Mesane, böbreklerden süzülen idrarı depolayıp, kasılmalar yoluyla vücut dışına atan önemli bir organdır. Mesanenin iç yüzeyi, kendine özgü bir hücre tabakasıyla kaplıdır. Mesane kanserlerinin yaklaşık %90'ında, bu hücreler anormal şekilde çoğalarak sağlıklı dokuları işgal eder.
Bu kanser türü, genellikle 65 yaş üstü bireylerde idrarda ağrısız kanama ile kendini gösterir. Sigara içmek, mesane kanserinin en büyük risk faktörlerinden biridir. Erkeklerde mesane kanseri gelişme olasılığı, kadınlara göre yaklaşık 4 kat daha fazladır. Ancak mesane kanseri yaşayan kadınlar, erkeklerde görülen semptomlarla benzer belirtiler gösterir.
"Mesane kanseri olduğu nasıl anlaşılır?" sorusu sıklıkla sorulur. Mesane kanserinin en belirgin belirtisi, idrarda kan görülmesidir. Ayrıca, ani ve sık idrara çıkma isteği, idrar yaparken yanma veya zorlanma gibi semptomlar da yaygındır.
"Mesane kanseri nerede ağrı yapar?" gibi sorularına yanıt olarak; Mesane kanseri belirtileri şunlardır:
Mesane kanserinin diğer organlara yayıldığı durumlarda aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
Kadınlarda mesane kanseri belirtileri, erkeklerdekine benzer şekilde ortaya çıkar. Bu semptomlar arasında sık idrara çıkma isteği, idrar yaparken yanma veya ağrı, kanlı idrar, idrar yolu enfeksiyonları, idrar yaparken zorluk ve pelvik bölgede rahatsız edici ağrı sayılabilir.
Mesane kanserinin tanı ve tedavisindeki ilk adım, genellikle cerrahi müdahale ile başlar ve bu, altın standart olarak kabul edilir. İlk aşamada, kapalı yöntemle gerçekleştirilen mesane tümörünün çıkarılması (TUR ameliyatı) hem tanı koyma hem de evreleme işlemlerini sağlar ve tedavinin ilk adımıdır. Ardından, tümörün evre ve derecelerine bağlı olarak ileri düzey tedavi seçenekleri belirlenir.
Kasa yayılmamış tümörlerde, kapalı yöntemle tümörün çıkarılması ve mesane içine ilaç uygulaması en etkili tedavi yöntemidir. Eğer tümör kasa yayılmışsa, hastalığın ve hastanın durumuna göre "radikal sistektomi" adı verilen geniş kapsamlı cerrahi müdahale tercih edilir.
Uzmanlar, tedavi sonrasında sigaranın kesinlikle bırakılması gerektiğine vurgu yapar ve meyve ve sebzelerden zengin bir beslenme düzeninin oluşturulmasını önerir.