AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, DTK'nın öz yönetim kararını eleştirerek PKK'ya yönelik "Yüzyıl öncede Ermeni çeteciler camileri, okulları yakıyordu. Aralarındaki fark onlar Ermeni çeteciler, bunlar PKK terör örgütünün çeteleri" dedi.
"AVRUPA'NIN MÜLTECİ KONUSUNDA TÜRKİYE'DEN ÖĞRENECEĞİ ÇOK ŞEY VAR"
AK Partili Metin Külünk, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 'Mülteci akınının Avrupa üzerindeki siyasi etkileri' başlıklı Avrupa Mülteci Krizi Raporunu değerlendirdi. Suriyelimülteci akınının AB göçmen meselesi için bir fırsat olduğunu değerlendiren Metin Külünk, buna neden olarakAB'yi bekleyen daha büyük bir göç dalgası olmasını gösterdi. Külünk "AB'yi bekleyendaha büyük bir göç dalgası var. Afrika'daki göç dalgasının Avrupa'ya yönelik kısmı. AB bu süreçte Türkiye'ninöneminin farkında olduğunu hissettiren ve vize meselesini çabuklaştırıp bu anlamda önünü açan yaklaşımın içinde değerlendirmelidir.Avrupa'nın bu konudaTürkiye'den öğreneceği çok şey var. Mülteci kampları açık bir hapishane özelliğindedir. Ve bizim 4 yıldır Suriyeli kardeşlerimize yönelik gösterdiğimiz insani şartları eğer siz Avrupa'daki kamplarda ararsanız böyle bir fotoğraf beklemeyin" diye konuştu.
"YÜZYIL ÖNCE ERMENİ ÇETECİLERİ, YÜZYIL SONRA PKK'NIN ÇETELERİ"
Metin Külünk, DTK'nın 14 maddelik 'öz yönetim'kararını eleştirerek şunları söyledi: "Bu tür aymazlıklara vereceği cevap kendi tarihimizde gizlidir. Türkiye'nin partisi Teşviyike ile Maçka arasında eline saz alıp çakmakla olmaz. Teşvikiye'de yabancılaşmış aydınlarla oturupsohbet etmekle olmuyor. Türkiye'nin partisiolmak toprak bütünlüğü, huzur, demokratik şartlardaki gelişmişliğin bir parçası olmakla mümkündür. Bu millet hiçbir dönemde kendisine yönelik bu tür aymazlıklara eyvallah etmemiş ve etmeyecektir. Yüzyıl önce Ermeni çeteciler üzerinden İstanbul'a karşı neler yapılmak istendiğine bakılıncaaynı fotoğrafın tekrar güncellendiğini görür. Yüzyıl öncede Ermeni çeteciler camileri, okulları yakıyordu. Aralarındaki fark onlar Ermeni çeteciler, bunlar PKK terör örgütünün çeteleri. Sırtlarını terör örgütüne yasadıklarını imtina etmeyenlerden, kendilerini Kandille birlikte görüyorlar. Bütünlüğe kast etmek isteyenler, Kürthaklının varlığına kast etmek isteyenler, barikatla hendekle ortak kaderi yok etmek isteyenlerle kendilerini aynı yerde görenlerin hepsinedir cevabım. Türk, Kürt ve Araplar yeniden bu coğrafyada barışı belirlemenin adı olacaktır."
"BİZ ÇAYIMIZI, KAHVEMİZİ, MİLLETLE İÇER, SİMİDİMİZİ BERABER YERİZ."
Metin Külünk, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun HDP ile randevu talebi reddini haklı bulduğunu, anayasaya için muhalefet yerine halkla görüşülmesini uygun bulduğunu belirterek şöyle devam etti: "Türkiye'deki sistem değişikliğiyle ilgili tartışmaları net ki muhalefet partilerinin yönetimleri halkın gerisinde. Anadolu'da bugün vatandaşlarımıza oy verenler muhalefet yönetimlerinin ilerisindebir olgunluğa sahip. Bireysel kanaatim bu nezaketsizliği gösteren siyasi parti yönetimleriyle ne konuşacaksınız? Daha görüşme olmadan eğer başkanlık sistemiyle geleceksiniz çay muhabbeti yapan başbakanımıza saygısızlıkta kusur eden bu anlayışla ne görüşeceksiniz? O vakti halkımızla konuşmaya ayırmalıyız. Meselemizi ayırt etmedenanlatarak süreci dillendirmeliyiz. Niye kaçıyorlar? Neden kaçıyorlar. Bu millete gitmeliyiz konuşmalıyız. Milletimizle ittifakımızı bir kez daha ifade etmeliyiz. Aslında CHP vebahsi geçen partinin yönetimleri konuşulmamasının zeminlerini hazırlıyorlar bu nezaketsizlikle. Biz çayımızı milletle içeriz bugüne kadar olduğu gibi. Temel farkımız çayımızı kahvemizi milletle içmektir. Çorbamızı milletle beraber kaşıkladık. Simidimizi milletle beraber yemeye devam ederiz. Onlarda milletin yükselişini seyredeler."
"BEN HİÇ UYUMADIM VE AYAKLARIMI UZATMADIM. BENİM İÇİN FARKETMEZ"
Metin Külünk, meclisteki idari amirlerin kulislerin gazetecilere kapatılacağını gerekçe olarak da milletvekillerinin uyuması ve ayaklarını koltuklara uzatmaları gösterildiğinin sorulması üzerine "Ben hiç uymadım ve ayaklarımı uzatmadığım için benim için fark etmiyor. Açıklıktan yanayım. Meclis yönetiminin kararlarına saygı duyarım ama bireysel kararım açık olmasından yana. Ama böyle bir gerekçenin olmasına inanmıyorum Böyle bir cümleyi de milletvekilikavramına haksızlık olarak görüyorum. Kendimize haksızlık etmeyelim lütfen. Kimse çalışmalarda üzerlerine düşen sorumluluğu yapmaktan kaçınmadı. 24 saat uykusuz çalıştık biz. Kulislerin kapatılmasını belli saatten sonra doğru buluyorum" dedi.
(DHA)