Memur-sen’den Mısır Eylemi

Memur-Sen’e bağlı sendikaların üyeleri, Cuma Namazı’nın ardından Tekye Camii önünde bir araya gelerek Mısır’daki...

Memur-Sen’e bağlı sendikaların üyeleri, Cuma Namazı’nın ardından Tekye Camii önünde bir araya gelerek Mısır’daki 529 idam kararını kınadı.Eylemde basın açıklaması yapan Memur-Sen İl Başkanı Bekir Şen, Mısır’ın demokrasiyle tanışmasını sağlayan serbest seçimlerde halkın yüzde 52’sinin oyunu alan Muhammed Mursi’nin, seçildiği günden 3 Temmuz darbesine kadar geçen süreçte dikta döneminin fiili ve hukuki kalıntılarıyla boğuştuğunu hatırlattı. Şen, “Mısır’ı özgürlükle, demokrasiyle ve kendi değerleriyle buluşturma adına verdiği bu büyük mücadelenin ardından Mursi, dikta rejimden miras kalan askeri ve yargı bürokrasisinin müdahalesine maruz kaldı. İçinde Siyonist işgalci ve terörist devlet İsrail, ABD, AB ve körfez diktatoryasının da yer aldığı uluslararası konsorsiyumun desteğiyle gerçekleştirilen darbeyle Mursi yönetimden uzaklaştırıldı ve hapse atıldı” dedi.Bekir Şen, başta ABD olmak üzere demokrasi, insan hakları ve özgürlük pazarlamacılarının sessiz kalarak da desteklediği bu kirli tezgahın, Siyonist işgalci İsrail’in güvenliğinin sağlanmasını, Mısır’dan Filistin’e açılan özgürlük tünellerinin ve refah kapılarının kapatılmasını, Arap sokağını saran demokrasi ve özgürleşme ateşinin söndürülmesini, elinde kandan, zihninde vahşetten başka bir şey olmayan Suriye diktatörünün ve Baas rejiminin desteklenmesi için kurgulandığını ve uygulandığını ifade etti. Şen, şöyle devam etti:“Mısır’ı yangın yerine döndüren, çocuk, kadın, yaşlı demeden insanı hedef alan vahşet uygulamalarını rutinleştiren Sisi darbesi, sadece Mısırı ve Mısırlı kardeşlerimizi değil bütün İslam coğrafyasını ve Müslüman toplumları cezalandırmanın yeni miladı olarak kurgulanmıştır. Bu yönüyle, Mısırda gerçekleşen darbe, İslami hassasiyeti yüksek siyasi iktidarların ve aktörlerin yok edilmesi, örgütlü İslami yapıların zayıflatılması, itibarsızlaştırılması, kriminalize edilmesi ve bu sayede söz dinleyen kukla yönetimlerin önünün açılması kapsamlı uluslararası bir projenin Ortadoğu ve Arap Yarımadasına yönelik parçasıdır. Bangladeş’te Cemaati İslami’nin yönetici ve mensuplarını hedef alan yargı darbesi ile sözde general gerçekte Siyonizmin emir eri Sisi’nin Mursi ve İhvan’a yönelik darbesi, bu bağlamda akraba darbelerdir. Her ikisi de, kalemlerine kandan mürekkep dolduran senaristlerin senaryosudur. Gerçekleştirdiği katliamlarla insanlığa dair yeni utanç vesikalarının altına imza atan Suriye canisi katil Esed’in hala muktedir olması da aynı senaristlerin bir başka büyük oyunudur. Senaryolarını sahneye koyarken Müslüman kanını vazgeçilmez dekor olarak kullanan bu kirli uluslararası şebekeyi durdurma ve İslam coğrafyası üzerinden söküp atmak için beklemek, zulme sessiz kalmaktır. Haksızlıklara, vahşete, çocukların ve kadınların katline, özgürlük isteyenlere, demokrasi diyenlere, İslami hassasiyeti bulunanlara ölüm hediye edilmesine karşı sessiz ve duyarsız kalmak, dilsiz şeytanlığı kabul etmektir. Yapılanlara ve yaşananlara suç ortağı olmaktır. Darbeye, duruma göre açık ya da örtülü destek veren ABD, AB, BM darbenin, darbeciler eliyle gerçekleşen insanlık ayıplarının suç ortağıdır. Darbeyi bertaraf etmeye yönelik girişimlerde bulunmayan İslam İşbirliği Teşkilatı suç ortağıdır ve en az diğer kuruluşlar kadar sorumludur.”Mısır’ın, darbeyle başa gelmiş illegal, gayri insani bir yönetim tarafından yönetildiğini belirten Şen, “Darbeciler, yaptıklarına sessiz kalınmasının verdiği cesaretle Mısır halkına yönelik zulümlerini her geçen gün daha da artırıyor. Demokrasiye darbe suçuna, her an yeni insanlık suçları ekleniyor. Yaşanan darbe sürecinin ardından Mısır’ın istiklal mahkemeleri, darbeyi reddeden ve darbecilere direnen 529 masum insanı, şiddete teşvik ve karakollara saldırı gibi uydurma suçlarla 25 Mart’ta idama mahkum etti. Adeviyye’de, Rabia’da darbe karşıtı özgürlükçü kitleler üzerine rastgele ateş ederek katliam yapan Mısır’ın darbecileri, Baltacıların yerine yargıç cübbesi giymiş tetikçileri kullanarak katliama devam ediyor. 529 masumun, 529 mazlumun, 529 İhvanın, 529 insanın idamına dair karar; darbecilerin talimatını makyajlama işlevi gören insanlığın hukuk birikimini ve bu birikimin eseri evrensel hukuk normlarını ayaklar altına alıyor. Kendileri de biliyor ki; bu karar, hukuk normlarıyla hiçbir şekilde örtüşmemektedir ve darbeye karşı direnci kırmaya yönelik siyasi ve sinsi bir karardır. Evrensel hukuk ölçütlerine, insanlık kriterlerine, İslami hükümlere her yönüyle aykırı olan bu karar uygulanır ve 529 idam kararı infaz edilirse, insanlık tarihi büyük bir kara lekeye daha sahip olacaktır“ diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: