MERS virüsü, özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış olanlar, yaşlılar ve kanser, şeker hastalığı, kronik akciğer hastalığı olanlarda şiddetli bir biçimde seyreden bir virüs çeşididir. 2 haftalık bir süre boyunca vücutta kalabilmekte ve bu sürede bazı semptomlar ortaya çıkarabilmektedir.
Halk tarafından MERS virüsü olarak adlandırılan virüsün tıp dilindeki kısaltması MERS CoV şeklindedir. Bu kısaltma da “Ortadoğu Solunum Sendromu Coronavirüs”ü anlamına gelmektedir. Dolayısıyla hastalığın koronavirüse bağlı gelişen solunum yolu hastalıklarından biri olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. İlk kez 2012’nin Nisan ayında Ürdün’de ortaya çıktığı düşünülen MERS virüsüne dair ilk vaka aynı yılın Eylül ayında Suudi Arabistan’da bildirilmiştir.
MERS CoV adlı virüs, koronavirüs ailesinin zoonotik üyelerinden biridir. Dolayısıyla virüs, insanlar ve hayvanlar arasında dolaşabilen bulaşıcı bir mahiyet arz etmektedir. Çalışmalara göre virüsün kaynağı, çeşitli hayvan türleriyle doğrudan ya da dolaylı bir biçimde temas etmiş insanlar olsa da bu konuda kesin bir bulgu da elde edilememiştir.
Mers virüsü belirtileri itibarı ile Covid-19’la büyük benzerlikler göstermektedir. İnsanlar ve hayvanlar arasında bulaşıcı bir özellik gösteren aynı zamanda şiddetli solunum rahatsızlıklarına sebep olabildiği gözlemlenmiştir. Nitekim benzer bir biçimde hastaların test sonuçlarının negatife dönüşebilmesi için yaklaşık 15 günlük bir süre gerekmektedir.
Koronavirüs ailesi, basit bir soğuk algınlığından şiddetli solunum problemlerine kadar çeşitli semptomlara neden olabilecek pek çok virüs barındırmaktadır. Bu doğrultuda MERS CoV adı verilen virüsün, koronavirüs ailesinin en tehlikeli üyelerinden biri olduğunu söylemek mümkündür. MERS virüsü bulaşmış bazı vakalarda gözlenen belli başlı belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
Konu hakkında şüphesiz en merak edilen sorulardan biri de “MERS virüsü nasıl bulaşır?” olmaktadır. Virüsün ilk kaynağını tespit etmek amacıyla çeşitli retrospektif çalışmalar yapılmıştır. Virüsün, develerle dolaylı ya da doğrudan temas halinde olan insanlar aracılığıyla enfekte olduğu kanaati hakimdir. Uzmanların büyük çoğunluğu tarafından develerden bulaşmasının, yarasalardan bulaşan Covid-19 ile benzer bir biçimde olduğu kabul edilmektedir.
MERS virüsü, insandan insana hava ya da yakın temas yoluyla bulaşabilmektedir. Bu doğrultuda hasta yakınlarının da son derece dikkatli olması tavsiye edilmektedir. Virüse aynı zamanda, kirli yüzey ya da eşyalar, öksürük ve hapşırma gibi havaya salınan damlacıkları solumak gibi sebeplerle maruz kalınabilmektedir.
Ayrıca salgının görüldüğü ülkelere (Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Ürdün, Umman, Kuveyt, Yemen, Lübnan) seyahat etmek de hastalığın bulaşması anlamında risk taşımaktadır.
MERS virüsünün bilinen bir aşısı bulunmadığı için hastalıktan korunmanın yolu hijyene önem vermektir. Buna göre ortak kullanılan eşyalar dezenfekte edilerek kullanılmalı, eller sık sık yıkanmalı, öksürürken ağız ve burun bir peçete ya da mendil ile kapatılmalı, hasta kişilerle yakın temasta bulunulmamalı ve eller yıkanmadan ağız, göz ve buruna değdirilmemelidir.
Peki MERS virüsü kaç ay sürmüştür? MERS virüsüne maruz kalmış ilk vaka 2012 yılının Eylül ayında bildirilmiştir. Ancak çalışmalar bundan dört ay önce, Nisan ayında da MERS virüsü vakalarının olduğunu göstermiştir. Günümüzde MERS virüsüne karşı geliştirilmiş bir aşı yoktur, fakat bu doğrultuda çalışmalar devam etmektedir. Dolayısıyla MERS virüsünün henüz tam manasıyla ortadan kaldırıldığını söylemek mümkün değildir.
MERS virüsü hakkında merak edilen bir diğer soru da; “MERS virüsünden kaç kişi öldü?” sorusudur. MERS virüsünden gerçekleşen ölüm sayısı, 2020 yılı itibarı ile 858 olarak açıklanmıştır. Ancak bu sayının toplam tespit edilmiş vakaların yüzde 30’unu teşkil ettiğini vurgulamak gerekir. Bu doğrultuda virüsün ölüme sebebiyet verme oranının son derece yüksek olduğunu belirtmek önemlidir. 2014 yılı itibarı ile Amerika Birleşik Devletleri gibi daha önce çok sayıda vaka görülmüş ülkelerde yeni vakaların önü alınabilmiştir. Ancak gerçek anlamda bir aşı geliştirilmediği için MERS, sağlık kuruluşları tarafından halen daha takip edilen hastalıklardan biridir.