Mevlana aşkı ne kadar da güzel anlatır.
DediIer ki: Gözden ırak oIan gönüIden de ırak oIur. Dedim ki: GönüIe giren gözden ırak oIsa ne oIur.
Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, OIsun! VusIata aşık gönüI susmaya da razı.
Sustum.......Artık gönül hakkında bir şey
söylemeyeceğim.......Çünkü; gönlün vasıflarını saysam, aklın almaz,
gönül senin düşüncene sığmaz.
O Kadar Yakınsın Ki ,Seni Ben Sandım..
Sana O Kadar Yakınım Ki, Beni Sen Sandım.. Sen Mi Bensin Ben Mi Senim
Şaşırdım Kaldım..
Her gönül bir tek sevgiliye dönüktür aslında.. Lakin kıblesi yanlıştır.. Bulduğunu sandığı şey gerçekte aradığı değildir… Kimisi bir gül yüzlü güzele meftun, kimisi bir ceylan bakışlıya mecnundur, bazısı dünyaya kanmış, bazısı mala mülke aldanmıştır......Oysa... her biri bir SEVGİLİ tarafından sınanmıştır...
Ey Gönül..!
Ateş için rüzgar ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür,
büyük olanı ise daha da güçlendirir.. ve iyi bil ki, Ey Gönül ! AŞK;
ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir.. Yanıp kül olmadan asla
geçemezsin ...
Allah kadını
erkeğe yoldaş yarattı. Adem nasıl olur da Havva’ dan ayrı kalır. Görünüşte
su, ateşten üstündür. Görünüşte erkek kadına üstündür. Ama gerçekte
su, ateşe konunca fokur fokur kaynar. Gerçekte erkekler mağluptur. Mağlupluk
muhabbet vesilesi olacaksa ne mutlu mağluplara!.
Âah" kelimesinde, üst üste iki "A" harfi mevcuttur.
Bunlar ebced hesabına göre; bir+bir= iki eder.
"H" harfi de yine aynı hesaba göre beş rakamını gösterir.
O halde;
"AAH" = yedi yapar ki, aşıkların derinden çektikleri "AAH" gönlün yedi kat semasından gelmektedir.