"Mehmet Şevket Eygi yazdığını yaşayan biriydi"

Yeni Dünya Vakfı tarafından gazeteci yazar Mehmet Şevket Eygi'yi anma programı düzenlendi - Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sefa Saygılı: - "Mehmet Şevket Eygi yazdığını yaşayan biriydi. Ne yazmışsa onu yaşamış biridir. Son derece samimi, ibadetlerine düşkün, takva sahibi bir insandı"

İSTANBUL (AA) - Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sefa Saygılı, 12 Temmuz'da hayatını kaybeden yazar Mehmet Şevket Eygi ile ilgili, "Mehmet Şevket Eygi, yazdığını yaşayan biriydi. Ne yazmışsa onu yaşamış biridir. Son derece samimi, ibadetlerine düşkün, takva sahibi bir insandı. Her fırsatta sözüyle ve yaşantısıyla bir mesaj vermeye çalışırdı. Yaşantısı da buna uygundu zaten." dedi.

Yeni Dünya Vakfı tarafından gazeteci yazar Mehmet Şevket Eygi'yi anma programı düzenlendi.

Reklam
Reklam

Vakfın Cağaloğlu'ndaki merkezinde moderatörlüğünü Mehmet Nuri Yardım'ın yaptığı programda, sevenleri Eygi'yi anlattı.

Yardım, vakıfta gerçekleştirilen "Babıali Enderun Sohbetleri"ne ismini Mehmet Şevket Eygi'nin verdiğini hatırlatarak, "Şevket ağabeyi belli bir gruba dahil etmemek lazım. Belli bir görüşe bağlı kılmamak lazım. Bana göre bu milletin münevveri ve yazarıydı. Yazıları mutlaka kitaplaşmalı, büyük bir kayıp bu." diye konuştu.

Eygi'yi örnek bir Müslüman olarak gördüğünü ifade eden Yardım, onun bütün canlılara sahip çıkan, onlara şefkatini gösteren bir insan olduğunu söyledi.

- " Batı kültürüne, Doğu kültürüne, Osmanlı kültürüne hakimdi"

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sefa Saygılı da Eygi'nin her fırsatta sözüyle ve yaşantısıyla bir mesaj vermeye çalıştığını ve yaşantısının da buna uygun olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mehmet Şevket Eygi yazdığını yaşayan biriydi. Ne yazmışsa onu yaşamış biridir. Son derece samimi, ibadetlerine düşkün, takva sahibi bir insandı. Ayrıca oldukça bilgili ve kültürlü insandı. Batı kültürüne, Doğu kültürüne, Osmanlı kültürüne hakimdi. Hiç kendini tekrarlamadan o kadar değişik şeyler anlatırdı ki hafızası çok sağlamdı. 30-40 sene evvel karşılaştığı kişileri adlarıyla soyadlarıyla söylerdi. İslami konularda da son derece bilgiliydi."

Reklam
Reklam

Eygi'nin ölümüne birkaç ay kala hasta haliyle bile Kadir Mısıroğlu'nun cenazesine gittiğini aktaran Saygılı, onun çok vefalı olduğuna da değindi.

Uzman Nörolog Ali Akben, Eygi'nin birçok konuda kendilerini eğittiğini, ondan çok şey öğrendiklerinin altını çizerek, "Bilge bir insandı, örnek insandı. Hocamla yolculuklarımızda, belediye binalarının önünde falan biraz şaka yollu kaldırım değiştirelim derdi. Bizi, çok fazla makama meyletmememize örnek olacak şekilde yarı şaka yarı ciddi uyarırdı." ifadelerini kullandı.

- "Vefat ettiği gün bile yazısını verecek kadar disiplinli biriydi"

Eygi'nin son röportajını verdiği gazeteci Faruk Aksoy da yazarın hem Batı'yı hem Doğu'yu, farklı etnik kültürleri çok iyi bilmesinin kendisinde hayranlık uyandırdığını kaydetti.

Aksoy, röportajın öncesi ve sonrasında Eygi'nin hep ne yazdıysa onları tekrar ettiğini söyleyerek, "Ben şunu gördüm, Mehmet Şevket bey aslında yazdıklarını yaşayan biriydi. Hayali hiçbir şeyi yazmadığını fark ettim." ifadelerini kullandı.

Ebru sanatçısı Süleyman Berk, Eygi'nin hiç ara vermeden büyük bir disiplinle çalıştığını anlatarak, "Vefat ettiği gün, cenazesinin kaldırılacağı gün bile yazısını verecek kadar disiplinli bir insandı." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

- "Konuşmaları da yazıları gibi hep pratik üzerineydi"

Yazar ve tarihçi Dursun Gürlek, Eygi'nin çok zengin bir kütüphanesi olduğuna değinerek, "Eskiden çok yazan erbabı kaleme 'velut' derlerdi. Şevket bey bunların seçkin simalarındandı." ifadelerini kullandı.

Gazeteci Fatih Sadırlı ise Eygi'nin hayattaki en küçük şeyi bile zevke dönüştürmeye, ona kalite katmaya yoğunlaştığını, yazdığı sayfa düzeninin üzerine dahi kafa yorduğunu anlattı.

Sadırlı, Eygi'nin çok somut düşünen biri olduğuna işaret ederek, "Onun için her şey yerli yerinde ve somut olmalıydı. Çok fazla fikir içinde boğulan, teorik konuşan insanlardan çok hoşlanmazdı. Konuşmaları da yazıları gibi hep pratik üzerineydi." diye konuştu.

Anahtar Kelimeler: