Öncelikle şu konuda anlaşalım, harcadığınızdan fazlasını tükettiğiniz her şey size kilo aldıracaktır. Her mevsimi renklendiren ve tatlandıran meyvelerin içinde çeşit çeşit vitaminler, mineraller, su ve lifler bulunur ayrıca yağ içermezler. “Ne güzel o halde kilo da aldırmazlar” diye düşünebilirsiniz. Ancak içeriklerinde bol miktarda karbonhidrat vardır.
Meyvedeki karbonhidrat, glikoz ve meyve şekeri olarak bilinen fruktozdur. Fazla şekerin yağlanmayı tetiklediği, insülin direnci ve obezite başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkardığı, yaşlanmayı hızlandırdığı unutulmamalıdır. Çok fazla miktarda yenen meyve kandaki şeker oranının hızla yükselip sonrasında ani düşmesine neden olur, kan şekerindeki bu tür dalgalanmaları; insülini ve yağ birikmesini tetiklediği için istemiyoruz. O halde tüketilen miktar günde iki veya üç porsiyonu geçmemelidir. - - - - - -
Meyve seçiminde kullanabileceğiniz en iyi referans kandaki şekeri yükseltme kapasitesini ifade eden “glisemik indeks“ değerleridir. Bir meyvenin glisemik indeksi ne kadar düşükse, kilo verme programınızda o kadar yer verebilirsiniz. Glisemik endeksi düşük gıdaların seviyesi 55 ve altıdır. Glisemik endeksi 70’i aşan meyveleri ise kontrollü olarak tüketmeli, daha az yemelisiniz. Örneğin; incir, karpuz, üzümün glisemik indeksi, diğerlerine oranla daha yüksektir ve daha çabuk acıktırırlar. Elma, armut ve şeftali gibi meyveler ise glisemik indeksi düşük olanlardır. Beraberinde yoğurt, peynir proteinli bir arkadaşı olursa ya da fındık, badem, ceviz gibi yağlı tohumlarla birlikte tüketirseniz kan şekerinizi dengeler ve sizi tok tutar.