AK Parti İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ile ilgili eleştirilere karşılık, "Buradaki rahatsızlığın nereden olduğu belli. Rahatsızlık PKK'nın arka bahçesini temizleyen kayyumlardan rahatsızlık; rahatsızlık milli ve manevi değerlere sahip gençlik yetiştirmeye çalışanlardan rahatsızlık ama kusura bakmayın rahatsızlık vermeye devam edeceğiz." dedi.
TBMM Genel Kurulunda CHP, HDP ve İYİ Parti'nin gündeme ilişkin grup önerileri ayrı ayrı ele alındı.
Partisinin, TÜGVA'nın faaliyetlerinin araştırılmasına ilişkin önerisi üzerinde söz alan HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, 8 yıl önce 500 bin lirayla kurulan bir vakfın şu anda Türkiye'deki bütün tarikatların, bütün cemaatlerin bir çatı şirketine dönüştüğünü, TÜGVA'nın da vakıf değil bir şirket olduğunu öne sürdü.
İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, vakıfların temelinde güven olduğunu ifade ederek, bugün bu güvenin çok uzağında olunduğunu savundu. Oral, "Dün, FETÖ dernek ve vakıflarıyla devletin güvenilirliğini nasıl istismar edilmişse bugün TÜGVA, TÜRGEV gibi vakıflarla aynısı yapılmaktadır. Sormak istiyorum: Paralel yapılar, devlet dışı organizasyonlar kurup destekleyerek daha sonra da 'Kandırıldık.' demekten hala bıkmadınız mı Allah aşkına? Daha kaç kere kandırılacaksınız, Yüce Allah'tan af dileyeceksiniz?" diye konuştu.
Yolsuzlukların örtbas edilmesi için dini değerlerin kullanıldığını da ileri süren Oral, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmanın "İslam'a operasyon" olamayacağını ifade etti.
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, TÜGVA'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, Usame Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanı, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı gibi üst düzey AK Parti'lilerin yönetici olduğunu söyledi.
TÜGVA'nın, AK Parti'nin gençlik kolları gibi hareket etiğini öne süren Antmen, AK Parti'li belediyelerin ve kayyum belediyelerin vakfa onlarca taşınmaz tahsis ettiğini, halkın paralarının vakfa aktığını iddia etti.
Vakfın, İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait Büyükada İskelesi'nden tahliye kararına rağmen, polisin de yardımıyla çıkmadığını ileri süren Antmen, TÜGVA'nın polis, asker, hakim ve savcı alımlarında referans listesi verdiğini, kamuda kadrolaştığını savundu. Antmen, "FETÖ nasıl da paralel bir devlet olarak devlette yapılanmaya gitmişti, bütün devlet memurlarını ve memurlukları ele geçirmeye çalışmıştı; şimdi de başta TÜGVA olmak üzere belirli dernekler, vakıflar, cemaatler bunu yapıyor. Buna neden ses çıkarmıyorsunuz? 15 Temmuz'dan hiç mi ders almadınız?" ifadesini kullandı.
AK Parti İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu döneminde Beylikdüzü'nde 5 bin küsur metrekarelik bir alanda dernekler yerleşkesi yapıldığını ve buranın derneklere tahsis edildiğini dile getirerek, "Gayet hukukidir, normaldir, itirazımız yok. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine tahsisat yapılmıştır, Atatürkçü Düşünce Derneğine tahsisat yapılmış, Cumhuriyetçi Kadınlar Derneğine tahsisat yapılmış, yapılsın itirazımız yok; ama kimi belediyelerimiz tarafından TÜGVA gibi milli ve manevi değerlere sahip gençlik yetiştirmekten başka arzusu olmayan STK'lere tahsisat yapılınca kıyamet koparmak... Bunu anlamak mümkün değil değerli arkadaşlar." diye konuştu.
Son zamanlarda bir yalan rüzgarı olduğunu belirten Şentürk sözlerine şöyle devam etti:
"Faşist Goebbels'in günümüzdeki gölgesi halen varlığını sürdürüyor. Bir iddianın yalan olduğu ortaya çıkarıldığında bir başka yalanla bu fiyasko örtülmeye çalışılıyor. İşte, TÜGVA ve benzeri vakıflarla ilgili son dönemde tam bir Goebbels mantığıyla yürütülen kampanyalara şahit olmaktayız. T3 Vakfıyla ilgili 'Para aldı.' diye iddia ettiniz, T3 Vakfı mahkemeye gitti -Küçükçekmece Asliye Mahkemesi- belediyeye 'Kaç para verdin?' dedi, belediye yazdı 'Para ödemedik'. Yalan. Kendi belediyeniz yalan olduğunu yazdı. Efendim, kalktınız TÜGVA'ya ilgili ve diğer STK'lerle ilgili kampanyaya başladığınızda STK'lerin raporunu dayanak gösterdiniz, geçenlerde mahkeme, böyle bir rapor olmadığı yalanını ortaya koydu.
