TBMM Genel Kurulunda 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinde 'darbe' tartışması yaşandı. Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, "Doğru söylüyor diyenlerin hepsi 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle meşru hükümeti eşit teraziye koyan bir demokrasi algısına sahip. Biz buna demokrasi demiyoruz, biz buna hukuk devleti demiyoruz. Bunun adı 'darbecilik'tir" dedi.
CHP'Lİ TÜM: 20 TEMMUZ'DA ASIL DARBEYİ SİZ YAPTINIZ
TBMM Genel Kurulunda Avrupa Birliği Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2018 bütçeleri ve 2016 kesin hesapları görüşmelerinde Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz milletvekillerinin sorularını cevapladı. CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm'ün “Bugün gelinen yerde 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da asıl darbeyi siz yaptınız” sözleri üzerine Avrupa Birliği Bakanı Çelik, "Bakın Avrupa'da birçok insanla muhatap oluyorum. 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle hükümet uygulamalarını eşit düzeyde ya da birbiriyle benzeştirerek ele alan bir cümleyi Türkiye'nin düşmanlarından bile duymadım.15 Temmuz darbesi, Türkiye'de sapık bir dini ideolojiyi hakim kılmak üzere asker elbisesi giymiş teröristlerin devleti, meşru hükümeti yıkma, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulunu öldürmek, hükümeti devirmek için ve bu milletin masum evlatlarına kast ederek insanları öldürdükleri, yaraladıkları, şehitler verdiğimiz alçak bir girişimdir.
Bu cümle ile meşru hükümetin, seçilmiş hükümetin hiçbir faaliyetinin eşit düzeyde ya da yan yana zikredilmemesi gerekir. Darbe girişimi darbe girişimidir, hükümet hükümettir. 'Asıl darbeyi 20 Temmuz'da siz yaptınız' diyerek altına siyaseten tartışmalı bir takım argümanları sıralamak son derece yanlış bir tutumdur. 15 Temmuz'daki darbe girişimini hep beraber kınamalıyız. Sizin söylediğiniz cümlenin başı yalan olduğu için altını tartışmaya gerek yok. Meşru hükümetle darbeyi bir tutamazsınız. Meşru hükümetle darbeyi bir tutan kişinin bu Meclisin meşruiyetine de inancı yoktur. Siz Fetullahçıların kullandığı argümanı kullanıyorsunuz. Fetullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz darbe girişimiyle bu hükümetin uygulamalarını eşit tutuyor. Sizin yaptığınız iş, Fetullahçılarla aynı düzlemde durarak meşru hükümeti eleştirmektir" dedi.
"BUNUN ADI DARBECİLİKTİR"
Bakan Çelik, şunları kaydetti: “Doğru söylüyor diyenlerin hepsi 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle meşru hükümeti eşit teraziye koyan bir demokrasi algısına sahip. Biz buna demokrasi demiyoruz, biz buna hukuk devleti demiyoruz. Bunun adı 'darbecilik'tir. Türkiye Cumhuriyeti'nin seçimle gelmiş hükümetine 'darbe yaptı' derseniz, bunu da 15 Temmuz darbe girişimiyle eşitlerseniz bunu adı 'darbecililk'tir."
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise CHP Balıkesir Milletvekili Tüm ile aynı fikirde olmadıklarını ifade etti.
"HİZMET HAREKETİ NE ZAMAN TERÖR ÖRGÜTÜNE DÖNÜŞTÜ?"
CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay da, OHAL ilan edilmesinden bu yana 1.5 yıl geçtiğini hatırlatarak, 15 temmuz darbesini sadece AK Parti'nin değil, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi birlikte halkın direnciyle püskürttüklerini belirtti. Altay, "Hizmet hareketi ne zaman terör örgütüne dönüştü? 17-25 Aralık'tan önce mi 17-25 Aralık'tan sonra mı, 15 Temmuz'dan sonra mı?" şeklinde konuştu.
"ASKERİ DARBEYE DE SİVİL DARBEYE DE KARŞIYIZ"
CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, askeri darbeye de sivil darbeye de karşı olduklarını söyledi. Bunun üzerine Bakan Çelik, "Eğer siz şimdi 15 Temmuz darbe girişimi ile hükümetin yaptığı işe darbe diyerek bunu özdeşleştirirseniz, hatta daha da şedit bir yere koyarsanız bunun adı demokratik eleştiri olmaz ve bundan yüce Meclisin fersah fersah uzak durması gerekir. Bütün bu uygulamaları eleştirebilirsiniz, hepsini tartışabiliriz, bütün bunların demokrasiyi zaafa uğrattığını, demokraside kırılganlık oluşturduğunu vesaire söyleyebilirsiniz ama darbe başka bir şeydir ve de bunu 15 Temmuz darbe girişimiyle aynı cümle içerisinde kullanarak ve ondan daha tehlikeli bir şey olarak sunmak o zaman şu manaya gelir; Fetullahçı terörist organizasyon ile meşru hükümeti aynı paradigma içinde algılamak, aynı zeminde değerlendirmek anlamına gelir. Dolayısıyla burada keşke arkadaşımız bu cümlenin kurulmasında bir özensizlik olduğunu ifade edip, doğru kurulmamış bir cümle olduğunu ifade edip ondan sonra sorularını sorsaydı. O soruların hepsi bu Mecliste konuşulabilir, sorulması da meşrudur. Ama bu cümle kurulduktan sonra ve bu cümlenin arkasında durulduktan sonra bu söylenenin demokrasinin yanında durmak olduğuna hiç kimse beni inandıramaz. 50 yıllık bir külliyatımız var darbelerin niçin tarihsel zorunluluk olduğunu anlatan ve bunlara meşruiyet ve mazeret üretmeye çalışan. Hiç kimse seçilmiş meşru hükümeti 15 Temmuz'u yapanlarla aynı kefeye koyamaz, nokta. Demokrasi budur" dedi.
(AA)