- MERSİN kıyılarında yapılan sualtı araştırmalarında, 100 kilometrelik şeritte 1000 ile 2700 yaş arasında 18 gemi batığı bulundu. Batıkların 16'sının amfora, birinin tabak yüklü olduğu ortaya çıkarken, bir geminin ise yükü tanımlanamadı.
Antalya Kemer'de bulunan Selçuk Üniversitesi Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin müdürü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Antalya ve Mersin kıyılarında sürdürülen Sualtı Araştırmaları Projesi Başkanı Yrd.Doç.Dr. Hakan Öniz, 2015 yılından bu yana Mersin kıyılarında arkeolojik sualtı araştırmaları yapıldığını belirtti. Yrd.Doç.Dr. Öniz, “2017 yılında üniversitemize ait 'Selçuk 1' araştırma ve uygulama gemisiyle yaklaşık 30 kişilik sualtı arkeoloğundan oluşan uluslararası ekiple Mersin kıyılarında oldukça verimli bir çalışma yürüttük" dedi.
İÇLERİNDE ZEYTİNYAĞI VE ŞARAP BULUNDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
Çalışmalarda kendilerini de şaşırtan sonuçlara ulaştıklarını kaydeden Yrd.Doç.Dr. Öniz, “Mersin'in Aydıncık, Gülnar ve Silifke ilçesi kıyılarında yaklaşık 100 kilometrelik kıyı şeridinde 18 antik gemi batığı tespit ettik. Batıklar M.Ö. 7'nci yüzyıldan M.S. 11'inci yüzyıla kadar tarihlendirdiğimiz 16'sı amfora yüklü, 1'i tabak yüklü, diğeri ise muhtemelen bir savaş gemisi ya da yükünü boşalttıktan sonra limanına geri dönen bir gemiye ait batık. Amforalar uluslararası ticareti gösteriyor. Batıkların yaklaşık yarısı Kilikya olarak tanımladığımız Antalya'nın doğusu ile Mersin kıyı şeridindeki amfora atölyelerinde üretilmiş amforalar. İçerisinde şarap ya da zeytinyağı olduğunu tahmin ediyoruz" diye konuştu. Yrd.Doç.Dr. Öniz, bu ürünlerin özellikle M.S. 2'nci yüzyıldan sonra bölgedeki gelişen tarım ve ticaretin zenginliğini gösterdiği belirtti.
20 GÜNLÜK ÇALIŞMADA ORTAYA ÇIKARILDI
Mersin kıyılarında 2015 ve 2016 yıllarındaki çalışmalarında da 14 batık tespit ettiklerini vurgulayan Yrd.Doç.Dr. Öniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizden önce yapılan çalışmalarda 2-3 batık tespiti yapılmıştı, ancak bu yıl sualtı araştırmasıyla yoğunlaştığımız dönem 20 gün. Yani 20 günlük çalışmada 18 batığın 100 kilometrelik kıyı şeridinde bulunmuş olması oldukça önemli. Bu batıklar Geometrik, Klasik, Roma ve Bizans dönemlerine ait. 1000 ile 2700 yaş arasındalar. Kısa sürede bulunmasının nedeni ise Selçuk 1 araştırma gemisinde en son teknolojinin kullanılması. 3 farklı özellikte sonar cihazlarımız, sualtı robotlarımız var. Deniz yüzeyinden deniz altını gösterebilen teknolojiler var. Bu cihazları kullanarak deniz tabanını ve bazen tabanın da altını tespit edebiliyoruz."
3500 YIL ÖNCE ÇOK YAYGIN DENİZCİLİK YAPILDIĞINI GÖSTERİYOR
“Bu araştırmamızda bizi yine heyecanlandıran başka sonuç da muhtemelen Tunç Çağı'na tarihlenebilecek 24 taş çapa ile Demir Çağı'na tarihlendirilebilecek 11 çapa kalıntısı ve Roma ve Bizans dönemine ait 17 çabanın bulunmuş olması" diyen Yrd.Doç.Dr. Öniz, “Özellikle Tunç Çağı'na tarihlenebilecek taş çapaların fazlalığı 3000-3500 yıl önce Mersin kıyılarında çok yaygın ve kapsamlı denizcilik yapıldığını gösteriyor. Yani o dönemde insanlar hem uluslararası hem bölgesel anlamda denizi yaygın bir biçimde kullanıyorlardı" diye konuştu.
BAZEN BATIKLARI BULUNDUKLARI YERDE KORUMAK GEREKİR
Gemilerin battıkları andan itibaren bir başka ortama adapte olmaya başladığına dikkat çeken Yrd.Doç.Dr. Öniz, şu ifadeleri kullandı:
“Biz gemi batıklarını normalde ahşaplarıyla birlikte bulamıyoruz, çünkü deniz tabanındaki deniz canlıları organik materyalleri yok ediyor. Geriye organik olmayan kalıyor. Organik olmayan malzemeler de deniz tabanında o koşullara adapte oluyor. Onları sudan çıkarttığınız andan itibaren ayrıca bir koruma ve onarım sürecinin başlaması gerekiyor. Bu da pahalı bir olay. Her batığın deniz tabanından çıkarılıp müzede sergilenmesi gerekmiyor. Bazen onları bulundukları yerde korumamız gerekiyor. Şimdilik planımız onlara dokunmadan bulundukları yerlerde korumak. Ama ilerde batıklardan kazı yapılması Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından uygun ve gerekli görülürse, bunlar çıkartılır ve bölge müzelerine teslim edilir."
Çalışmalarda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Mersin Turizm Altyapı Birliği'nin desteği olduğunu vurgulayan Yrd.Doç.Dr.Öniz, “Bu tip destekler olmadığında fedakarlık gerektiren bu bilim dalında bu işi yapmak oldukça zor. Onun için destekleyen kuruluşlara teşekkür ederiz" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz