Melek Bal: Herkese 'sana ne' diye bağırmak istiyorum

Türk Sanat Müziği sanatçısı Umut Akyürek ve türkücü Oktay Ertuğrul’un kızları Melek Bal, geçtiğimiz hafta verdiği pozla tartışma yaratmıştı. Posta Gazetesi'nden Canan Danyıldız, günlerdir konuşulan Umut Akyürek ve kızıyla bir araya geldi.

Herkes kızınız Melek Bal ile paylaştığınız fotoğrafı konuşuyor!

Umut Akyürek: Çok şeffaf bir kadınım. Hiçbir zaman magazinle beslenen biri olmadım. Bu haberler beni hastanelik etti. Sanki ben onun bu halini onaylıyorum, sanki Melek Bal her gün böyle geziyor! Bu kız daha çocuk, regl olmadı bile. Ne estetiği, ne bilmem nesi? Tövbe!

Melek Bal: Anneme üzülmemesini, takmamasını söylüyorum ama dinlemiyor. Herkese “Sana ne” diye bağırmak istiyorum. Size ne? Ayrıca annemle babamın şöhretli olmasının vebalini ben ödemek istemiyorum.

Oktay Ertuğrul: Ben olup bitenleri olgunlukla seyrediyorum. Hepimiz bu dönemlerden geçtik. Sanatçı bir anne-babaya ve ruha sahip. Ama Melek Bal’ın aklı başında bir kız olacağına eminim.

Melek Bal’ın saçı, hızması, makyajı... Ama yaşı 12! Herkesin tepkisi buna oldu.

U.A.: Melek artık 13 oldu, kaldı ki o gün evimize yakın bir AVM’deydim. Kızım da gelmek istedi, evdeymiş. Gelirken de beni şaşırtmak için saçına sarı peruk takıp makyaj yapmış.

M.B.: Anneme sürpriz yapmak istedim, evde de böyle şekiller yapıyorum. Takma kirpik taktım ama saçlarım boya değil. Annem beni görünce kalpten gidiyordu. Bunun bu kadar konuşulması Anlamsız.

Oktay Ertuğrul: Sosyal medya konusunda Melek Bal’la konuşuyoruz zaten. Ama bu yaşlarda “Bir müsibet, bin nasihatten iyidir” durumları söz konusu. Yaşadı ve kendisi gördü.

Peki aldığınız tepkiler yüzünden ona kızdınız mı?

O.E.: Hayır, benim etrafımdaki kimse eleştirmedi, çünkü Melek Bal’ı çocukluğundan beri biliyorlar. ‘İşimizi zora soktu, bizi ne hale getirdi’ demedik. Dejenere olmadan tabii çılgınlıklar yapacak. Bizim adımız ‘Çılgın Türk’, ne çabuk unutuyoruz geçmişi? Öyle olmasa, Fatih gemileri karadan denize indirir miydi?

KIZIM 15 TEMMUZ'DA KENDİNİ TANKLARIN ÖNÜNE ATTI

Estetiği var mı kızınızın?

U.A.: Hayır, öyle şey olur mu! Yok kaşı dövmeymiş, yok burnu yapılıymış, yok göğüsleri estetikmiş. Çocuk yahu daha!

M.B.: Hiçbir yerimde estetik yok. Annem ve babam ortada, ikisine de benziyorum. Ama değişiğim. Burnumu kendim deldim, dilimi, kulağımı deliyorum.

Vallahi öyle! Karşımda çok sade, hatta içine kapanık bir kız oturuyor...

U.A.: Bunlar bizden çok farklı bir nesil. Kızım ‘birey olma hakkını’ kullanıyor. Eskiden “O ne der, bu ne der” diye yaşardık. Ama şimdi “Kimseyi ilgilendirmez” deyip çıkıyorlar işin içinden.

M.B.: Bu bir akım, moda. Bütün arkadaşlarım da böyle yapıyor.

Eleştirilerin hepsi olumsuz muydu?

O.E.: Biz, iyi şeyler yapıyoruz diye hep kenara itilmiş bir çiftiz. Üzüldüğüm şu; 15 Temmuz’da Melek Bal ve Umut ile tankların önüne atlamış insanlarız. Kızımızın bu cesaretinin değil de bu yönünün konuşulması çok acayip!

ROL MODELİM KERİMCAN DURMAZ

Melek Bal, sizin rol modeliniz kim?

M.B.: Danla Bilic! Ona bayılıyorum, aşığım. Onunla tanışmayı çok istiyorum. Kerimcan Durmaz’ı, rapçi Norm Ender’ı çok seviyorum. Biz sizden farklıyız.

Muhakkak! Peki çocukluğunuzdan beri farklı mıydınız?

M.B.: Hep böyle asi, protest bir kızdım. 3-4 yaşından beri makyaja, plastik sanatlara meraklıyım. Babaanneme, teyzeme makyaj yapardım. O zaman da evde peruk bulup takardım. Takma kirpiklerim bile vardı. Hep sıra dışıydım.

U.A.: İnanması güç ama vallahi böyleydi bu kız. Biz onu Aysel Gürel’e benzetirdik, çılgındı. Rujları yamuk yumuk sürer, perukları takar öyle çıkardı. Ama resim ve çizimleri de şahane. Sanatçı bir karakter.

