Ligin dibine demir atmış, 44. dakikada eksik kalmış, bolca eksiği olan rakip karşısında zor pozisyon bulunan bir maçta, son saniyeler ‘maç bitsin’ ıslıklarıyla geçiyor doğal olarak.
"BU TABLODA PEREIRA TEZAHÜRATI"
Çünkü sağ kanadı 2. yarıda tamamen boş bırakan Fenerbahçe hali/gücü olmayan Kayseri’yi buyur ediyor oradan. Ortak ediyor maça. Geliyor Kayserispor. Peki bu tabloda nasıl oluyor da ortalık ‘Vitor Pereira’ tezahüratlarıyla inliyor?
"DOĞAL KAFA KARIŞIKLIKLARI"
Bu anlaşılmazsızı, anlamak zor değil aslında... O da insanların acıları ve doğal kafa karışıklıkları... Nitekim maçın sonuna doğru insanlar İstiklal Marşı’nı okumak zorunda hissediyorlar kendilerini.
"TUTACAK BİR DAL"
Başkent’te yine bir patlamayla canı yanmış herkesin. Tutacak bir dal arıyorlar. Artık ne olursa... Ne diyebilirim ki!
"YAŞAMAK GİTTİKÇE ZORLAŞIYOR"
Çok zor yaşamak çünkü. Çok zor.. Ve gittikçe zorlaşıyor. Kendi konforlu alanına çekilip toptan, topçudan bahsetmek mümkün değil. Konforlu bir yer yok çünkü. Kan her yerde var... Acı var... Alçaklık var...
"KELİMELER BİTTİ: YETER!"
Umutsuzluk, bıkkınlık var. Yarın öfke de olcak. O yüzden zor konuşmak ve yazmak. Zor mantıklı olmak. Kelimeler bitti çünkü. Bir tek ‘yeter’ kaldı sanki. Yeter...