Mesut Yılmaz: "Kandırılıyoruz"

ANKARA (İHA) - Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, AB İlerleme Raporu'nun giriş ve sonuç bölümlerinde bir tutarlılık bulunmadığını ve açıkça müzakereler sonucunda doğrudan 'AB üyeliği' diye birşey vermediğini öne sürerek, "Bu son birkaç gündür yaşananlar trajıkomik bir vakadır. Maalesef kandırılıyoruz. Kandırıldığımız yetmiyormuş gibi bir de bayram yapıyoruz" dedi.

Yılmaz, Habertürk TV'de katıldığı bir programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AB İlerleme Raporu'nu değerlendiren Yılmaz, raporun 'Türkiye AB'ye üye olmayabilir. Türkiye önemli bir bölgede bulunan önemli bir ülkedir. Türkiye'nin AB'ye ters düşmemesi gerekir. Bizim için Türkiye'nin AB'ye girmesi önemli değildir. AB'ye yakın olsun' anlamına geldiğini savunarak, "Bu son birkaç gündür yaşananlar trajıkomik bir vakadır" dedi.

Reklam
Reklam

Raporun dikkatlice okunduğunda bir iç ahengi olmadığını savunan Yılmaz, giriş ve sonuç bölümlerinde bir tutarlılık bulunmadığını ve açıkça müzakereler sonucunda doğrudan 'AB üyeliği' diye birşey vermediğini söyledi. "Maalesef kandırılıyoruz. Kandırıldığımız yetmiyormuş gibi bir de bayram yapıyoruz" diyen Yılmaz, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Gunter Verheugen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın raporu kamuoyuna farklı pazarladığını öne sürerek, "Sayın Başbakan bize teşekkür etmeyi bıraksın da raporu iyi okusun" ifadesini kullandı. Raporun son derece terbiyesizce bir üslupla yazıldığını öne süren Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bir kere 2014'e kadar müzakere yapacağız 2014'ten sonra da bir Güney Kıbrıs bizim üyeliğimizi veto edecek bir konumda. Rapor tam anlamıyla gayri diplomatik bir

dille yazılmıştır. Sanki bir sömürge valisi gibi davranıyorlar. Ne yapacağımızı tek tek söylüyorlar. Bu rapor bize tam anlamıyla bir belirsizlik sunuyor. Müzakereler sonucunda büyük bir ihtimalle hiç bir şey çıkmayacak."

Reklam
Reklam

Türkiye'yi yönetenlerin AB'ye 'Sen, beni içine almazsan ben senin kurumlarına bağlı kalamam. Kendi çıkarlarım doğrultusunda farklı işbirlikleri yapabilirim. Sen beni çantada keklik sanma' demesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, bayram yapılacağına rapora itiraz edilmesini istedi. Yılmaz, raporla hükümetin alakası olmadığını belirterek, "Bu rapora sayın Başbakan'ın dediği gibi bir Türk gibi bakarsak raporun kabul görmemesi gerekir. Oysa biz bayram yapmayı yeğliyoruz. Adamlar bu Türkler'in akli dengesi yerinde değil diyecekler" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin bir eşik atladığını ama bunun herkesin atladığı bir eşik olmadığını söyleyen Yılmaz, tam bir dehlize girildiğini öne sürdü. 17 Aralık kararının net bir sonuca bağlanması gerektiğini, aksi halde raporun reddedilmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, Tansu Çiller'in raporun can alıcı noktasının azınlıklar meselesi olduğu yönündeki görüşlerine katılmadığını bildirdi. AK Parti'nin AB için gerekli olan bütün adımları attığını ve Kıbrıs'ta ve ordu meselesinde iyi işler yaptığını söyleyen Yılmaz, "Ben Başbakan'ın bakışını çok rahat görüyorum. 15 seneyi kısaltması gerekir. 3-5 senede neden halledilmiyor. Bir Türk Başbakanı'ndan ben bunu beklerim. AK Parti'nin, AB yolunda attığı adımların hiçbiri oy kaybettirecek adımlar değil" dedi.

Reklam
Reklam

'AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer' sözüne de açıklık getiren Yılmaz, bunu söylerken, Türkiye'nin Güneydoğu sorunun çözmeden AB'ye üye olamayacağını kastettiğini anlattı. "Biz bölünme korkusunu yenelim artık. Türkiye'nin bölünme tehlikesi yok" diyen Yılmaz, hiçbir zaman Türkiye'nin azınlık sorunu olduğuna inanmadığını dile getirdi. Baş müzakereci olarak en uygun ismin Devlet Bakanı Mehmet Aydın olduğunu savunan Yılmaz, CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'in olması halinde ise hükümetle sorun çıkacağını öne sürdü.

Yılmaz, konuşmasında, Çiller'in 'Bir Türkiye takımı olsun. Hep beraber müzakereler için çalışalım' önerisini de reddetti. Bunun müsamerevari bir teklif olduğunu savunan Yılmaz, "Bu teklifi ciddiye almıyorum. Bu hükümetin halledeceği bir meseledir" dedi.

Türkiye'nin AB'ye girmesi halinde en az İngiltere kadar ulusal egemenliğinden vazgeçeceğini öne süren Yılmaz, konuşmasında AK Parti'yi de eleştirerek, "AK Parti, seçimlerden önce millete dokunulmazlıkları kaldıracakları konusunda söz verdi. Şimdi sözlerinde durmuyorlar. Gerekçe olarak 'biz yargıya güvenmiyoruz' diyorlar. Öyleyse sizin bu ülkeyi yönetmeye hakkınız yok, sizin milletvekilliğiniz tartışmalı hale geliyor bu sözle" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Türk Silahlı Kuvvetler'in Türkiye'de hükümetin yanında kurumsal bir yapı olduğunu ve AB devletlerinin hiçbirinde böyle birşeyin bulunmadığını söyleyen Yılmaz, hükümetin şansının Genelkurmay Başkanı'yla birlikte çalışması olduğunu belirtti.

Yılmaz, siyasete dönüp dönmeyeceği konusunda ise "Şu anda Ankara'da olmak gibi bir niyetim yok, ben AB için başka platformlarda mücadele ediyorum. Bugünden siyasete dönme niyetim yok. Ama gelecekte ne olur bunu bugünden bilemem" dedi.