Anne Türk Sanat Müziği, baba türkü söylüyor. E, kızlarının sanatçı olması normal!

M.B.: Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okumak istiyorum. Moda tasarımı ya da resim bölümünde. Bir yandan da veteriner olmak istiyorum. Yüzümü boyamasam, kolumu boyuyorum, onu bulamazsam kağıda bir şeyler çiziyorum.

Siz de, eşiniz Oktay Ertuğrul da nazik, saygılı insanlarsınız. Bu olanlar tuhaf değil mi?

U.A.: “Melek bizi magazinlere düşürdün” diyorum. Şu yazılanlara bak. Biz böyle şeylerle gündeme gelmeyiz ki.

M.B.: Anne ve babanın şöhretli olması güzel bir şey değil. Sürekli şuna dikkat et, buna dikkat et... Böyle yaşamak çok sıkıcı. Belki benim tavırlarım buna da bir tepki. Onlar TRT sanatçısı, çok dikkat ediyorlar. Ama ben daha 13 yaşındayım.

Haklı... Peki siz nasıl tavır alıyorsunuz?

U.A.: Ben de sıkmadan, kırmadan uyarmaya çalışıyorum. Fazlaya kaçtığım da oluyor zaman zaman. Ama bir yandan da daha genç. Yaşıtları da aynı kafada. Çok baskı yaparsam yanlış şeylere gider, onu anlamaya çalışıyorum.

BABASI DA AVM'DE SELÇUKLU KIYAFETLERİYLE GEZERDİ

Günlük hayatta arkadaş gibi misiniz?

M.B.: Bazen arkadaş gibi dolaştığımız, vakit geçirdiğimiz oluyor tabii. Zaten annemle aynı boydayız, hatta ben annemden 1 santim uzunum bile. Kardeş sanıyorlar.

U.A.: Madem açıldık, ben çok istiyorum arkadaş gibi olalım ama Melek beni hiç beğenmez, habire eleştirir. Çirkinmişim, rüküşmüşüm. Müziğimi, sesimi de beğenmiyor.

M.B.: Evet, eleştiriyorum. Rap söylemesini çok istiyorum. Bazı giyim kuşamını da beğenmiyorum. Ciddi anlamda kuşak çatışması yaşıyoruz.

Evdeki durum ne?

U.A.: O karışık! Bir odada babadan uzun hava geliyor, ben sanat müziği patlatıyorum öteki taraftan. Melek Bal da rap açıyor. Ev tımarhane gibi.

Siz de ilk çıktığınızda kıvırcık sarı saçlar, Nihat Odabaşı imzalı değişik fotoğraflarla hepimizi şoka uğratmıştınız!

U.A.: Doğru. Bunu söyleyeceğini hiç düşünmemiştim. Anasına bak, kızını al durumu bizimkisi! Babası Oktay da değişiktir, daha ortada dönem dizileri yokken, AVM’de birlikte hazırladığımız Selçuklu kıyafetleriyle gezerdi. Armut dibine düştü!

Tek çocuksunuz değil mi?

M.B.: Evet, tek çocuğum, bu da zor. Kardeş istiyorum. Ama bir yandan da onlarla mutluyum. Bazen kimsenin izin vermeği şeylere annem izin verir. Çok güzel bir kadın.

ESTETİK YAPTIRMAMALI

Yaşınızdan daha büyük gösteriyorsunuz, estetiğe meraklı mısınız?

M.B.: Boyum uzun, o yüzden büyük gösteriyorum. Annem gibi güzelliğe meraklıyım. Okul dışında, hafif bir makyaj yapmadan dışarı çıkmam. İleride burnumu ve dişlerimi yaptırmak istiyorum. Burnumu ve kaşlarımı beğenmiyorum. Belki estetik yaptırırım.

U.A: Deli misin çok güzel burnun var. Kalın kaş da moda! Ah anlatamıyorum ki...

O.E.: Ben karşıyım yaptırmasına, o yönde de tavsiye veriyorum. Ama o bir birey, yaşı 18’e gelince, ne der ne yapar bilmiyorum. Bakma, çocukluğumda bana ‘kara bela’ derlermiş. Mahalleden taşınırken “Oh gitti” diye yemek düzenlemiş kadınlar. Melek Bal’ın bu asi halleri bana çok benziyor.

BABAMI DAHA ÇOK SEVİYORUM

Söz dinlemediğinde ne oluyor? Kavga çıkar mı?

U.A.: Ooo... Her zaman asilik yapıyor. Hep bir şeyler zoruna gidiyor. Çimdik attığım çok oluyor. Melek Bal için söylemiyorum ama yeni nesilde ahlak, namus diye bir şey kalmamış. Çok tehlikeli bir zamanda yaşıyoruz. Cinselliklerini bile yaşıyorlar, korkuyorum.

M.B.: Bir şeye sinirlendiğinde terlik fırlatan bir anne değil. Onun tarzı çimdik! Ben Balık burcuyum, özgür bir ruhum. İstediğimi yapmak, yaşamak istiyorum. Çok söz dinlemem, bir şey dediklerinde ilk lafım “Hayır” olur. Niye böyleyim bilmiyorum. İtiraf edeyim babamı daha çok seviyorum. O daha rahat biri.

U.A.: Kavga etsek bile her gece onu ben yatırırım.

Anahtar Kelimeler: