MHP Antalya Milletvekili Prof.Dr. Yusuf Ziya İrbeç, “Bu ülkede hukuk normlarının, çoğunluk anlayışına göre değil, evrensel değerlere göre düzenlenme mecburiyetinden kimse kaçamaz. Aksi takdirde, otoriter bir yapının oluşacağı kaygıları ortadan kaldırılamaz” dedi.MHP Antalya Milletvekili Prof. Dr. İrbeç, TBMM Genel Kurulunda Uluslararası Parlamenter Faaliyetleri, Dış Politika ve gündemdeki konularla ilgili bir konuşma yaptı. Prof. Dr. İrbeç, dış politikada alınan kararların milletimizin geleceğini çok yakından ilgilendirdiğini vurgulayarak, “Bu ülke hepimizin. Ben de, bir parlamenter olarak Uluslararası alanda milletimizin ve ülkemizin menfaatlerini en üst seviyede temsil etme azmi ve gayreti içindeyim. Yüz elli civarında ülkenin temsil edildiği IMF&Dünya Bankası Parlamenter Ağında seçilmiş İcra Kurulu Üyesi sıfatıyla yürüttüğüm faaliyetlerimin yanında, yüz otuzun üzerinde ülkenin temsil edildiği Küresel Hareket Parlamenterleri İcra Kurulu Üyeliğim de devam etmektedir” ifadesini kullandı.Küresel Hareket Parlamenterleri olarak, 9-10 Aralık 2013 tarihlerinde Kolombiya Devlet Başkanı ile Kolombiya Kongre Başkanı’nın daveti üzerine, “35. Yıllık Parlamenter Forumu”nu bu ülkede gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. İrbeç, şöyle devam etti:“Kolombiya Kongresi’nde; 'İstikrarlı ve Sürdürülebilir Barış Süreçlerinin Desteklenmesinde Parlamenterlerin Rolü' konulu bir toplantı yaptık ve 50’nin üzerinde ülkeden gelen parlamenterlerin imzasıyla, hükümetlerin bu yöndeki faaliyetlerini desteklemek amacıyla; bir de deklarasyon yayınladık. Ayrıca, 2014 ve 2015 yıllarında görev yapacak İcra Kurulu Üyeleri seçiminde oyların yüzde 80’ini alarak tekrar seçildim.”Türkiye’yi yakından ilgilendiren, Birleşmiş Milletler Silah Ticareti Anlaşması’nın kabulü sürecinde de Küresel Hareket Parlamenterleri olarak etkin bir çalışma yürüttüklerini söyleyen Prof. Dr. İrbeç, Türkiye’nin de imza koyduğu bu anlaşmanın bir an önce TBMM’de onaylanmasının; kontrolsüz silah ticaretinin önlenmesi çabaları açısından önemli bir adım olacağını kaydetti. Prof.Dr. İrbeç şunları dedi:“Kolombiya programından sonra, 13-15 Aralık 2013 tarihlerinde Monaco’da yapılan 'Dünya Politika Konferansı’na ve 17-21 Aralık 2013 tarihlerinde Berlin’de Kültürel Diplomasi Enstitüsü ev sahipliğinde gerçekleşen 'Kültürel Diplomasi Yıllık Konferansı’na katılarak buralarda da Türkiye’yi temsil ettim.Bu toplantılarda benim tek gündem maddem, ülkemi en iyi şekilde nasıl temsil edebilirim sorusu ve bunun cevabıdır.Dış politikamız, içinde bulunduğumuz bölgenin güç dengelerinin korunması bir yana, Türkiye’ye itibar ve güç kaybettirdi. Bölgedeki ilişkilerimizi daha büyük tehlikeye itti.Bölgede radikal grupları destekleyen ülke görünümü ön plana çıktı. Türkiye’nin bölgedeki dengeli, güvenilir gücünü kaybetmesi; Milli Güvenliğimiz de dahil pek çok diplomatik krize karşılık bizi kırılgan hale getirdi. El Kaide’nin kurduğu devlet yapısı şu anda sınır komşumuz oldu.Bölgesel liderlik peşinde koşarken, hemen yanı başımızdaki üç ülkede büyükelçisi olmayan bir ülke konumuna geldik. Bu çelişkili politikalar nedeniyle; küresel barış ve istikrara katkı yapamayan bir ülke görüntüsü veriyoruz.Türkiye’nin dış politikasını yönlendiren hükümet, bu ülkenin insanlarının bir fildişi kulesinde değil, bölgesinde ve dünyada karşılıklı iletişim içinde yaşama arzusunda olduğunu unutamaz.Bu ülkede hukuk normlarının, çoğunluk anlayışına göre değil, evrensel değerlere göre düzenlenme mecburiyetinden kimse kaçamaz. Aksi takdirde, otoriter bir yapının oluşacağı kaygıları ortadan kaldırılamaz.Demokrasinin kurumsallaştığı ülkelerde, en küçük yolsuzluk söylentisi bile istifaya neden olurken, hırsızlık ve yolsuzluk belgelerinin havada uçuştuğu bir dönemde, bunların üzerine hep birlikte gitmek yerine gündem maharetli bir şekilde saptırılmamalıdır.Bu yolsuzluklar, ampulü patlatırsa Türkiye’nin ışıksız ve enerjisiz kalacak hali yok. Ampul patlayınca yerine yenisi gelir. Sistem böyle çalıştığı için de, kimse çıkıp neden bu ampul patladı diye sorgulama lüzumu hissetmez. Devletin devamlılığı hiçbir şeyle kıyas kabul etmez, her şeyin üstündedir.”Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü alanındaki endişelerin giderilmesi ise, daha fazla gazete, radyo veya televizyon sayısı ile değil, kesimlere veya kişilere karşı ayırım yapmayan tarafsız yayıncılığın teşvik edilmesiyle mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İrbeç, şunları kaydetti:“Bölgesel ve küresel güç dengelerini barış ve istikrar yönünde hareket ettiremiyorsanız, Türkiye’de var olan yolsuzluk kaygılarını ve sağır sultanın bile haberdar olduğu belgeleri, küresel komploya bağlayarak ülkenin imajını düzeltemezsiniz.Alo 171 Sigara bırakma hattına güvenen ve buraya başvuran insanların alacağı ilaç konusunda bile suiistimale varan söylentiler medyada yazılıp çiziliyorsa; bu durum, basit bir ticari olay şeklinde değerlendirilip geçiştirilemez.Türkiye’nin günümüz dünya gerçekleriyle uyumlu politikalar geliştirememesi, oldukça yüksek olan uyuşmazlık maliyetlerine yenilerini ekleyecektir.Ülkemiz, 100 binin üzerinde insanın yaşamını yitirdiği, milyonlarca kişinin evlerinden olduğu Suriye trajedisini en yakından yaşayan ülkedir. Şu anda kaç milyon Suriyelinin Türkiye’de olduğunu hiç kimse söyleyemiyor. Suriye’de savaş isteyen tek ülke durumuna düştük. Şimdi ise; bu ülkeyle ilgili yürütülen barış görüşmelerindeki etkinliğimiz sıfırlanma noktasına yakındır.Bu gidişat düzeltilmeye muhtaçtır ve milletimizin menfaatleri bunu gerektirmektedir. Dış politikada iktidar-muhalefet ayrımı yapılarak politika geliştirilemez. Burada, bütün kesimleri kucaklayabilecek bir dış politika yaklaşımına acilen ihtiyaç vardır.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz