Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Yeni Zelanda'da masum insanların yalnızca inançlarından dolayı hunharca katledildiği terör saldırısının şiddetle kınandığı belirtilerek, "Yaşanan hadise tüm yönleriyle istişare edilmiş, Türk düşmanlığını da ihtiva ettiği anlaşılan İslam karşıtı ırkçı zihniyeti besleyen iklimin, bireysel ve organize unsurlarının deşifre edilerek kararlılıkla üzerine gidilmesi gerektiği ifade edilmiştir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki MGK toplantısının ardından bildiri yayımlandı.
Bildiride, ülkenin güvenliğini yakından ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmelerin bütün yönleriyle ele alınarak, milli birlik ve beraberlik ile bekasını tehdit eden FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, yurt içinde ve yurt dışında terör örgütlerine karşı sürdürülen mücadele hakkında Kurul'a bilgi sunulduğu aktarıldı ve "Türkiye'nin bütün terör örgütleriyle mücadelesini, geçmişte olduğu gibi aynı azim ve kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceği vurgulanmıştır." ifadesine yer verildi.
Bildiride ayrıca, 31 Mart'ta yapılacak mahalli idareler genel seçimlerinin, yurt bütününde huzur ve güven içinde gerçekleştirilmesi için yetkili kurumlarca alınan tedbirlerin gözden geçirildiği belirtildi.
Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde tüm terör örgütlerinden temizlenmesi, ülkeye huzur ve barış ortamı getirilmesi için Türkiye'nin gösterdiği gayretlerine kararlılıkla devam edeceği ve güney sınırları boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna asla izin vermeyeceğinin kuvvetle vurgulandığı ifade edilen bildiride, şu değerlendirme yapıldı:
"Suriye halkına hitap edecek bir anayasanın hazırlanarak hür ve demokratik seçimlerin gerçekleştirilmesi yönündeki beklenti ve katkılarımız dile getirilmiş, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulacak güvenli bölgenin terör örgütlerinin değil, iki ülke halkının güvenliğini temin edecek bir uygulama olması halinde kabul edilebileceği, Münbiç ve Fırat'ın doğusunun terör örgütlerinden temizlenmeden bölgede istikrarın sağlanmasının ve göç hareketliliğinin durdurulmasının mümkün olmayacağı ifade edilmiştir."
Bildiride, Yeni Zelanda'daki saldırıya ilişkin de "Yeni Zelanda'da masum insanların yalnızca inançlarından dolayı hunharca katledildiği terör saldırısı şiddetle kınanmıştır. Yaşanan hadise tüm yönleriyle istişare edilmiş, Türk düşmanlığını da ihtiva ettiği anlaşılan İslam karşıtı ırkçı zihniyeti besleyen iklimin, bireysel ve organize unsurlarının deşifre edilerek kararlılıkla üzerine gidilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Giderek şiddet ve teröre dönüşen İslam ve Müslüman düşmanlığına çeşitli gerekçelerle göz yumulmasının, benzer saldırılara zemin hazırlayacağı uyarısında bulunulmuştur." ifadelerine yer verildi.
Öte yandan, MGK'nın 26 Mayıs 2016 ve 29 Mart 2017 tarihli toplantılarındaki, "İslam karşıtı nefret söylemleri ile fiili saldırılara varan ırkçı davranışlara" ve "İslam karşıtı ırkçılık faaliyetlerine" ilişkin açıklamalarına yer verilerek, konunun hassasiyetinin kamuoyuyla paylaşıldığı belirtildi.