı.
İnce'nin, "Damga yok" sözleri üzerine Ergin, "Yapılan bütün işlemler kayıt altındadır. Hiçbir eksiğimiz yok" dedi.