Mevlana Müzesi'nin 4 kapısının sırrı!

Türkiye'nin en fazla ziyaret edilen müzelerinden Mevlana Müzesi'ndeki 4 kapının her biri ayrı anlamlar taşıyor.

Her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Mevlana Müzesi'nin, Selimiye Camii tarafından girilen ''Dervişan'', Üçler Mezarlığı'na açılan ''Hamuşan'' ile günümüzde turistlerin girişinin sağlandığı ''Çelebiyan'' ve ''Küstahan'' diye adlandırılan 4 kapısı bulunuyor.

Müzeye girişler dış duvardan turnikelerle sağlanıyor. Ziyaretçiler, turnikelerden girdikleri bahçeden, müzenin bulunduğu bölüme Çelebiyan Kapısı ile derviş hücrelerinin arasında bulunan bir geçişten alınıyor.

Reklam
Reklam

Konya Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevlana Müzesi'nin bulunduğu alanın, Mevlana'nın babası Bahaeddin Veled'in Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından Konya'ya davet edilmesi üzerine kendilerine tahsis edilen sarayın bir bahçesi olduğunu söyledi.

Zaman içinde vefat eden Bahaeddin Veled, Mevlana ve oğlu Sultan Veled ile Mevlevi tarikatı büyüklerinin buraya defnedildiğini ifade eden Çıpan, ''Bu alanda Osmanlı padişahlarının yaptığı ilavelerle burası bir külliye haline gelmiş. Balkanlar, Kırım ve Arabistan yarımadası, Afrika'nın kuzeyi ve Anadolu coğrafyasında 140'a yakın mevlevihanenin tamamına yakınının idare merkezi burasıdır'' dedi.


Çıpan, Türkiye'de tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin düzenlemenin ardından Mevlana Müzesi'nin de kapatıldığını ancak kısa süre sonra müze olarak ziyarete açıldığını vurguladı. Müzede 4 giriş kapısının bulunduğunu anlatan Çıpan, şunları kaydetti:

''Geleneksel işleyişi içinde türbenin 4 kapısı bulunuyor. Bu kapılardan biri de Çelebiyan Kapısı'dır. Geçmişte bu kapının dışında bulunan bölüm ve ileriye doğru olan alan, Çelebi ailesine mensup insanların ve dergahta hizmet verenlerin evlerinin bulunduğu bir mahalleye açıldığı için, bu bölgedekilerin dergaha girişleri bu kapıdan yapılıyordu. Bu nedenle bu kapıya Çelebiyan Kapısı adı verildi. Kapının üst kısmında II. Mahmud'un bir tuğrası görülüyor. Daha önce tuğralar kaldırılarak depoya alınmıştı.''

Reklam
Reklam

Müzenin 4 kapısından bir diğerinin de Küstahan Kapısı olduğunu anlatan Çıpan, bu kapının 1990'lı yıllarda yapılan kazı ve restorasyon çalışmasıyla yeniden ortaya çıkarıldığını ifade etti.

Mevlevilik tarikatında bu yola girmek isteyen, çileye soyunanların binbir gün boyunca hizmet ettiğini dile getiren Çıpan, hizmetleri sırasında usule uygun olmayan davranışlar veya bir takım ikazlara rağmen düzeltilemeyen hususlar olduğunda, bu kişilere akşam karanlığında Küstahan Kapısı'ndan yol verildiğini, o nedenle bu kapıya Küstahan Kapısı adı verildiğini söyledi.


Çıpan, müzenin ana giriş kapısına Dervişan Kapısı adı verildiğine dikkati çekerek, ''Kapının bu isimle anılmasının sebebi; Mevlevilik tarikatına girmek isteyenler bu kapıdan gelip taleplerini iletirler. Bu kapı dergahın ana giriş kapısıdır. Kapının üzerinde Sultan II. Mahmud'un tuğrası bulunmaktadır. Altındaki kitabe de bu bölgenin III. Murat tarafından yaptırıldığını bildiren bir inşa kitabesidir'' diye konuştu.

Çıpan, yaptıkları restorasyonun ardından depoda bekletilen Dervişan Kapısı'ndaki kitabeyi, yeniden yerine yerleştirdiklerini söyledi.

Reklam
Reklam