Brüksel'deki temaslarının ardından İstanbul'a gelen ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Atatürk Havalimanı'nda seçimlerin 15 Aralık'a ertelenmesi önerisi ve Brüksel'deki temasları ile ilgili CNN Türk televizyonuna bir değerlendirme yaptı. Türkiye'ye müzakere tarihi vermeden dışarıda bırakılmasının Avrupa için zor bir karar olacağını belirten Yılmaz, Türkiye'nin AB konusundaki yaptıklarının Avrupalı muhataplara aktarılmasının önemini vurguladı.
Temasları kapsamında AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verhaugen'le de görüştüğünü ifade eden Yılmaz, "Gayet samimi bir görüşme yaptık. Hatta görüşmemizin büyük bir bölümünü başbaşa yaptık. Türkiye'nin AB ile entegrasyonunu değerlendirdik. Örneğin, Alman seçimlerini. Bu konuda karamsar değil" dedi. Günter Verhaugen'in Kıbrıs konusuna gerçekçi baktığını gözlediğini kaydeden Yılmaz, "De Desoto'nun son görüşmelerden sonra daha iyimser olduğunu söyledi. Buna rağmen Günter Verhaugen, ana ilkelerde bir uyum sağlanırsa Kopenhag için yeterli olacak. Eğer Güney Kıbrıs alınmazsa, genişleme sürecini bloke edeceğini açıklamıştı. Bunun için her tarafı da memnun edici bir karar gerek. Verhaugen, uygulamaya dikkat çekti. Mesela, 'işkence konusun sorun olmaya devam ediyor' dedi. Ben 'o zaman Avrupa insan haklarına başvuran kişisel başvuruların sayısına bakın' dedim" ifadelerini kullandı.
Verhaugen'in seçimlerden mutlaka Avrupa yanlısı bir hükümetin gelmesini istediğini dile getiren Yılmaz, Türkiye'nin kriterleri yerine getirdiğini, Avrupa'nın da bunun gereğini yapması gerektiğini vurguladı.
Seçimin ertelenmesini istediklerini dile getiren Yılmaz, "Biz erken seçimden yanayız. Bu hükümetle ileriye gidilmeyeceğini ilk telafüz eden benim. AB takvimi Türkiye'nin 50 yılını, 100 yılını etkileyecektir. Burada önemli olan husus, AB takvimini hiçbir aksaklık yapmadan ileriye götürüyorsanız değişikliğe gerek yok. Ama ben bu aksaklıklara karşı endişemi dile getiriyorum" dedi.
Bahçeli'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurusu sırasında düzenlediği basın toplantısında, "Bundan sonra AB konusunda atacağımız bütün adımları bu yargı olgusuna göre atacağız' şeklindeki açıklamalarını hatırlatan Yılmaz, "Netice itibari ile bu son olarak Bakanlar Kurulu kararı ile görüşülecektir. Derneklerle ilgili kanunlar Bakanlar Kurulu'nun kararına bağlıdır. Çok büyük bir adım attık ama şimdi Avrupa'da 'Türkler bu kanunları aşamaz' diyenler 'Türkler bunları yolu aşmak için yaptılar' düşüncesi var. Biz bu kanunları süs için çıkarmadık. Çıkardığımız kanunun gereğini yapmamız gerek" diye konuştu.
MHP'nin engelleme yapmaması halinde hiçbir sorunun olmayacağını ifade eden Yılmaz, MHP'nin bunları engellemediği takdirde bu hükümetle 3 Kasım seçimlerine gidilebileceğini söyledi.
Aralık ayına kadar Avrupa'da çok yoğun bir lobi faaliyeti yapmak gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Ben gitmeden önce sivil toplum örgütlerini topladım. Avrupa'da müzakere etmelerini istedim. Bunu bana, görüştüğüm Avrupa parlamentosu başkanı söyledi. Lobi faaliyetlerinde bir eksiklik var bunları gidermek gerek" ifadelerini kullandı.
ANAP'ın şimdiden sonra hükümetin bu konulardaki tavrını izleyeceklerini belirten Yılmaz, "Eğer bir engelleme ile karşı karşıya olduğumuzu görürsek buna göre davranacağız. Böyle bir şey olursa çekilmemiz de dahil her türlü şeyi yaparız. Ama böyle bir engelleme olmazsa ANAP'ta haksız çıkar. Benim endişelerim belli. Eğer o endişelerin gerçekleşmesini görürsek mutlaka harekete geçerim" diye konuştu.
Cumhurbaşkanının sözlerini de değerlendiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanının sözleri görevi MHP'ye vermek anlamına gelebilir. Cumhurbaşkanının feshetmesi belli imkanlara bağlıdır. Onlar doğrultusunda seçime gitme olanağı da var."
Yılmaz, ayrıca önümüzdeki hafta Bahçeli ile bir görüşme yapabileceğini belirtti.
3 Kasım seçimleri kararının 446 milletvekilinin oyu ile alındığını ifade eden Yılmaz, "Çoğunluk iradesi Meclis'te oluşmuştu. Biz sadece ondan sonra Meclis'in çoğunlukla uyguladığı yasanın zarar görmemesidir" dedi.
Kaynak: İHA