NTVMSNBC'nin haberine göre, "ev kadını" olmak istemediğini ilan eden Trierweiler, evli olmadan beraber yaşadığı cumhurbaşkanı sevgilisi François Hollande'a karşı "maddi açıdan bağımsızlığını korumak istediğini" söylüyor. Ancak cumhurbaşkanının sevgilisi olmanın gazetecilik mesleğinin "bağımsızlık" ilkesiyle bağdaşmadığı görüşünü dillendirenlerin sayısı artmaya başladı.
Valerie Trierweiler, François Hollande geçen ay cumhurbaşkanı seçilene kadar Fransa'nın haftalık haber-magazin dergilerinden Paris-Match'da siyasi muhabirlik yapıyor ve bu görevi 22 yıldır sürdürüyordu. Hollande'ın seçilmesini izleyen günlerde dergide çalışmaya devam edeceğini, ancak bundan böyle siyasi değil, "kültürel" haber-analizler yazacağını duyurdu.
"First Lady" sıfatıyla ilk yazısı dergide bu hafta yayımlandı. Yazısında 1933-1945 yılları arasında ABD başkanlığı görevi yapmış Franklin Delano Roosevelt'in gazeteci eşi Eleanore Roosevelt hakkında Fransız yazar Claude-Catherine Kiejman tarafından kaleme alınmış biyografiyi tanıttı. Yazısına "Bak hele, First Lady gazeteci yeni bir şey değilmiş" ifadeleriyle başlayıp, "Eleanore Roosevelt'in kocası başkan olduğu halde bir feminist gazetede yazılar yazmasının o dönem ABD'de polemik konusu olmamıştı" yorumuyla son noktayı koydu.
Trierweiler bu yazısıyla gelecek beş ve belki de kocası yeniden seçilirse on yıl boyunca nasıl bir "First Lady" olmak istediğini gözler önüne sermekte. Aslında "First Lady" ünvanını da reddeden Trierweiler dün de bir Fransız radyosuna "Gazetecilik benim işim. Benim için iki nedenden ötürü hayati önemi var: Gazetecilik benim varlığımın vazgeçmek istemediğim bir parçası ve maddi bağımsızlığımı çok önemsiyorum" açıklamasında bulundu.
**'GAZETECİNİN GÖREVİ İKTİDARI KONTROL'**
Ancak Trierweiler'in bu açıklamaları Fransız basınındaki bazı meslektaşlarını ikna edebilmiş değil. Cumhurbaşkanlığı seçiminde François Hollande'a açık destek veren merkez sol eğilimli Liberation gazetesi bugün konu hakkında tam sayfa bir yoruma yer verdi. Gazetenin yardımcı yazı işleri müdürü Beatrice Vallaeys'in imzasını taşıyan yorumda, demokrasilerde gazeteciliğin "ayrı bir meslek" olarak algılanması gerektiği ve "gazetecinin misyonunun iktidarı korumak değil, sürekli kontrol etmek" olduğu hatırlatıldı.Trierweiler'in gazetecilik yapmaya devam ederek "çıkar çatışması" içine girdiğinin savunulduğu yorumda, siyasi muhabirlikten kültür muhabirliğine kaydırılmış olması da alaylı biçimde eleştirildi. Yorumda, "Neymiş, kültür politik değilmiş? Bir sol hükümetten gelen bu itiraf insanın tüylerini ürpertici nitelikte. Sarkozy ve Cleves Prensesi'nden bu yana medyada kültürün son derece hassas bir alan olduğunu çok iyi biliyoruz. Popüler, elitist, sosyal veya siyasi düzeni bozucu veya kabul görmüş şu ya da bu kitap, film veya gösteriyi eleştirmeyi seçmek hiçbir zaman masumca yapılmaz" ifadelerine yer verildi.
**'GAZETECİLİK YENİ STATÜSÜYLE BAĞDAŞMIYOR'**
Fransız Siyasi Yaşam Merkezi (CEVIPOF) adlı düşünce kuruluşunda görevli siyaset bilimci Mariette Sineau ise, Trierweiler'in bağımsızlığını korumak istemesinin normal olduğunu ancak gazetecilik mesleğinin yeni statüsü ile bağdaşmadığını savundu. Fransız uzman, "Can sıkıcı olan tam bağımsızlık üzerine kurulu gazetecilik mesleğinin icrasında yatıyor. Her türlü faaliyet Trierweiler'in yeni statüsüyle kirlenir ama gazetecilik daha da kirlenir. Burada bir çıkar çatışmasıyla karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.