Sabahattin Ali'nin ölümünün üzerinden bugün tam 71 yıl geçti. Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Sabahattin Ali'nin ölümünün ardındaki sır perdesi hala çözülememişken mezarının dahi tam olarak yeri bilinmiyor. Peki Sabahattin Ali kimdir, ölümü ve hayatı hakkında tüm merak edilenler haberimizde...
Türk Edebiyatı’nın önemli yazarlarından Sabahattin Ali’nin, günümüzde ölümü üzerindeki sır perdesi hala kalkmadı. Ölümü üzerindeki iddiaların hala tartışıldığı yazarın günümüzde mezarının da nerde olduğu konusu kesinlik kazanmadı.
SABAHATTİN ALİ KİMDİR?
Türk Edebiyatı'nın önemli yazarlarından Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907 tarihinde, bugün Bulgaristan sınırları içindeki Gümülcine kazası Eğridere köyünde doğdu. Babası, bir piyade yüzbaşısıydı bu yüzden görev yeri sık sık değişiyordu ve Ali, çocukluk yıllarında İstanbul, Çanakkale, Edremit gibi çeşitli şehirlerde yaşadı ve çeşitli okullarda okudu. İlköğrenimini Üsküdar, Çanakkale ve Edremit'te yaptı. 1927'de,Balıkesir Muallim Mektebi'ni bitirdi. Aynı yıl Yozgat Cumhuriyet İlkokulu'nda öğretmen oldu.
Maarif Vekâlet'inin açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya eğitime gitti. Postdam ve Berlin'de öğrenim gördü. Yurda dönüşünde Aydın'daki bir ortaokulda Almanca öğretmenliğine atandı. 1932 yılında Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklandı. Bir yıla mahkûm olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yattı, 1933 yılında Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuştu.
Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya gitti ve Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istedi. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine 15 Ocak 1934 tarihinde Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak Atatürk'e bağlılığını gösterdi. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokulu'nda öğretmenlik yaptı.
Sabahattin Ali ilk şiirlerini, Balıkesir Muallim Mektebi'nde okurken Irmak ve Çağlayan dergilerinde yayınladı.(1926) Bu dönemlerde gönlünü kaptırdığı şahsiyetlerden biri Kadiriye tarikatının kurucusu, Bağdat'ta medfun mutasavvıf Abdülkadir Geylanî'dir. Geylani için bir nefes de yazdı.
FAİLİ MEÇHUL ÖLÜMÜ
Maarif Vekâleti Talim Terbiye Dairesi'nde, Neşriyat Müdürlüğü'nde çalıştı. Ankara'da Almanca öğretmenliği, Ankara Devlet Konservatuarı'nda çevirmenlik, öğretmenlik, dramaturgluk yaptı. 1945'te bakanlık emrine alındı. 1946'da işsiz kaldığı dönemde Aziz Nesin'le birlikte "Marko Paşa" dergisini çıkarmaya başladı. Yayın yoluyla hakaret suçlamasıyla 3 ay hapse mahkûm edildi.
Bir ideaya göre Marko Paşa döneminden sonra yurt dışına gitmeyi isteyen Ali, pasaport verilmediği için kaçak yollarla yurt dışına çıkmayı planladı. Geçici nakliyecilik işleriyle de uğraşan Ali, Bulgaristan'a geçmek ve oradan Avrupa'ya ulaşmak amacıyla, peynir nakliyeciliği görüntüsü altında Edirne'ye doğru yola çıktı. 2 Nisan 1948'de sınırı geçerken kendisine rehberlik etmesi için anlaştığı Ali Ertekin tarafından Sazara köyü civarındaki ormanda öldürüldü. Bir diğer iddiaya göre, işkence görerek başından aldığı darbelerle ölmüş ve sonradan bu işkence vak'ası örtbas edilmek istendiği için kurşunlatıldı. Cenazesi ölümünden iki ay sonra Istranca Dağları eteğinde bir çoban tarafından bulundu.
Günümüzde mezarının nerde olduğu kesin belli olmayan yazarın Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna adlı üç romanı var. Geçim kaygısıyla yazılan ve Hakikat gazetesinde tefrika edilen Kürk Mantolu Madonna "Büyük Hikâye" başlığıyla 48 bölümde yayınlandı. Gazetede yayınlanan hikâyesinin parasını da alamayan Sabahattin Ali'ye gazete sahibi Cemal Hakkı romanın beğenilmediğini söylemişti.