Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Bakanlar Kurulu'na yaptığı sunumda hükümetin mali disiplinden taviz vermemesi, reel sektörün kur riskine karşı önlem alması, bankaların ise likidite yönetiminde rehavete kapılmaması gerektiği uyarısında bulundu.
Yılmaz düşük enflasyon için gereken faiz politikasını uyguladıklarını belirterek, "Politika faizlerinin indirilmesi tüketicilere uygulanan kredi faizlerinin inmesi için yeterli değildir. Mali disiplinden sapma olacağı izlenimi Türkiye ekonomisine ilişkin risk algılamalarını bozacaktır" dedi.
Yılmaz, dün Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığı sunumda, küresel dalgalanmanın etkisi, derecesi ve süresini ülkelerin izleyeceği stratejilerin belirleyeceğini ifade etti. Yılmaz, "2008 ve 2009'da iyi yönetişim ilkelerine azami özen gösterilmesi önemlidir. Ekonomik programın kararlılıkla uygulanmaya devam edildiği, sürdürülebilir büyümeye yönelik politikalardan taviz verilmediği sürece Türkiye ekonomisi şokların etkisini daha az hissedecektir. Mali disiplinden sapma olacağı izleniminin ortaya çıkması halinde Türkiye ekonomisine ilişkin risk algılamaları bozulacaktır" dedi.
UZUN VADELİ BAKILMALI
Yılmaz, kısa vadede büyüme hızını geçici ve yapay olarak artıracak politikalar yerine uzun vadeli bir bakışa açısı ile reform gündemi oluşturulması ve buna ilişkin takvimin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini söyledi.
Yılmaz düşük enflasyon için gereken faiz politikasını uyguladıklarını belirterek, "Politika faizlerinin indirilmesi tüketicilere uygulanan kredi faizlerinin inmesi için yeterli değildir. Türk parasının değeri amaç değil sonuçtur. Yapay faiz indirimi ile faizler amaçlanan düzeye çekilemez" dedi.
Yılmaz, şunları kaydetti:
* Uluslararası dalgalanmaların etkisiyle Türkiye'nin risk priminde de mart ayından itibaren bozulmalar meydana geldi. Son dönemde gözlenen bozulma fiyatlama davranışlarına ilişkin riskleri artırdı. Kredi koşulları sıkılaştı. Bankaların yurtdışından borçlanıp YTL ile kredi verme eğiliminde azalma görüldü.
* Bankacılık sektörü risk oluşturacak bir yabancı para açık pozisyonu taşımamakta. Bankaların sermaye yeterlilik oranı AB ortalamasının üzerinde, tahsili gecikmiş alacakların oranı gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altında; ancak bankalar için etkin likidite yönetiminin önemi unutulmamalı.
REEL SEKTÖRE UYARI
* Kur riski iki yönlüdür. Firmalar tek yönlü kur riski varsayımında bulunmamalı ve kendilerini kur riskine karşı çeşitli finansal araçlarla korumalı. Reel sektörün borç yükü Türkiye'de diğer gelişmekte olan ülkelere göre yüksektir. Geliri yabancı para cinsinden olan firmaların kur riskine karşı doğal bir korumaya sahip olduğu düşünülebilir. Geliri YTL olan firmalar ise daha ihtiyatlı olamalıdır.
* Gerek reel sektör ve bankacılık sektörü Merkez Bankası'nın etkin YTL likidite yönetimi ve sınırlı da olsa döviz likidite imkanını baz alarak rahavete kapılmamalı, kur riskinin olduğu bir ortamda faaliyette bulunduklarını unutmayarak riski etkin yönetecek mekanizmalar oluşturmalı.