Mısır’da yüzden fazla piramit bulunuyor. Bu piramitlerin birçoğu eski ve orta krallık döneminde inşa edildi. Firavunların mezarlarını korumak için inşa ettirdiği piramitler bütün ihtişamıyla günümüze kadar ulaştı. Keops ve Kefren piramitlerini tüm dünya biliyordur. Peki adını neredeyse hiç duymadığınız piramitlerin hikayesi nedir? Eski Mısır firavunlarından Amenemhat III ölümünden sonra lahdini korumak için türlü tuzaklarla ve labirentlerle dolu iki piramit yaptırıyor. Dahshur ve Hawara olarak bilinen bu piramitlerin gizem dolu hikayesi en az Gize piramitleri kadar ilgi çekicidir.
III. Amenemhat, Mısır’ın 12. hanedanlık döneminin en önemli kralı olarak biliniyor. Hükümdarlığı süresince çok sayıda projeye imza atan Amenemhat, Mısır’ı adeta yeniden inşa ettirmesiyle tanınıyor. Firavunun yaptırdığı yapılar arasında Dahshur olarak bilinen siyah piramidinin ayrı bir önemi var. Bu piramidin yapımına, firavunun ilk saltanat yıllarında başlanmış. Ancak piramidin temeli oldukça dengesiz bir zemin üzerine inşa edilmişti. Nil Nehri’nin su taşkınları hesaplanmadığı için piramidin alt yapısı sürekli sular altında kalıyordu. Piramidin alt yapısı, yapının çekirdeğini zayıflatan bir dizi karmaşık oda ve koridor içeriyordu. Mimarlar, mezar odalarının tavanını desteklemek için sütun yapmamıştı. Piramit tamamlandığında tavanlar çökmeye başlamış ve duvarlar çatlamıştı. Piramidin yapımında çalışanlar, kerpiç duvarları güçlendirmek için sonradan sütunlar ekledi ancak Amenemhat III, mezarı için daha güvenli bir piramit inşa etmeye karar verdi. Bu yeni piramit Dahshur’da değil Hawara’da inşa edilecekti.
Siyah piramidin odaları ve giriş merdivenleri kireçtaşıyla kapatıldı ve ön odalar kerpiçle dolduruldu. Bazı uzmanlar piramidin çökmesini engellemek için bu tedbirlerin alındığını düşünüyordu. Antik dönemde bu piramit yağmalandığı için günümüze sadece birkaç cenaze mobilyası ulaşmış durumda. Arkeologlar Kraliçe Aat’ın mezar odasında birkaç parça mücevher, parfüm kavanozu ve mücevher bulmuş olsa da piramitteki eşyalar büyük ölçüde yağmalanmıştı. Aynı zamanda Dahshur’da bulunan insan kalıntılarının Amenemhet’in eşleri ve çocuklarına ait olduğu düşünülüyor. Ancak firavunun ebedi istirahat yeri aslında Dahshur değildir. Çünkü kendisi mezarını koruyabilmek için Hawara’da farklı bir piramit daha inşa ettiriyor.
Hawara’daki ilk kazılar 1843 yılından Karl Lepsius önderliğinde başladı. Sonraki elli yılda kazı alanında çok değerli eserler bulundu. Antik dönemde Hawara’yı ziyaret eden Herodot, bu piramidi 3000 odalı bir labirent şeklinde tanımladı. Ona göre Hawara’da bulunan labirent çok işlevli ve üstün güvenlik önlemlerine sahiptir. El- Faiyum yakınlarında bulunan bu piramit, başlangıçta beyaz kireçtaşıyla kaplanmıştı. Herodot yapıyı ziyaret ettiğinde kendisinin firavun mezarlarının bulunduğu yeraltı bölümüne girişine izin verilmedi. Gördüğü ve aktardığı kadarıyla piramidin çatısı tamamen taştan yapılmıştı ve duvarlar heykellerle kaplıydı. Ancak günümüze sadece piramidin kerpiç çekirdeği ulaşmış durumda. Piramit inşa edilirken Herodot’un da belirttiği gibi ayrıntılı güvenlik önemlerinin alındığı görülüyor. Örneğin piramidin giriş kapısına gelmeden önce büyük bir labirentin aşılması gerekiyor. Labirenti geçip kapıya ulaşanları ise 20 tonluk bir tuzak kapısı karşılıyor.
Mezarının yağmalanmaması için geniş güvenlik önlemleri alınmıştı. Piramidin gerçek girişi dikkatli bir şekilde gizlendiği için her kapı farklı bir koridora açılıyordu. Aynı zamanda diğer kapılar tuzaklarla doluydu. Bu kapılar ya içinden çıkılması zor bir labirente ya da boş bir geçide açılıyordu. Mezarın soyulması o kadar imkansızdı ki arkeologlar ilk çalışmalara başladığında pek çok eseri yerli yerinde bulmuştu. Özellikle mezar odaları tek parça kuvarsitten oyulmuş ve kapıları gizlenerek mühürlenmişti. Bu nedenle mezarlar çok fazla hasar görmeden günümüze kadar ulaşabildi.
Günümüzde Hawara Piramidi’nin girişi Bahr Yusuf Kanalı nedeniyle sular altında kalmış durumdadır. Piramit ve etrafındaki tapınaklar ağır hasar gördüğü için bölge ziyaretçi girişine kapalıdır. Aynı zamanda Hawara piramidinin 2 kilometre güneyinde Amenemhat III’ün kızına ait bir mezar bulunuyor. Kızı Neferuptah’ın cenazesinin neden piramide defnedilmeği ise hala gizemini koruyor.