"Meraların ilaçlanması KKKA bulaşma olasılığını azaltır"

Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Mutlu Kukul Güven: - "(KKKA) Hayvancılıkla uğraşanlar ve sağlık çalışanları, risk grubu sayılabilir. Özellikle kırsal alanlarda, meralar ve çalılık alanlarda fazla görülmekte. Bu kısımların ilaçlanmasıyla bulaşma olasılığı azalacaktır" - "Her kene tutunduğunda KKKA hastalığına yakalanılmaz. Kene tutunanların yüzde 20'sinin bu hastalığa yakalandığı görülmüştür. KKKA'da ölüm oranı yüzde 5 civarındadır"

ÖZGÜR ALANTOR - Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Mutlu Kukul Güven, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) ile ilgili, "Hayvancılıkla uğraşanlar ve sağlık çalışanları, risk grubu sayılabilir. Özellikle kırsal alanlarda, meralar ve çalılık alanlarda fazla görülmekte. Bu kısımların ilaçlanmasıyla bulaşma olasılığı azalacaktır." dedi.

Güven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, KKKA vakalarının özellikle bahar ve yaz aylarında artış gösterdiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Kenelerin kış döneminde genelde uykuda olduğunu, sıcaklık 5 derecenin üzerine yükseldiğinde toprak yüzeyine çıkarak hayvan ve insanlara tutunmaya başladığını belirten Güven, "O nedenle bu dönemlerde KKKA tabloları ortaya çıkıyor. Mart ve kasım döneminde artış göstermekte ama en fazla görüldüğü dönem, haziran ve temmuz." diye konuştu.

Bu konuda çeşitli mesleklerin risk altında bulunduğuna işaret eden Güven, "Hayvancılıkla uğraşanlar ve sağlık çalışanları, risk grubu sayılabilir. Özellikle kırsal alanlarda, meralar ve çalılık alanlarda fazla görülmekte. Bu kısımların ilaçlanmasıyla bulaşma olasılığı azalacaktır." ifadelerini kullandı.

- "KKKA'da ölüm oranı yüzde 5 civarında"

Güven, bazı bölgelerde KKKA görülme yoğunluğunun fazla olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"İç Anadolu ve Orta Karadeniz'de daha yoğun görülüyor. Her kene tutunduğunda KKKA hastalığına yakalanılmaz. Kene tutunanların yüzde 20'sinin bu hastalığa yakalandığı görülmüştür. KKKA'da ölüm oranı yüzde 5 civarındadır. Yani hastalığa yakalanan 20 kişiden biri ölmektedir. Kişisel savunma mekanizması, virüsün yoğunluğu ve etkinliğine bağlı olarak oran değişmekte. Hastalığa özgü bir tedavi yok. Doğal direnç ve savunma mekanizmalarının devreye girmesiyle hastalığın atlatılması mümkün. Hastalıktan kurtulduktan sonra vücut bağışlık sağlar. Daha sonra vücutta kalıcı bir etki ya da organ hasarı görülmemektedir."

Reklam
Reklam

Hastalığın genelde kenelerin vücuda tutunmasıyla bulaştığını dile getiren Güven, "Hayvanların vücut ve kan sıvılarından da bulaşabilir ancak eti ya da sütünden bulaştığına dair elimizde veri yok. Kenelerin tutunduğu hayvanlara bu virüs bulaşır ama hayvanlar hasta olmaz. Ancak hayvanların sağlıklı görünmesi, virüsü taşımadıkları anlamına gelmez." değerlendirmesinde bulundu.

Güven, kenenin uçabilen, tükürebilen bir hayvan olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Sadece yürüyerek hareket eder. Yaşayabilmesi için kan emmesi lazım. Piknik alanlarının ilaçlanması önemli bir çözüm olacaktır. Bulunduğunuz yerin ilaçlanıp ilaçlanmadığından emin değilseniz, uzun giysiler giyilmesi, pantolon paçalarının çorap içine sokulması, kenenin etle temasının engellenmesi açısından önemli. Kenenin siyah olması nedeniyle tespiti için açık renkli giysiler giyilmesi önemli bir unsur."