MGK'dan Fransa açıklaması!

2011 yılının son MGK toplantısı Çankaya Köşkü'nde yapıldı.

ANKARA(ANKA)-Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sona erdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen MGK toplantısı, yaklaşık 5 buçuk saat sürdü.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Fransa Parlamentosunda kabul edilen yasa teklifinin toplantıda tüm boyutlarıyla ele alındığı belirtilerek, ''Tarihin parlamentoların alacakları yanlı kararlarla yeniden yazılmasının yanlışlığı bu kanun tasarısıyla daha vahim bir şekilde görülebilmiştir. Fransa'da, aklı selimin hakim olması ve bu hatalı adımdan geri dönülmesi yönündeki beklentimiz sürmekle birlikte, tasarının kanunlaşması durumunda bu haksız tasarrufa her şekilde karşı çıkılması kararlaştırılmıştır'' denildi.

Reklam
Reklam

MGK toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Fransa'da iktidar partisi tarafından gündeme getirilen ve 22 Aralık 2011 tarihli ulusal meclis oturumunda hükümet temsilcisi tarafından da açıkça desteklenerek kabul edilen yasa teklifinin tüm boyutlarıyla ele alındığı belirtildi.

Bildiride, anılan yasanın ifade özgürlüğüne, bilimsel çalışmalara ve ilgili uluslararası hukuk kurallarına aykırılığına dikkat çekilerek, bu gelişmenin iki ülke arasındaki tarihe dayanan dostluk ilişkilerine büyük bir darbe vurduğunun kaydedildiği vurgulandı.

Bildiride şöyle denildi:

''Bu konuda hükümetin bu aşamada açıkladığı ve Fransa'nın atacağı adımlara bağlı olarak benimseyebileceği ilave tedbirlerin kararlılıkla uygulanmasının önemi vurgulanmıştır. Tarihin parlamentoların alacakları yanlı kararlarla yeniden yazılmasının yanlışlığı bu kanun tasarısıyla daha vahim bir şekilde görülebilmiştir. Fransa'da, aklı selimin hakim olması ve bu hatalı adımdan geri dönülmesi yönündeki beklentimiz sürmekle birlikte, tasarının kanunlaşması durumunda bu haksız tasarrufa her şekilde karşı çıkılması kararlaştırılmıştır.''

Reklam
Reklam

TERÖRLE MÜCADELE

Toplantıda, vatandaşların canına, malına, hak ve özgürlüklerine kasteden terörist faaliyetler ve oluşumlara karşı güvenlik güçlerinin cesur, kararlı ve fedakarane şekilde ve etkin işbirliğiyle yürüttükleri operasyonlar neticesinde terör örgütüne büyük darbe indirildiğinin altı çizildiği kaydedildi.

Ülkenin birlik ve bütünlüğünü, milletin kardeşlik ve huzurunu hedef alan bölücü terör örgütüne yönelik bu kararlı ve etkin mücadelenin önümüzdeki dönemde de taviz verilmeksizin her alanda sürdürüleceğinin bir kez daha teyit edildiği belirtilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

“Diğer yandan, terör örgütünün istismar alanlarının ortadan kaldırılması amacıyla yürütülen kapsamlı çalışmalar gözden geçirilmiş, bu yöndeki çabaların da demokrasiden, hukuk devleti anlayışından ve evrensel değerlerden ödün verilmeksizin kararlılıkla devam ettirileceği kaydedilmiştir.

Aziz milletimizin her vesileyle, son olarak da Van depreminin yaralarının sarılması gayretleri bağlamında somut olarak sergilediği takdire şayan birlik ve kardeşlik anlayışının, terör örgütünün hain hedeflerine ulaşmasına izin vermeyeceğine olan kati inanç vurgulanmıştır.
IRAK VE SURİYE

Reklam
Reklam

Irak'ın güvenlik ve istikrarına önem veren Türkiye'nin, Irak'taki siyasi gelişmeleri yakından takip ettiği ve Irak halkının takdire şayan çabaları ve uluslararası toplumun katkılarıyla son yıllarda elde edilen önemli kazanımların yitirilmemesi için tüm Iraklıların birlikte gayret sarfetmesi gerektiğine inandığı kaydedilmiştir. Bu kapsamda ABD askeri güçlerinin çekilmesinin hemen ardından yaşanan siyasi krizin çoğulcu demokrasi anlayışına ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilerek çözüme kavuşturulmasının önem taşıdığı, bu doğrultudaki çabalara her türlü desteğin verileceği vurgulanmıştır.

Ayrıca Irak'la terörle mücadelede somut mesafe kaydedilmesi gereği yinelenmiş, bu çerçevede Irak makamlarının terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetinin sona erdirilmesini teminen etkin işbirliği sergilemeleri yönündeki kati beklentimiz, bir kez daha kuvvetle vurgulanmıştır.

Suriye'de sivil halka ve muhaliflere yönelik şiddet ve yıldırma eylemlerinin bir an önce durdurulmasının ve Suriye'nin geleceğinin, Suriye halkı tarafından belirlenmesinin önemine işaret edilmiş, bu çerçevede halkın meşru talepleri doğrultusunda demokratik geçiş sürecinin süratle başlatılması gerektiği belirtilmiştir.”

Reklam
Reklam