Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi’nin Brüksel’de gerçekleştirilen 38. toplantısına katıldı.
AB-Türkiye KİK Toplantısı’na Türkiye’yi temsilen Memur-Sen, TOBB, TİSK, Türk-İş, Hak-İş, Kamu-Sen ve TESK temsilcileri katıldı. İsveç’ten Berivan Öngörür, kaleme aldığı "Sivil Toplum Kuruluşları ve Türkiye’nin AB Üyelik Süreci" başlıklı raporunda, "Türkiye’de kamu görevlilerinin toplu görüşme hakkı bulunmuyor. Sadece danışma mekanizması var. Sendikalaşma oranları çok düşük" dedi. Bu sözlere karşı çıkan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sivilleşme alanında birtakım sorunların bulunduğunu ancak rapordaki bilgilerin ve ifadelerin yanlış olduğunu belirtti. Yalçın, “Sivilleşme adımlarında iyileştirmeye açık alanlarımız yok değil her ülke gibi. Fakat Türkiye’de sendikalaşma ve sivilleşme alanında atılan adımları görmezden gelirse AB kanadı, Türkiye’ye gerçekten çok büyük bir haksızlık edilmiş olur” ifadelerini kullandı.
Genel Başkan Yalçın, "Ülkemizde kamu görevlilerinin pazarlık hakkı yok demek kesinlikle bilginin yanlış olduğunu, nereden alındı bilemiyorum ama çarpık olduğunu gösteriyor. Brüksel’e hareket etmeden önce kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkının 7. yılı dolayısıyla ‘Toplu Sözleşmenin Dünü/Bugünü/Yarını’ başlıklı üç farklı oturumun yapıldığı paneli bitirdik de geldik" dedi.
"Rapordaki bilgiler sağlıklı değil"
Yalçın, “Kamu görevlileri olarak 4 toplu sözleşme gerçekleştirdik. Kamu görevlisi ve kamu görevlisi emeklisi olmak üzere toplamda 5 milyonu aşkın kişi adına kamu işvereni ile toplu sözleşme yapıyoruz. Öyle danışma kurulu gibi bir yapı yok. Doğrudur grev hakkımız yok. Fakat sözleşme hakkımız var. Sendikalaşma noktasında da sorun var deniliyor. Keşke bilgi doğru olsaydı. Kamu görevlilerinin örgütlenme oranı yüzde 70’i buldu. Kamu görevlileri sendikası sayısı 150’yi geçti. ‘Müzakere yok, istişare var’ yaklaşımı da yanlış. Evet kamu görevlileri sendikacılığının bazı sorunları var ama bu bahsedilenler değil" diye konuştu.
Genel Başkan Yalçın, "İşçi sendikaları dahil ülkemizde sendika sayısı 300’ü geçmiş durumda. İşçi sendikalarının üye oranları da artıyor ve 2012’de yüzde 8 civarında idi, son rakamları baz alırsak yüzde 14’e yükseldi. 2009’da 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi ve bu 1 Mayıs’ta yeni talep ve tekliflerimizi kamuoyu ile buluşturacağız tekrar. Hazırlık yapıyoruz" dedi.
"Türkiye çalışma hayatında işçiler alanında kısa geçmişte 1 milyonu bulan taşeron işçiyi kamu güvencesi ile buluşturdu. Kadınların işgücüne katılımı ve eğitime erişimi noktasında özgürlükçü bir adım atarak ’kılık kıyafet dayatması’nı kaldırdı. Kadınlar arasındaki kategorizasyonu kaldırdı ülkemiz. Rapor gerçeklerden uzak. Üzgünüm. Keşke doğru kaynaklardan beslenilse idi" diyen Yalçın, "Sorunlu alanlarımız da var fakat ülkemiz bir ’çukur terörü’ yaşadı. Ben aynı zamanda bir eğitim sendikasının da genel başkanıyım. Terör örgütü tarafından okullar yakıldı ülkemde. Terör örgütü PKK öğretmenleri katletti. Çalışma hayatına zarar verdi. 15 Temmuz kanlı darbe girişimi yaşandı ülkemde. FETÖ darbesinde ilk sokağa çıkan ve darbeye direnen örgütlerdeniz ve hayatını kaybeden, şehit olan üyelerim var. Yaralılarımız, gazilerimiz var sendikal hareket olarak. Olağanüstü şeyler yaşadık. Biz de bir an önce her şeyin normalleşmesini istiyoruz. Haklarını aradığımız üyelerimiz var. OHAL Komisyonunun bir an önce işlerini tamamlamasını istiyoruz. Fakat rapordaki bilgiler gerçekten sağlıklı değil" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Yalçın, “Bir sendikacıyım ve burada raporda ifade edilen şeylerin gerçeği yansıtmasını çok isterdim. Buna ihtiyacımız yok değil. Fakat bilgiler sağlıksız, kaynaklarınız nedir bilemiyorum" ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Ali Yalçın, AB Kanadı KİK Başkanı Panagiotis Gkofas’a, "Rapora ilişkin yazılı bir değerlendirmeyi göndereceğiz" dedi.