"Medya sektörü ifade özgürlüğünün lokomotifi"

Konya (AA)- Basın Yayın Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek, her geçen gün büyüyen ve farklılaşan medya sektörünün, düşünce ve ifade özgürlüğü ile demokrasinin, çok sesliliğin, sosyal yapının gelişmesinin lokomotifi olduğunu söyledi.

Melek, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Konya Valiliği ve Konya Gazeteciler Cemiyeti işbirliğiyle düzenlenen XIII. Yerel Medya Eğitim Seminerinin açılışında yaptığı konuşmada, yerel medyanın içinde bulunduğu duruma ortak çözümler üretilmesi gerektiğini belirtti. Bunun ancak sorumluluk üstlenerek, işbirliği yapılarak yerine getirilebileceğini kaydeden Melek, yerel basının güçlendirilmesi için Genel Müdürlüğünün bundan sonra da her türlü destek ve yardım vereceğini dile getirdi.

Reklam
Reklam

Yerel basının kendisini yeniden gözden geçirmesi daha doyurucu ve etkin gazetelerin yayınlanabilmesinin sağlanması gerektiğini ifade eden Melek, "Gazete kendisini okutmalı, takip ettirmelidir. O ilde yaşayanlar o gazeteyi bilmeli, beğenmeli, satın almalı ve bölgeden haberler alacağına inanmalıdır. Vatandaş, gazeteye güvenmeli, basın mensubuna saygı duymalıdır" diye konuştu.

Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hilmi Bengi de, Yerel Medya Eğitim Semineri'nin, Hz. Mevlana'nın 800. doğum yıl dönümü ve 733. Vuslat Yıl dönümü törenleri öncesinde Konya'da yapılmasının çok anlamlı olduğunu ifade ederek, Mevlana için yapılacak uluslararası faaliyetlerin iç ve dış kamuoyuna hak ettiği biçimde yansıması açısından basın mensuplarına önemli görevler düştüğünü bildirdi.

Hilmi Bengi, AA'nın bu konuda haber, fotoğraf ve görüntü alanında her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirterek, "Son 10 yılda Mevlana ile ilgili haberlerimiz, yıllık ortalama 240 oldu. Geçen yıl Mevlana ile ilgili haber sayısı 398 olurken, bu yıl düne kadar 421 haber geçtik. Bu artış, 2007 Uluslararası Mevlana Yılı ile ilgili hazırlıkların artması ve bu doğrultudaki haberlerin yansıtılmasından kaynaklanıyor."

Reklam
Reklam

Ajans haberciliği hakkında ayrıntılı bilgi veren Bengi, AA başta olmak üzere haber ajanslarının en büyük sorununun gazete ya da televizyonlarda kullanılan haberlerin kaynağının gösterilmemesi ya da kaçak haber kullanılması olduğunu bildirdi.

5187 Sayılı Basın Kanunu'nda haberlerin bir eser olarak tanımlandığını ifade eden Bengi, şöyle konuştu:

"Birçok gazete, ajanstan aldığı ürünleri belirtmekten nedense kaçınıyor. Özellikle bizim haberlerimizi kullandıkları halde kaynağı göstermekten imtina ediyorlar. Ama yararlanılan ajans yabancı ajans ise kaynak göstermekte cömert davranılıyor. Örneğin Papa ziyaretinde bazı bölümlerde fotoğraf çekme görevi AA'ya verildi. Biz de bunu belirterek fotoğrafları ücretsiz yayına verdik. Uluslararası haber ajansları, AA'dan aldıkları fotoğrafları kendi rumuzlarıyla yayına verdiler. Türkiye'deki bazı gazeteler ise bizim ücretsiz yayına verdiğimiz yabancı ajansların kullandığı fotoğraflarımızı AA yerine Reuters ve AP şeklinde verdiler."

Türkiye Gazeteciler Federasyon Başkanı Nazmi Bilgin de basın sektöründe iki göz bebeğinin olduğunu belirterek, Anadolu Ajansı ve Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün, Milli Mücadele döneminde bağımsızlığın kazanılmasında önemli hizmetler sunduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Bugün televizyonların ulusallık dışında yayın yapmasının kendini çok üzdüğünü ifade eden Bilgin, "Ben milli mücadele döneminde Torosların eteğinde bir vagonun içine kurulmuş matbaada çıkarılan gazeteye ulusal derim. Televizyon ve bazı gazetelerde, dilimiz ve ailemiz katlediliyor. Bunlara artık 'dur' diyelim" dedi.

RTÜK Üyesi Mehmet Dadak ise demokrasinin gelişmesinde, ihtiyaçların karşılanmasında, yerel yöneticilerin uyarılmasında yerel ve bölgesel medyanın büyük önem taşıdığına işaret ederek, "Yerel medya ne kadar güçlenirse ulusal duruşumuz o kadar güçlenir' dedi