Botanikte, bitkilerin olgunlaşmış çekirdekleri ile çekirdeğe yakın kısımlarına meyve denilmektedir. Taze meyveler; metabolik reaksiyonların sürdüğü canlı hücrelerden oluşmuştur. Bu hücreler besin ve su gereksinimlerini karşılayan bitkilerden kesilmelerine rağmen yaşar durumdadır. Meyvelerde hücreler pektik maddelerle birbirleine bağlanırlar. Hücre duvarının esas maddeleri selüloz, pektin, hemiselüloz ve lignindir. Petkin; ham meyvede protopetkin adı altında kalsiyum magnezyum tuzları ile birleşmiş olarak bulnur. Meyve olgunlaştıkça protopetkin pektine o da pektik aside dönüşür ve meyve gittikçe yumuşar.
Meyveler günlük enerji ve protein gereksinimine çok az katkıda bulunurlar. Bu nedenle şişman kişilerin tatlı yerine sofralarında taze meyve bulundurmaları tavsiye edilir. Bunun yanında mineraller ve vitaminler yönünden zengindirler. Meyveler bulundurdukları vitamin çeşidi ve miktarı bakımından farklıdırlar. Genellikle turunçgiller, şeftali, çilek ve benzeri meyveler C vitamini, kayısı ise A vitamini için iyi kaynaktır. Diğer meyvelerdeki C vitamini miktarı daha az olmakla beraber taze olarak yenildiklerinde C vitamini gereksiniminin karşılanmasına yardımcıdırlar. Herhangi bir meyve çeşidinin kapsadığı C vitamini miktarı iklime ve diğer yetiştirme koşullarına göre değişmektedir. Ambalajlama ve saklama yöntemleri de meyvelerdeki C vitamini miktarını etkiler.
Meyvelerin besin değerinin yanı sıra iştah üzerinde de olumlu etkileri vardır. Meyvelerin lezzeti, bileşimlerindeki asit ve şekerden ileri gelmektedir. Meyveler olgunlaştıkça bulundurdukları asit miktarı azalmakta, şeker miktarı ise artmaktadır. Şekerin verdiği tadın asitle birleşmesi sonucu hoş bir lezzet oluşmaktadır. Meyvelerin bileşiminde bulunan selüloz, bağırsak faaliyetlerini düzenler. Genellikle kabuklu meyveler, kayısı, erik, üzüm, incir ile bunlardan yapılan marmalet ve reçeller bağırsak hareketlerini artırdığından kabızlıktan şikayeti olanlara tavsiye edilir. Ekşi elma ve şeftali ise ishali olan kimselere iyi gelir.