Mersin o güzel günlerine döner mi?

Kentler vardır, zamanla değişerek gelişen...

Kentler vardır, zamanla değişerek gelişen... Kentler vardır, değişime ayak uyduramadan, tökezleyip düşen. Kentler vardır, efsanelere konu olmuş, tarihe mal olmuş. Kentler vardır anılarıyla yaşayan... Kentler vardır rengini, karakterini ve anılarını unutan...

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal ile, bir zamanların masal şehri Mersin'i, kentin kimliğini yansıtan caddelerini ve Tarihe Gülümseyen Mersin projesini konuştuk.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal'a göre, bir kentin öyküsü orada yaşayan insanların yaşamını ve bu yaşamların geçtiği mekanları anlatır. Kentler de insanlar gibi doğar, büyür ve gelişirler. Her kentin ekonomik, sosyal ve ticari yapısına uygun, kendine has rengi ve karakteri oluşur. Yaşamın geçtiği sokaklar, meydanlar, tarihin sessiz tanıkları gibidir. Yaşanmış sevinçleri hüzünleri ve hayatı fısıldarlar insanlara.Bazen eski, sararmış bir resim, bir kartpostal anlatır bize o günleri..Bir zamanların masal şehri Mersin'in akdeniz kimliğini yansıtan Uray Caddesi gibi...

Reklam
Reklam

URAY CADDESİ'NİN TARİHİNİ, KİMLİĞİNİ AHMET ÜNAL'DAN DİNLİYORUZ...

Mersin'de ticari, sosyal ve kültürel yaşamının merkezi olan bu Caddenin geçmişi Mersin'in kuruluşundan daha eskilere dayanır. Üzerinde bulunan Hanların ve Çeşmelerin varlığı Caddemizin 1800'lü yıllardan önce de kullanıldığının ifadesidir.. 1671 yılında Mersin'e gelen Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Şehrin her tarafının tarihi yapılar ve mezar kalıntılarıyla dolu olduğunu anlatmaktadır..

Dünyanın bilinen en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen ve milattan önce 8000'li yıllardan bugüne kadar sürekli bir yerleşim alanı olan Yumuktepe höyüğü caddemize 2km uzaklıktadır..

Uray caddesinin cadde olarak asıl gelişimi Mersin'in bir yerleşim yeri olarak şekillenmeye başladığı 1830'li yıllardan itibaren başlar.

1838 yılında Batı Avrupa ülkeleri ile imzalanan Serbest Ticaret anlaşması ve Tanzimat Fermanı; mersine yabancı sermayenin ve yabancı yatırımcıların girmesine neden olur.

1832 yılında Çukurova’da başlatılan tarımsal hareketler, aynı dönemde yaşanan Kuzey Amerika İç savaşı, Süveyş Kanalı inşaatı, Kırım savaşı gibi dünyada yaşanan ekonomik ve siyasal olaylar Mersin'in önemini artırır.

Reklam
Reklam

Uray caddesi Tanzimat'la başlayan ticari hareketliliğin Mersin'e hediyesidir. Mersin limanının ve iskelelerin cazibe merkezi haline gelmesi, kıyıya yakın bir caddenin gelişimini zaruri kılar. Caddede önce gümrük binaları, depolar, hanlar, gemi acenteleri ile ithalat ihracat yapan pek çok uluslararası firma yerini alır.. Sonraları ise Ticari etkinlik merkezine yakın olmak isteyen belediye, hükümet konağı, vergi dairesi gibi yönetsel kurumlar da uray caddesinde yerlerini alacaktır.

Uray caddesinde yapılar genellikle taştan yapılmıştır. Binaların büyük çoğunluğunun mimari ifadesi, malzeme ve fonksiyonu Avrupai izler taşısa da, evlerin konum ve yapısında, Osmanlı ve Selçuklu izleri görülür. .

