Memur-sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu:

Akil İnsanlar Grubu Karadeniz Bölge Heyeti Üyesi Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, muhalefetin sert eleştirilerine “Bizim işimiz teröristlerle mücadele değil” diyerek yanıt verdi.

Ardahan Öğretmenevi'nde sendika üyeleri ile bir araya gelen Akil İnsanlar Grubu Karadeniz Bölge Heyeti Üyesi Ahmet Gündoğdu, terörle mücadele ve çözüm süreciyle ilgili görüşlerini paylaştı. Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu, sürecin karşısında yer alanların yüzde 98'nin akil insanların teröristlerle mücadele edeceği algısına kapılmakta olduğunu söyledi. Toplumun yüzde 2'sinin her şartta karşı çıktığının altını çizen Gündoğdu, “Bizim işimiz teröristlerle mücadele değil. Terör olduğu sürece, terörist olduğu sürece ister PKK ister Ergenekon, ister bir başka terör bu devletin güvenlik görevidir ve bunu yapmak zorundadır. Önemli olan bataklığı kurutmaktır, teröre eğilimi bitirmektir. Seddi zeraye kaidesi diye bir kaide vardır mecelleden, kötülüğe giden yolu kapatmaktır. Terör eğilimine müsaade eden yanlışlıkları ortadan kaldırmaktır. Hangi sürecin içerisinde yer alırsanız alın anayasa ya da terör konusu, eğitim sistemi ya da kalkınma, hukuk devleti ya da bir başka konu? Eğer merkezinde insan yoksa sıkıntı var demektir. Buradan insana bakışta sıkıntının olduğunu görüyoruz” dedi. Gündoğdu, daha sonra şunları söyledi:

"Anayasa Mahkemesi, işte anayasaya göre karar vermesi gerekiyorken yine bu iktidar döneminde 411 milletvekilinin üniversitede başörtü serbest olsun kararını Anayasa Mahkemesinin 7 cübbelisi reddetmiştir, çiğnemiştir, ayaklar altına almıştır. Türk Milletine rağmen karar vermiştir, toplum mühendisliği yapmıştır. Eğitim, çalışma, siyaset hakkının yargı eliyle gasp edildiği kirli bir tabloyu oluşturmuştur. YÖK’ü öyle, YAŞ’ı öyle, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu öyle, işte bugün vatan bölünmez şehitler ölmez slogan atanların büyük çoğunluğu dün Peygamber ocağından, o vatandan eşi başörtülü olduğu için, ya da kendisi namaz kıldığı için yaş kararıyla atılan gençlerimizin atıldığı süreçte o şehitliği emreden dinin hiçbir emrine itibar etmiyordu. Şimdi istismar etmeye devam ediyorlar, onun için Türkiye’den bir ötekilik sorunu yaşanmıştır. Vatandaşlar öteki ilan edilmiştir. Kimler öteki ilan edilmiştir? Aleviler belli dönemlerde öteki ilan edilmiştir, muhafazakarlar, dindarlar, başörtülüler belli dönemlerde öteki ilan edilmiştir, Kürtler öteki ilan edilmiştir, dindar Kürtler iki kere öteki olmuşlardır. Bu bütün ötekilerin tamamının eksikliği de bir kesimi dayak yerken diğer kesimi seyirci kalmıştır, darbecilerin işini kolaylaştırmıştır. Şunu söylüyorum her 10 yılda bir haddi bildirilen bu milletin, o 10 yılda bir dövülen kesimleri bir araya geldiğinde, bunların tamamı beriki olduğunda bu ülkenin en önemli sorunu çözülmüş olacak."

“BÜYÜK ÇOĞUNLUK ‘ÇÖZÜLSÜN’ DİYOR”

"Vatandaşa göre 'devlet nasıl olmalı?' sorusuna cevap arıyoruz" diyen Gündoğdu, “Diyoruz ki, bu devlet vatandaşlarını tanımlama ayıbını terk etsin, tanısın, şiddete dönüşmeyen her düşünce serbest olsun, demokratik iklimde birbiriyle yaşama imkanı bulsun. Onun için geriye dönüp baktığımızda Kürtler Cumhurbaşkanı bile olmuştur ama Kürt olamamıştır. Başörtülüler Cumhurbaşkanı eşi olmuşlardır ama maalesef birey olamamışlardır, milletvekili bile olamamışlardır” diye konuştu.

"30 yıldır arkasında kim var, maliyeti ne dediğimiz bu sorunu şimdi çözelim" diyen Gündoğdu, “İlk kez devleti genelkurmay, asker, istihbarat, polis, emniyet, millet, siyasetin ve sivil toplumun büyük çoğunluğu çözülsün diyor. Artık akan kan dursun, eline kına yaktığımız çocuklar şehit olmasın ve acı haberi gelmesin. Vatandaş olarak çocuklarımızın acı haberinin gelmesini istemiyoruz. Memur olarak da Ardahan ve Ardahan'ın ilçeleri geri kalmış yerler, ama bunun müsebbibi sorumlusu memur değil, devlettir, hükümettir. Ankara’nın Haymana’da geri kalmış sorumlusu biz değiliz, Hakkari Yüksekova’da geri kalmış sorumlusu biz değiliz ama orada ayrıca bir can güvenliği sorunu var. İşte ekonomik parametrelere de dokunulmanın şart olduğu bir süreçteyiz. Maalesef iktidarın maliye bakanıyla bu süreçte anlaşamıyoruz. Tıpkı dün IMF’yi kovun dediğimizde IMF’siz hayat olmaz diye iş dünyası hala köşeyi dönmeye devam ettiği bu süreçte biz hak ettiğimiz payı alamadığımız gibi şimdi de devlet memuru Türkiye’nin neresinde olursa olsun aynı maaşla çalışmalıdır diyor. Bu doğru bir bakış açısı değil, sermaye ye cömert olan bu bakışın. Dar gelirliye, işsize, emekliye, işçiye, memura da hak ettiği payı verme mecburiyeti var. Öğretmen, hemşire, memur orada kalmak istemiyorsa orada yaşadığı sıkıntılardan dolayıdır. Batman’da hem sıkıntı olacak hem de Muğla’nın, Ankara’nın merkezinde ki aynı işi yapan memurla aynı maaşı alacaksa bu o memura iki kere yanlışlık yapmak demektir. Onun için hem çözüm süreciyle iklimi güzelleştirelim terör bitsin, hem de ülkenin doğusunu, batısını, kuzeyini, güneyini eşitleyinceye kadar buralarda çalışan arkadaşlara pozitif ayrımcılık, ek ödemeler yapalım ki bu ülkenin çocukları öğretmensiz, vatandaşları doktorsuz, hemşiresiz, memursuz, mühendissiz, imamsız kalmasın. Onun için memura verilen rakama israf olan bakış yerine, memurun bedel ödeyerek büyüttüğü pastadan hak ettiği payı veren bakışa geçmek çağdaş bir bakıştır ki bunu dışında bir bakışı kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.

Bazılarının çözüme her şartta karşı olduğunu dile getiren Gündoğdu, “Bunları anlamak mümkün değil. ‘Maaş alıyorlar’ deniliyor. Bu kadar sığ bakabilen insanların çözüme destek anlamında bir faydası olmaz. Bu para ile yapılacak bir iş değil, bu Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı'nı yazarken, söylediği sözün bugünkü versiyonudur. Ama eğer para aldığımızı ispat ederseniz, tamamını size bağışlayalım” dedi.