Geçenlerde Heybeliada ile ilgili az önce yine gündeme getirildi, olmayan. Olmayan derken şöyle; TÜGVA, Vapur İşletmelerine bir dava açıyor, bir ara karar var, bu ara kararı sanki belediyenin açtığı davada tahliye kararı gibi gösterip bir zorbalık yapılmaya kalkılıyor. Zorbalık tutmayınca da yalan ve iftira kampanyası; tam Goebbels mantığı. Bunu yapanların başında gelen kişinin de Büyükşehirden 30 milyonun üzerinde ihale almış olması manidar, asıl bunun araştırılması gerektiğini düşünüyorum."
TÜGVA Başkanı'nın masumane bir biçimde yaptığı açıklamada, bazı belgelerin kurumdan alındığını, buna yalan, kurmaca belgeler eklenerek yıpratılmaya çalışıldığını söylediğini anlatan Şentürk, ancak burada da "yalan" ve "kurmaca" ifadelerinin silinip "sızdırıldığı" ifadesinin "Sızdırıldığını itiraf etti." gibi çarpıtma haberler yapıldığını söyledi.
Şentürk konuşmasını, "Buradaki rahatsızlığın nereden olduğu belli. Rahatsızlık PKK'nın arka bahçesini temizleyen kayyumlardan rahatsızlık; rahatsızlık milli ve manevi değerlere sahip gençlik yetiştirmeye çalışanlardan rahatsızlık ama kusura bakmayın rahatsızlık vermeye devam edeceğiz." sözleriyle tamamladı.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, sataşmadan söz alarak, TÜGVA'nın bütün gençlerin eğitim, çalışma, olanaklardan eşit yararlanma hakkını ortadan kaldırdığını öne sürdü. Beştaş, TÜGVA'nın kendine bağlı bir yöntemle gençleri işe yerleştirdiğini, ihaleler aldığını-verdiğini iddia etti.
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler de yargı sürecinin başladığını belirterek kimin elinde ne delil, belge varsa Cumhuriyet Başsavcılıklarına ulaştırmalarını istedi. Güler, bunu yapmayanları müfteri ilan edeceklerini söyledi.
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, partisinin vakıfların faaliyetlerinin araştırılmasına dair önerisiyle ilgili yaptığı konuşmada, TÜGVA'nın ordudan yargıya, emniyetten akademik kadrolara kadar devlete torpille sızan bir yapı olduğunu iddia etti.
Yavuzyılmaz, iktidardan ve belediyelerden, TÜGVA, TÜRGEV, Ensar Vakfı gibi dernek ve vakıflara ne kadar, hangi tutarda Hazineden para aktarıldığını ya da bu dernek ve vakıfların ne kadar para aldığını açıklamasını istedi.
AK Parti Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt ise vakıfların kökeninde iyilik, sevgi ve saygı olduğunu dile getirerek insanların yaratılışından itibaren yardımlaşmaya ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Beyazıt, nerede bir vakıf varsa orada mutlaka yardımlaşma, sevgi, saygı ve düşünce olduğunu belirterek TÜGVA'nın da böyle bir vakıf olduğunu kaydetti.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, memurların tehdit edildiği iddiasıyla ilgili "Tehdit olarak algılanıyorsa evet, tehdit." dedi.
Altay, bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2001 yılında yaptığı konuşmadakinden "daha hafif tonda" bir uyarı olduğunu savunarak Erdoğan'ın bir konuşmasını dinletti.
Engin Altay, "Memura 'Hırsızlığa alet olmayın.' demek, memura 'Hırsızlığa göz yummayın.' demek, memura 'Partizanlık yapma.' demek, memura 'Adil ol.' demek, memura 'Kanunsuz emre itaat etme.' demek '657 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesine, Anayasa'nın 137'nci maddesine göre iş yap.' demek, 'Yapmazsan bedelini ödersin.' demek tehditse, evet tehdittir ama kimse bunu böyle algılamıyor."
AK Parti sıralarından tepkiler gelmesi ve yaşanan gerginlik üzerine birleşime ara verildi.
Aranın ardından CHP, HDP ve İYİ Parti'nin grup önerileri kabul edilmedi.
Genel Kurulda, Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine geçildi. (AA)