Yapılarda kesme taş ve özenli işçilik dikkati çeker. Cephe süslemeleri ilgi çekicidir. Anıtsal giriş kapıları, süslemeli balkonlar, köşe sütun çeleri, rozetler ve profilli kornişlerle zenginleştirmiştir.. Küçük yapıların avlu ve ana giriş kapılarında üçgen alınlıklar, profilli kemer taşları kullanılmıştır.

Reklam
Reklam

Yapılardaki ortak bir özellik de iklim nedeniyle ahşap panjurlarının kullanılmasıdır.

Kent dokusunun geleneksel Osmanlı yerleşimlerden farklı olmasının nedeni de Tanzimat sonrasında çıkan ve yeni yapılan inşaatlarda uyulması gereken kuralları belirten Ebniye Nizamnameleridir

Bu nizamnameyle caddedeki yapılaşma diğer Osmanlı kentlerinden farklılıklar gösterir.. Dar ve çıkmaz sokaklar yerine, denize dik veya paralel uzanan,geniş ve mutlaka meydanlarla buluşan caddeler oluşturulmuştur..

O dönem Avrupa’dan, Ortadoğu’dan gelen tüccarlar, kendi ülkelerinin mimarisini esas alan yapılar, konutlar yaptırmışlardır. Bu yapıların mimarları da genellikle yabancıdır. Evlerinin projelerini Avrupa'dan getirdikleri mimarlara yaptıran Batılı Mersin’liler, çatı tuğlalarını Marsilya'dan satın alır, iç mekân için gerekli yapı malzemelerini ve mobilyacılarını Avrupa ülkelerinden seçerlerdi.

1891 yılında Mersin’in nüfusu 9000 dolaylarındadır. Demografik durumuna bakıldığında 2.700'ü Rum Ortodoks, 860'ı Ermeni, 260'dan fazla Latin Katolik, 5000‘i Müslüman olduğu görülür.

Reklam
Reklam

O dönemde Alışverişlerini Uray caddesinde yapan vatandaşlar Millet Bahçesinde dinlenir , Garden Parklarda dans ederlerdi. Tenis kortlarında tenis oynanır, ticari sohbetler bu caddede koyulaşır, dostluk kahveleri bu caddede içilirdi..şimdiki valilik binası karşısındaki gazinolarda ise eğlenilirdi..

O dönem inşa edilen Azak han, taş han, hükümet konağı, sursok han, ziraat bankası, karaman bankası, merkez bankası, Osmanlı bankası, Selanik bankası Latin kilisesi ve Maroni kiliseleri bugün bile dönemin ruhunu hüzünlü bir şekilde bize hatırlatan baş yapıtlardır..

URAY CADDESİ TİCARET MERKEZİ OLDU...

Uray caddesi, ithalat ve ihracatın dışında bölgenin ticaret merkezi de olmuştur.. Remigton yazı makineleri, kelvinator buzdolapları, miale çamaşır makineleri,Columbia gramofonlar ,İngiliz kumaşları Hint kadifeleri, singer dikiş makineleri ve daha nice yerli yabancı ürünün satışının yapıldığı lüks mağazalarlarıyla, otel ve eğlence yerleriyle, bir dönemin, bir hayatın sessiz tanığıdır.

Caddemiz Süveyş kanalının inşası için gerekli ladin ağaçlarının iskeleden gemilere yüklenmesine, valide sultan çeşmesi, Taş han ve Azak hanın inşasına, Mersin adana demiryolunun açılışına, birinci dünya savaşına, Fransız ve İngiliz askerlerinin mersini işgal etmelerine, işgale karşı çıkan müezzin hacı dedenin yeni camiye Türk bayrağı asmasına, mersini işgalden kurtaran kuvai milliyecilerin uray caddesine girişlerine, Japonya da batan Ertuğrul gemisinin limandan ayrılışına, tek parti ve demokrat parti dönemlerine , ikinci dünya savaşına, 3 yıl gibi kısa bir sürede devletten yardım almadan yüzden fazla eseri mersine kazandıran vali Tevfik Sırrı Gür e , 1960 ihtilaline,eski mahpushanenin yanışına, Azak hanın yıkılışına, denizin oldurulup park yapılmasına ve kendi trajedik sonunun hazırlanışına tanıklık etmiştir..

Reklam
Reklam

1915'li yıllarda patlak veren Birinci Dünya Savaşı ve başlayan ekonomik buhran Mersin'i ve Uray caddesini çok etkiler. Yabancı göçlerle başlayan ticari hareketlilik yine yabancıların mübadele yıllarında kenti terk etmesiyle yerini ticari durgunluğa bırakır..

Cumhuriyetin kuruluşu ile göreve gelen yöneticilerin, tarımsal üretime özellikle hububat ve Narenciye'ye verdikleri önem nedeniyle Uray caddesi ticari cazibesini bir süre daha devam ettirir. Dünya fiyatlarının belirlendiği bir borsa haline gelir...Cumhuriyetin ilk dönemlerinde, pergolalı yolları, pamuk, narenciye,otomobil, mobilya satan mağazaları,bankaları müzik holleri ile parlak yaşamını sürdürmeye çalışsa da dekovil hattının1931 yılında sökülüşü ile kendi sonunu görmeye başlar..

ŞEHİR TAM KALBİNDEN, URAY CADDESİ'NDEN VURULUYOR

1950'li yıllardan sonra artan iç göç hareketine birde başarısız yerel yönetimler eklenince, kent sahile paralel çok katlı beton binalarla dolmaya başlar. İmarsız yapılaşmaya, bir gecede kurulan gecekondu mahalleleri ve kontrolsüz göç eklenince, Şehir tam kalbinden, Uray caddesinden vurulur..

Reklam
Reklam

Kentin batı yakasına kurulan alışveriş merkezleri birer cazibe merkezi haline gelirken, mersinin asıl yüzü Uray caddesi boynu bükük ve yalnız kalmıştır..

Caddeden önce büyük mağazalar bankalar oteller hanlar ve gazinolar ayrılır. Sokak yalnızlaşır, binalar zamana yenik düşmeye başlar...Kenti yönetenlerde kötü gidişin sonuçlarını kabullenir hale gelmiştir..

UMUTLAR YENİDEN YEŞERİYOR

Rıhtıma yığılan pamuk balyaları, kanaviçe çuvallar, fıçılar ve sandıklar arasından geçen arabaların gıcırtıları, Millet bahçesinde Tenis oynayanların raket sesleri, Çukurova bardan gelen melodiler, dekovil hattında çalışan lokomotifin gürültüsü… Azak ve Taş handa yaşayanların hayalleri, sararmış fotoğraflarda hoş bir seda olarak kalsa da, mersin valisi Hasan Basri Güzeloğlunun, geçmişin ruhunu tekrar canlandırmak için başlattığı restorasyon projesi, umutları yeniden yeşertir Uray caddesinde..

'Tarihe gülümseyen Mersin' adlı projeyle, kentin doğu ucundaki İstasyon binası ile batı ucundaki Kültür Merkezi arasında kalan bölgede yer alan tarihi mekanların yenilenmesini ve bu mekanlara yeni işlevler kazandırılarak kullanıma açılması hedefleniyor.

Reklam
Reklam

Hükümet Konağı, İl Kültür Müdürlüğü, Ziraat Bankası, 3 Ocak İlk Okulu ve çevresi, Kütüphane, Kasaplar Çarşısı ve Azak Han'ın restorasyonu ile önce Uray Caddesi sonrada Mersin, Akdeniz havzasındaki özel ve güzel günlerine yeniden döndürülmek isteniyor...

Uray Caddesinin eski sakinleri, şimdi diyorlardır ki;

'Tarihe Gülümseyen Mersin' projesiyle Mersin Akdeniz çanağındaki o özel ve güzel günlerine döner mi diye?

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz